Paylaş
SAVUNMAYA BAK: ELMAYI KENDİ YEDİ
DHA’dan Rojda Altıntaş, yasak olmasına rağmen kaldığı bakımevinde elma yedirilen ya da bir şekilde yiyen, çünkü bakımevi otizmli Oğuz’un bahçedeki ağaçtan kendisinin elma koparıp yediğini iddia ediyor, Oğuz Sercan Şevker’in ailesi ile konuştu. 12 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybeden Oğuz’un babası Ahmet Acar, kurum hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, şunları söyledi: “Daha önce de burnu kırılmıştı. Pandemide de ciğerlerinde ödem oluşmuş, yoğun bakıma kaldırmışlar ama hastanede yalnız bırakılmış. ‘Eleman yetersizdi’ dediler. Çocuğumuza katı gıda yasaktı. Annesi canı meyve isterse püre yapardı. Kurumun çok büyük ihmali var bu işte.”
BURADA EN BÜYÜK SORUN DENETİMSİZLİK VE CEZASIZLIK
İstanbul Otizmliler Derneği Başkanı Avukat Sedef Erken, art arda gelen ölüm ve şiddet haberleri karşısında üzgün ve haklı olarak da öfkeli: “14 yıldır bir fiil bu işlerin içindeyim ama bazen bir adım bile yol alamadığımızı düşünüyorum” diyor. Peki, sorun nerede? Şöyle cevap veriyor: “En büyük sorun denetimsizlik ve cezasızlık. Devlet, kamusal bir ödev olan engelli bakımını büyük oranda özel işletmelere bırakmış durumda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı resmi sitesindeki istatistiklere göre bugün sayıları 500 civarında olan bakım merkezlerinde kalan 40 bini aşkın engelli bireyin yüzde 75’i özel bakım merkezlerinde. Bu merkezlerin denetimi ise tamamen kâğıt üstünde. Yani denetim var ama yok. Zira buralara habersiz denetim yapılmıyor, müfettiş gideceği zaman işletmelerin mutlaka haberi oluyor. Oysa oralardan gelen o kadar çok ihbar var ki! Yıllar içinde yüzlerce kez çözüm umudu ile Ankara’ya gittik. Kendi çalışmalarımızı, yurtdışı örneklerini götürdük ama yüzümüze bakan olmadı, yöneticiler kılını kıpırdatmadı. Kamuya ait ya da özel fark etmez bizdeki bakımevi sistemi eskimiş ve tüm gelişmiş ülkelerde terk edilmiş son derece ilkel bir sistem. Engellilerin toplumdan izole edildiği, dört duvar arasına sıkıştırıldığı, insanlık onuruna yakışmayan bir yaşam sürdürülmeye çalışılıyor bakımevlerinde. Oysa gelişmiş pek çok ülkede asistanlı yaşam, grup evleri gibi seçenekler var. Bizde ise hâlâ hiçbirine dair sistemli bir çalışma yok.”
TEK SUÇ BAKICILARIN MI
“Cezasızlık kısmına gelince... Bu bakımevlerinde çalışmak için 650 liraya online sertifika alabilir ve asgari ücretle işe başlayabilirsin hemen. Hiçbir uzmanlığı olmadan, bir sertifika ile iş bulan bu kişiler günün sonunda bir zarara sebep olduğunda sadece onlara mı kızıp ceza vereceğiz? Hayır. Bunun çözüme bir katkısı yok ki. Aksine bu durum gerçek suçluların gizlenmesi, paçayı kurtarmasına hizmet ediyor. Asıl sorumlular hiçbir şekilde zarar görmüyor. Özetle neresinden tutarsanız lime lime bir durum. Cezasını da işkenceye maruz kalarak, taciz edilerek, eziyet görerek ve ihmallerin kurbanı olarak, bizim çocuklarımız çekiyor. İşte bu yüzden de son nefesimize kadar bu konunun peşini bırakmayacağız.”
BAKICILARIN EĞİTİMİ VE DENEYİMİ YOK
İlksen Baş: “Bu kaçıncı? Barış var mesela, sakat kaldı. Mustafa var, bakımevinin ihmali sonucu kusmuğunda boğuldu, öldü. Hangi birini sayayım? Buralar bakımevi değil ölümevidir. İnsanlar ‘Bırakmayın’ o zaman diyor, yargılıyor ama o kadar kolay değil o iş. Maddi-manevi öyle bir kıskacın içinde ki aileler, bir noktada bakımevine ‘mecbur’ kalıyorlar.”
ALTI YÜZ ELLİ LİRAYA SERTİFİKA
Bakımevlerinde istihdam edilen personelin birçoğunun otizm ve otizmli bireyler gibi böylesi nazik bir konuda bilgi, birikim, deneyim ve mesleki eğitime sahip olmadığının altını çizen Baş, diyor ki: “Bu merkezlerde çalışanların çoğu 650 liraya, online olarak verilen bir eğitime katılıp sertifika alıyor. İşe alınan personel psikopat mı sapkın mı? Kim biliyor? Kim denetliyor? Hiç kimse. Çocuklarımız açık hedef haline gelmiş durumda. Kameralara yakalanmamak için gizli gizli dövülenler mi dersiniz, aç bırakılanlar mı dersiniz? Yüzlerce kez başvurduk ama sonuç alamadık. Çünkü otizmliler, engelliler yok sayılıyor, umursanmıyor. Birey olarak görünüşte yaşam hakkımız var ama uygulamada yok! Bu işin tek çözümü eğitim ve denetimdir. Aksi halde bu ölümlerin önüne geçemezsiniz.”
Paylaş