Paylaş
KADIN KADININ KURDU DEĞİL YURDUDUR
AVUKAT Tuba Torun, kadına karşı şiddet kadın cinayetleri davalarında, eylemlerinde hep ön sırada. “Şarkıyı dinledin mi?” diye aradım. “Maalesef” dedi. Nedenini sorunca da şöyle açıkladı: “Türkiye’deki kadın hareketinin önemli reflekslerinden biri de mümkün olduğunca bir başka kadını hedef tahtasına koymamak, kalp kırmadan, rencide etmeden yorum yapabilmektir. O nedenle Yonca Evcimik’i rencide etmek gibi bir niyetimiz asla yok. Ama keşke doğru bir şarkı, doğru bir çıkış olsaydı.”
FEMİNİST BİLİNÇTEN UZAK
Şarkının bir paragrafında “Bakma sevgilime be kadın, çıkacak adın. Mesaj atma kocama, gözünü dikme ocağıma. Nasıl bozuldunuz böyle, açarsan mahremini içeri girer işte öyle” deniliyor. Tepkinin birçoğu da şarkı aralarındaki bu ve bunun gibi ‘cinsiyetçi’ ifadelere... Avukat Torun, “Yonca Evcimik’in şarkıyı iyi niyetle, kadına karşı şiddeti gündemde tutmak için yaptığını varsayalım ancak kullandığı dil feminist bilinçten uzak, ataerkil düzene hizmet etmekte. Bizde ‘Kadın kadının kurdudur’ gibi sözde özlü, gerçekte cinsiyetçi bir lakırdı var. Oysa Türkiye gibi gücün erkeğe atfedildiği sistemlerde kadınlar ancak birbirini desteklerse güçlenebilir. Yani, ‘kadın kadının kurdu değil yurdudur.’ Düşünün, niçin kaynana-gelin, görümce-gelin, eltilik gibi müesseseler var. Niçin hep kadın çekişmesi? Çünkü mevcut sistemde güç erkeğe atfedilmiş. Erkek üzerinden kendini tanımlayan kadınlar da geri planda çekişip duruyor. Yonca Evcimik’in de sözleri ile yaptığı bu: Diğer kadını ezmek! Ataerkil bir yapıda yaşıyoruz. Bu bilinç bize doğuştan kodlanıyor. Ancak mücadele geliştikçe neyi söyleyip neyi söylemememiz gerektiğinin farkına varıyoruz. Bilmemek ayıp değil ama keşke sorup öğrenseydi. Kadına yönelik şiddete karşı mesaj vermek isteyenlerin eserlerini ortaya koymadan önce konunun uzmanlarına danışmasını öneririm. Daha doğru sözler içeren bir çıkış bekliyoruz kendisinden” diyor.
‘MAKBUL KADIN’ DAYATMASI VAR
SOSYAL psikolog Duygu Buğa’ya göre bizim gibi ataerkil toplumlarda yetişen kadınlar, zaman zaman farkında olmadan, cinsiyetçi sistemi destekleyen söylemler içerisine düşebiliyor. Evcimik’in şarkısı da buna bir örnek. Ne demek bu? Buğa, “Toplum bize ‘makbul kadın’ olgusunu dayatıyor. Yani ‘Çizilen kurallara uyar, ahlaklı olursan sana bir şey olmaz. Ahlaksızsan başın derde girer’ diyor. Ve maalesef ki kadınların başına gelenleri yaptıkları şeyler yüzünden hak ettiklerine dair adil bir dünya inancı var. Kadınlar ne zaman özgür olmak, çalışmak, para kazanmak, istediğini giymek, istediği yere- istediği saatte gitmek isteseler ataerkil sistemin şiddetine maruz kalıyorlar. Ve bu şiddeti her zaman erkekler yapmıyor. Kadınları da ‘Kendini korumayı bil’ ya da ‘Erkeğini doğru seç’, ‘İffetli giyin’ gibi söylemler içinde görüyoruz. Oysa burada mesaj verilmesi gereken kişi kadın değil erkek! Bu bilinci yıkmaya çalışırken böyle bir şarkı yapılması hoş değil” diyor.
SÖZ SAVUNMANIN: ‘BRAVO BANA’
ELEŞTİRİLERİN hedefindeki Yonca Evcimik’i arıyorum. Şarkı çıktığı andan itibaren o kadar çok “Sen ne yaptın?” telefonu almış ki konuşmaktan bitkin. Ancak bir de ben soruyorum, ‘Ben zaten bu konular konuşulsun istedim yani böyle olacağını biliyordum ama bu kadar hızlı tepki beklemiyordum. Ben kendimi taşın altına attım. Tepkiler de umurumda değil. Bravo bana. Çünkü bu sorunları az daha yumuşatsam kimse anlamayacak, konuşmayacaktı. Şimdi konuşulmayanlar
konuşuluyor” diyor.
‘MAHREM’ NE DEMEK ÖĞRENSİNLER
En çok eleştiriyi ‘mahrem’ kelimesi üzerinden alan Evcimik, şöyle devam ediyor: ‘Mahremden ne anladıkları ortaya çıktı. Oysa benim dediğimi anlamaları için sözlüğe bakmaları yeterliydi. Adı üzerinde ‘Ayıp şeyler’ diyoruz yani yapılmaması gereken, ahlak dışı, mutsuz edici şeyler... Küçük kızlarla evlenenler, üçüncü kadınlar... Bunları konuşmadan olmaz. Kimse bunları konuşmuyor. Konuşa konuşa gerekirse kavga ede ede kalkacağız bu sorunların altından. Küfürler, hakaretler edenler... Bakıyorum hepsi trol. 0 gönderi 3 takipçisi olan hesaplar. Onların sayesinde patladı iş... Bence mesaj yerine ulaştı, amacım da bu farkındalığı yaratmaktı.”
ŞİDDETİ NORMALLEŞTİREN SÖYLEMLERE ‘HAYIR’
KADIN Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Ayşen Ece Kavas: “Kadına yönelik şiddetin asıl sebebi kadınların ‘ahlak’, ‘namus’ gibi kalıplara sokulmak istenmesi ve bu kalıpları kırmak isteyen kadınların da bastırılma çabasından kaynaklı. Şiddeti durdurmanın yolu toplumsal cinsiyet rollerini reddetmekten geçer. Ancak bu şarkı, tam aksine, kadına şiddetin sorumluluğunu kadının üzerine yıkmakta. Şiddetin sebebini kadınların yaşam tarzı, davranışları, giyinişleri, duruşlarıymış gibi göstermekte! İstanbul sözleşmesi ‘şiddetin normalleştirilmesi yasaktır’ der. Unutmayın, bugün mahkemeler ‘Karım beni aldattı, küfretti, iffetsizdi’ diyerek ceza indirimi almaya çalışanlarla dolu. Bizler, bu bahaneler ‘Ceza indirimine tabi olmasın, ağırlaştırıcı suç sayılsın’ diye uğraşırken bu şarkı bu zihniyeti onaylar nitelikte. Tüm sanatçıların doğru politik tavrı göstermesi ve şarkı sözlerinin telafi edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kaldı ki toplum bu şarkının çok ilerisinde. Gelen tepkilerden de bunu görmek mümkün. Sanatçılar da toplumun gerisine düşmemeli.”
Paylaş