Paylaş
BÜYÜK KALABALIKLARDAN UZAK DURUN
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal, normalleşme sürecine geçilmesine en çok destek veren isimlerden biri olduğunu hatırlatarak söze giriyor. “Ancak” diyerek parantez açıyor: “Bu geçiş böylesine hızlı olmamalıydı.” Hürriyet Bilim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Ünal, vatandaşların 3 gruba ayrıldığını söylüyor ve “Birinci grup tedbirleri abartanlar, ikinci grup tedbirlere harfiyen uyanlar. Bu her iki grubun toplamı yaklaşık yüzde 50.
Asıl en tehlikeli olan üçüncü grup ki, bunlar tedbirleri hiç uygulamayan, oralı dahi olmayanlar. Üç gruba da bakınca beni en çok rahatsız eden, şehir içi toplu taşımanın ‘eski normal’ düzene dönmüş olması. Otobüs, minibüs gibi toplu ulaşımda eğer kalabalığın yüzde 50’si kurallara riayet etmiyorsa bilin ki geleceğimiz pek parlak değil. Siz adına ister 2. dalga ya da her ne isterseniz deyin, süreç bizi oraya götürecek” diyor. Ünal bireysel sorumlulukların belirleyici olacağını belirterek, “Kapalı alanlarda, büyük kalabalıkları bir araya getirecek her türlü aktiviteden uzak durmakta fayda var” uyarısında bulunuyor.
TORUNLARLA BULUŞMAYI ERTELEYİN
Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Derya Uludüz’ün uyarısı, her gün saat 20.00’ye kadar sokağa çıkmalarına izin verilen 65 yaş ve üzeri büyüklerimizle onların torunları, 18 yaş ve altındakilere. Prof. Dr. Uludüz, “65 yaş ve üzeri grup hastalığı ağır geçirme riskleri nedeniyle lütfen çok dikkatli davransın ve tedbirler konusunda gevşemesin. Bilindiği üzere çocuklar ve gençler virüsün asemptomatik yani hayalet taşıyıcıları olabilirler. Dolayısıyla her iki grubun buluşması büyük risk. Mümkün mertebe aile büyüklerimize yapacağımız ziyaretleri erteleyelim. Hele ki uzun süreli ziyaretler asla olmamalı. İlla gidilecekse, büyükanne-büyükbaba torun bakacaksa mesela, ziyaretten önce ya test yaptırın ya da en az bir hafta evde izole yaşayın. Kendinizden emin olduktan sonra ziyarete gidin. Yine de emin olamıyorsanız ayrı zamanlarda yemek, başka odalarda uyumak, maske ve mesafe kuralına riayet etmek uygun olacaktır” diyor.
EMEKLERİMİZ BOŞA GİTMESİN
Bilim Kurulu ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, biraz sitemkâr. ‘Normalleşme’ sürecinin yanlış anlaşıldığını belirten Yamanel, hafta sonu objektiflere yansıyan ‘mesafesiz’ sosyalleşme fotoğraflarından büyük üzüntü duyduğunu söylüyor ve “En büyük endişem, ülke olarak bugüne kadar yaptığımız her şeyin boşa gidebilecek olmasından” diyor. Normalleşmenin yanlış anlaşıldığını belirten Yamanel, şöyle devam ediyor: “Bundan sonra kontrollü bir sosyal hayatımız olacak. Tüm sektörlerde, tüm alanlarda bunu başarıyla sürdürmek en önemli kriter olacak. Global anlamda bağışıklık sağlanana ya da virüsün aşısı bulunana kadar maske takmak, sosyal mesafe kuralına uymak, el hijyenine dikkat etmek ve mümkün olduğu kadar da kalabalık oluşturmamak hayati önem taşıyor.
Aksi halde 2. dalga kaçınılmaz olur, ki maalesef bunun dünya genelinde örnekleri de mevcut. Eğer üzerimize düşeni yapmazsak, uzun süredir bine sabitlenen ve bir türlü düşmeyen vaka sayılarında artış yaşanabilir. Henüz hiçbir şey bitmiş değil. Biz sorumluluklarımızı yerine getirmezsek devlet yeni önlemler almak zorunda kalabilir.”
İKİ BAŞLAMADAN BİRİNCİ DALGA UZAMASIN
Bilim Kurulu ve İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz’un bu yeni süreçte vatandaşa verebileceği 3 hayati önerisi ise şöyle: “Bu yaz kalabalıktan, yakın temastan ve kapalı ortamlardan kaçınmayı tavsiye ediyorum. Virüs hâlâ aramızda. Sıfırlanmış değil. Her gün bine yakın vaka görülüyor ki bu az bir sayı değil.” Prof. Dr. Yavuz zorunlu durumlar içinse ayrı bir başlık açıyor ve “Kalabalığa giriyorsanız mümkün mertebe mesafenizi korumaya çalışın. Olabilecek en kısa sürede işiniz halledip ortamdan derhal uzaklaşın. Bu sürede mutlaka maske kullanın. İlk vaka görüldüğü günden bu yana 3 ay geçti. Sanırım insanlar biraz bunaldı. Ama inanın bu virüs öyle sinsi ki öyle bir bunalma hakkımız yok maalesef. Öyle kalabalık düğünler, taziyeler, doğum günü kutlamaları, gece eğlenceleri, bunlar için gerçekten de çok erken. Bunu kimseyi korkutmak için söylemiyorum. Ortada bir gerçek var. Günlük vaka sayılarında azalma yerine artış yaşanıyorsa bu bizim tedbirlere uymadığımızı gösterir ki bu da sevdiklerimizin ve hayatımızın riskte olması demek. Herkes ikinci dalgayı bekliyor ama kişisel sorumluluklarımıza dikkat etmezsek birinci dalgayı başarıyla bitiremeyebiliriz, artışlarla devam edebilir ki bu bizi çok korkutuyor.”
Paylaş