Adalet tecelli mi etti, yoksa vicdanlar yaralı mı

Sevgilisini darp ettiğini düşündüğü Özgür Duran’ı bıçaklayarak öldüren, davası kadına karşı şiddetin durdurulması noktasında sembol olan Kadir Şeker’e mahkeme ‘kasten adam öldürme’ suçundan 12 yıl 6 ay ceza verdi. Çoğunluk karara itiraz ediyor. Kadir Şeker’in tahliye edilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Bugüne kadar pek sesi duyulmayan maktulün ailesi ve avukatları adaletin tecelli ettiği görüşünde. İşte size iki farklı bakış açısı. Sizce kim haklı?

Haberin Devamı

Adalet tecelli mi etti, yoksa vicdanlar yaralı mı

KAMU VİCDANI RAHATSIZ

MÜNEVVER Karabulut, Pınar Gültekin cinayetleri başta olmak üzere kamuoyunu yakından ilgilendiren birçok davaya gönüllü bakan avukat Dr. Rezan Epözdemir, mahkemenin Şeker’e verdiği 12 yıl 6 ay cezanın hayli ağır olduğu görüşünde. Şöyle özetliyor: “Yargılama sonucunda mahkeme, TCK 81. ve TCK. 29 maddesi uyarınca ‘Haksız tahrik altında kasten adam öldürme’ dedi. Bu gerekçeyle de Kadir Şeker önce müebbet hapse çarptırıldı, sonra cezası tahrik nedeniyle 15 yıla, iyi hal indirimi de yapılarak 12 yıl 6 ay hapse indirildi. Ancak mahkeme, en alt sınırı uygulayarak, 12 yıl, sonra takdir indirim sebepleri uygulayarak cezayı 10 yıla indirebilirdi. Ama yapmadı. ‘Haksız tahrik indirimi’ üst sınırdan uygulanmayarak hakkaniyete aykırı bir karar verildi.”

Haberin Devamı

‘BANA DOKUNMAYAN YILAN’ MI DİYELİM

Avukat Epözdemir, Kadir Şeker’in maktulle önceye dayalı hiçbir bağı, tanışıklığı ya da husumeti olmadığına atıfta bulunarak “Bir parkta bir kadına şiddet uygulandığını görüyor. ‘Fiziki şiddet yok’ demeyin. 6284’e göre sözlü saldırı da şiddet türüdür. Eğer maktul bir kadına bağırıp çağırıyor, sözel bir şiddet uyguluyor olmasa Kadir Şeker olaya müdahil olmayacaktı. Kadir Şeker yurttaşlık görevini ifa etmiş, kadına uygulanan şiddete müdahale etmeye çalışmıştır. Zaten bugün bizim sorumluluk sahibi yurttaşlarımızdan beklentimiz bu değil midir? Hele de ortada kadına şiddet varsa, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ deyip geçip gitmek mi, yoksa müdahale etmek midir doğru olan” diye soruyor.

MEŞRU MÜDAFAA SINIRI TARTIŞILMALI

Bu noktada araya giriyor, Kadir Şeker’in olaya elindeki bıçakla müdahale ettiğini ve ortada orantısız bir güç olduğunu hatırlatıyorum. Avukat Epözdemir, Kadir Şeker’in öncesinde bir kadına, sonrasında kendisine yönelen bir saldırıya karşı kendisini savunmak zorunda kaldığını ve bunun da pek de ölçülü bir savunma olmadığını kabul ediyor ve “Daha küçük bir müdahale ile maktulü püskürtebilirdi. Ama maktulün ölümüne sebebiyet verdi. Meşru müdafaa sınırı aşıldı ancak ortada bu sınırın aşılmasını maruz görebilecek bir heyecan, korku ve telaş var. Bu noktada ceza verilmemeliydi. Kaldı ki Kadir Şeker daha önce hiçbir adli olaya karışmamış, bir kadına yönelen şiddeti bertaraf etmek için olay yerine gitmiş, yurttaşlık görevini ifa ederken olay vuku bulmuş. Tahliye edilmeliydi” diyor.

