Ayasofya'dan 'parça' koparmak neyin nesi

Ayasofya; 86 yıl boyunca müze olarak hizmet verdi, ibadete açıldıktan sonra ise bir garip, ‘yeme’ vakaları ile gündemden düşmüyor. Geçen ay Ayasofya’nın tarihi İmparator Kapısı tahrip edilmiş, bazı kişilerin kapıdan parça koparıp yedikleri iddia edilmişti. Son gelen görüntü ise bir kez daha ‘Yok artık!’ dedirtti çünkü bazı misafirler kutsal olduğu gerekçesi ile tarihi yapının duvarlarını kazıyıp poşetlere doldurdu. Tüm bu koparma, yeme, hatıra diye eve götürme ritüellerini anlamıyorum ama belki de benim bilmediğim bir anlamı, İslam dininde bir yeri vardır diyerek, ‘Bir insan neden tarihi bir yapıdan ‘parça’ koparır? İslam ne diyor?’ sorusu ile ilahiyatçıları aradım.

Haberin Devamı

KÜLTÜREL BİLİNÇ ARTTIRILMALI

Gelin önce Ayasofya’nın tarihini bir hatırlayalım. Anadolu rock müziğinin efsane grubu, 3 Hürel üyesi ünlü sanatçı Haldun Hürel aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sanat Tarihi öğretim üyesi. Şöyle anlatıyor: “Ayasofya şimdiki halini 532-537 yıllarında Bizans İmparatoru Birinci Justinyan’ın emriyle yapılan ve 5 yıl 10 ayda biten inşaat çalışmalarından sonra aldı. 537 yılının teknik koşullarında böyle bir eseri ayağa kaldırmak muazzam bir başarı. 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u ilk aldığında Ayasofya’ya sahip çıktı, sütunlarına saldıran askerine ceza vermişti. İlk Cuma namazını da burada kıldı. 1481’de ilk, Sultan 2. Bayezid zamanında ikinci minaresi dikildi. Diğer iki minaresi ise Mimar Sinan tarafından inşa edildi. Binlerce yıldır ayakta kalan Ayasofya’nın günümüze gelmesinde bana göre en önemli kişilerden biri de Mimar Sinan’dır. Sinan, Ayasofya’nın çevresine koyduğu payandalar sayesinde duvarlarının esneyip yıkılmasının da önünde geçti.”

Haberin Devamı

EVRENSEL BİR YAPI

Unutmayın ki böylesi kıymetli bir eser bizim. Ama bizim diye hoyrat mı olunmalı? Ayasofya aynı zamanda dünyanın da önemsediği tarihi bir eser, evrensel bir mabet. Bu gözle bakılmalıdır. Ancak toplumumuz maalesef bu bilinçte değil. Sadece güvenlik dikmek ile olmaz, kültürel bilinci arttırmak için acil çalışmalar yapılmalı, eğitimler verilmelidir.”

Ayasofyadan parça koparmak neyin nesi

HURAFECİ ZİHNİYET

Yıldız Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim üyesi, Kuran araştırmacısı Prof. Caner Taslaman, Hangi dinde buna benzer ritüeller var araştırılabilir ama sana şu kadarını söyleyeyim bu yapılanın İslamiyet ile alakası olmadığı kesin” diyerek giriyor söze. Peki, ne oldu da iş bu aşamaya geldi? Diyor ki: “İslam’ı kaynağından, Kuran-ı Kerim’den öğrenmeyince böyle hurafeler çıkıyor ortaya. Mesela bazı din adamları bazı hurafeleri zamanla benimsemiş; örneğin müziğin haram sayılması, dinden dönenin öldürülmesi gibi. Ancak aynı din adamları gece mezarda ıslak çalmak, tahtaya vurmak, kutsal yerlerden parça koparmak, yemek, toprağından alıp eve götürmek ya da oralara çaput bağlamak gibi ritüelleri hiçbir zaman benimsememiştir. Bu hurafelerin hiçbir mezhepte karşılığı yok. Bu hurafelerin saçma olduğu defalarca söylenmesine rağmen halk arasında hurafeci bir zihniyet var. Dinin özünü anlamayan bir zihniyet. İslam’ı kulaktan; mahalledeki amcalar, teyzelerden öğrendiğinizde olacağı bu! Her duyduğunuzu doğru kabul edersiniz. Peki, ne yapmak gerekir? Sonuçta gidip her taşın başına bir bekçi dikemeyeceğimize göre... Çözüm, dini kaynağından öğretmek ve öğrenmekte.

Haberin Devamı

BUNUN ADI PUTPERESTLİK

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, tarihi bir yapıdan parça koparmak ya da iddia edildiği gibi o parçadan yemek, torbaya koyup eve götürmek ve/veya o yapıya yüz sürmek, çaput bağlamak gibi ritüellerin İslam’da yeri olmadığını belirterek, diyor ki: “Bu olsa olsa putperestliktir. Bunlar hurafedir. Türkiye’de Müslümanlık üzgünüm ki kendi içinde şirk barındırıyor. İslam’a aykırı birçok unsur var. Türbe kültüründen tut fanilerden medet ummaya kadar! Bunlar Fatiha Suresi ile taban tabana zıt; ‘İyyâke na’budu ve-iyyâke nesta’în’, ‘Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz.’ Günde 5 defa bu sureyi okuyan insanlar bir tek Allah’tan yardım istemiyor ve bu garip, anlamsız ritüellerden medet umuyorlar. Vahim bir tablo. Ayasofya’nın yapı olarak dünyada eşi benzeri yok, bu durum karşısında keşke cami yapılmasaydı diyorum. Bazı insanlarımız sanat, tarih, kültürel miras konularında fazlaca nobran.”

Haberin Devamı

GASP VE HIRSIZLIĞA GİRER, HARAMDIR

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş, kıymet verilen kişilerden ya da mekânlardan hatıra olarak bir parça almanın dinen yasaklanmadığını söylüyor ve buraya büyük bir ‘ama’ bırakıyor: “Örneğin, peygamber efendimizin mukaddes emanetleri günümüze kadar gelmiştir. Ancak bunlara ibadet edilmez, bunlardan medet umulmaz! Bunlar sadece bir hatıradır. Bu emanetlere yüz sürdük, elledik diye ne kendi geleceğimiz ne de çocuğumuzun ki değişir ne malınıza, mülkünüze bereket gelir ne de sağlığınız düzelir. Bir diğer örnek; camiden toprak almak, bahçesine göbek bağı gömmek, Medine’den toprak, taş getirmek... Halk arasında hayli yaygın. Bunların da dinimizde yeri yok! Sanıldığının tersine necasete neden olmakta. Düşünsene, her giden Kâbe’den bir şey koparıp getirse ortada Kâbe mi kalır? Kaldı ki bu gasp ve hırsızlığa girer, haramdır. Aynı şekilde Ayasofya’dan bir parça koparmanın da gerekçesi teberrük, yani bir şeyin hayrını ve bereketini aramak gibi niyet içeriyorsa bu da hurafedir. ‘Hurafeler ateştir, sahibi de ateştedir’ diyor peygamber efendimiz. Binlerce yıl ayakta kalmış bir yapıya ‘ellerinizle’ zarar veriyorsunuz. Bunu yapanın cezalandırılması, buna izin verilmemesi gerek.

 

Yazarın Tüm Yazıları