Haberin Devamı

KARAR İSTİNAFA GİDECEK

Avukat Epözdemir, hukuki sürecin devam ettiğini ve kararın istinafa gideceğini belirterek şöyle devam ediyor: “İstinaf ve Yargıtay aşamasında meşru müdafaa sınırının aşılmasına neden olan korku, heyecan ve panik muhakkak göz önüne alınacaktır. Ayıca unutulmamalı ki kadına şiddet Türkiye’nin kanayan yarası, en temel meselesidir. Her sorumlu yurttaş gibi Kadir Şeker de duruma müdahale etmiş ancak müdahalesi sınırını aştığı için 12 yıl 6 ay ceza almıştır. Bu ceza kadına karşı şiddetle mücadeleyi sekteye uğratır. Kamu vicdanı rahatsızdır.”

Adalet tecelli mi etti, yoksa vicdanlar yaralı mı

ADALET İSTEYENLER NEREDE

ÖLDÜRÜLEN Özgür Duran’ın babası Cengiz Duran’ın avukatı Duygu Delibaş, mahkemenin verdiği kararın hukuken yerinde bir karar olduğunu savunuyor ve “Eğer hukuku tartışıyorsak olması gereken karar buydu” diyor. Peki neye göre? Avukat Delibaş Kadir Şeker ve avukatının meşru müdafaadan çok olayın kazara olduğu yönünde bir savunma yaptığını belirterek “Mahkeme tüm delileri göz önünde bulundurarak bu karara vardı. Adam öldürmenin cezası müebbettir. Müebbet almamalıydı. Öyle de oldu. Olayın şartları göz önüne alınarak gerekli indirim yapıldı. 12 yıl 6 ay ceza verildi. Karşı taraf olayın kaza olduğunu savunuyor. 23 santim uzunluğunda sustalı bir bıçak ve Kadir Şeker o ya da bu nedenle bu bıçağı sürekli yanında taşıdığını kabul ediyor. Bıçak taşımak suçtur. Bıçak bir silahtır. Karşı tarafın savunmasında da söylediği gibi, Kadir Şeker düşerken, bıçak maktul Özgür Duran’a kazara saplandıysa 8 santim seyir mesafesinden kalbine nasıl girdi? Bu bir kaza mı?” diye soruyor.

Haberin Devamı

ÖLENLE EMPATİ YAPILIR

Olayın kamuoyunda sanıldığı gibi vuku bulmadığını, ortada bir darp olmadığını ve bunun görgü tanıkları ve raporlar ile kayıt altında olduğunu söyleyen Avukat Delibaş, şöyle devam ediyor: “Her sözlü şiddete elimizde bıçakla mı müdahale edeceğiz? Mahkemede de söyledim: Kadir Şeker üzerinde bıçak taşımasaydı kimse zarar göremeyecekti. Kamu vicdanı yanlış yönde oluştu. Ölen ile empati yapılır. Aleyna Çakır’ı öldürdüğü iddia edilen Ümitcan Uygun için ‘Neden dışarıda?’ diyorlar. ‘Musa Orhan dışarıda’ deniyor. Ortada yanlış bir karar var ise, ki bence örneklerin her ikisi de hemen tutuklanmalı, Kadir Şeker olayında da yanlış bir karar mı verilsin? ‘Bu isimler neden dışarıda?’ diye soranlar adaletin en azından bu olayda tecelli etmesinden neden memnun değiller?”

Haberin Devamı

‘VİCDANSIZ OLUN’ DEMİYORUZ

Kadına şiddete karşı toplumsal vazifenin sonuna kadar yapılması gerektiğine dikkat çeken avukat Delibaş ‘Ama’ diyerek parantez açıyor: “Biz kimseye ‘Vicdansız olun’ demiyoruz. Ancak silahsız bir kişiye bıçakla müdahale edersen bunun sonuçları olacaktır. Sözlü olarak ayırabilirsin, baktın kişi agresif, bilek gücüne güveniyorsun, hadi fiziki olarak müdahale ettin. Burada yapılması gereken en doğru iş ise kolluk kuvvetlerini aramak, etraftan yardım istemekti. Elbette ki Kadir Şeker iyi niyetle müdahale etmeye çalıştı, bir cani değil ama müdahale şekli yanlış. Maktulün sabıkalı olması Şeker’in olaya müdahale şeklini doğru kılmayacağı gibi bunu ‘hak ettiği’ anlamına da gelmez.”

 

Yazarın Tüm Yazıları