Paylaş
Antakya Belediye Kooperatif Evleri’ndeki A-2 Blok’u artık hepimiz biliyoruz. Biri 8, ikisi 13 katlı üçüz siteden biri tamamen yıkılmış, diğeri ağır hasar almıştı büyük depremde. 14 yıl önce o dönem ODTÜ’de olan hocaların kendi geliştirdikleri ‘karbon fiber’ yöntemi ile güçlendirdiği A-2 blok ise dimdik ayakta. Haber, güçlendirilen binadan iki oğlu ile burnu bile kanamadan çıkan bir apartman sakininin ODTÜ’lü hocalar için yayınladığı teşekkür videosu ile ortaya çıktı. Videodaki o kadın “Binamız 45 yıllık. ODTÜ’lü hocalarımız burayı güçlendirmişti. En az 50 kişinin hayatını kurtardılar. O günden beri dua ediyorum hocalarımıza. Ülkenin sadece iyi inşaatçılara ve hocalara ihtiyacı var” diyordu.
TÜBİTAK VE NATO DESTEĞİ
Ortaya çıktı ki fikri o dönem yüksek lisans yapan Mustafa Tümer Tan ‘tez’ çalışması olarak ortaya atmıştı. Şu an TED Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Güney Özcebe ise hemen ekip kurdu, projeyi geliştirdi. NATO ve TÜBİTAK’tan 50 bin Euro finansman desteği aldı. Güney Hoca gazete ve TV’lerde günlerdir ‘mucize’ denilen bu karbon fiber yöntemini anlatıyor. Kendisini aradım, niyetim hem bu mucizeyi sormak hem de ‘Bundan sonra ne yapmalı?’ sorusuna cevap bulmaktı. Bir yandan da yenice türeyen karbon fiber fırsatçıları konusunda uyarmak istedim. Çünkü projenin başarılı olduğunu duyan bazı şahıslar, ‘Evinizi karbon fiber ile güçlendirelim’ diyerek soluğu bölgede almış. Ki fırsatçılar olmasa bile ‘Nereden bulur, nasıl yaptırırız karbon fiber?’ diye soran da çok. İşte Güney Hoca ile söyleşimizin ilk bölümü ve aklımdaki soruların cevapları. Yarına da devamı var.
DANIŞMANLIĞA HAZIRIZ
Bu yöntemin yaygın olarak kullanılması gibi bir arzu varsa üniversiteler olarak dayanışma ve danışmanlığa hazırız. Ya da işi yapacak kişilere eğitim verebiliriz. Sorumluluktan kaçmıyoruz. 15 sene önce hem de o zamanın teknolojisi ile bunu yapabildiğimizi ispatladık, yine başarabiliriz. Biz o dönem çok anlattık ama sesimizi duyan olmadı. O dönem yardım istenseydi 15 yılda, 15 bin mühendis yetiştirirdik. Gelin şimdi aynı hataları yapmayalım.
BU YÖNTEMLE EVDEN TAŞINMAYA GEREK YOK
NASIL YAPILIYOR
Güçlendirme demek birçok insanın evinden en az 8-9 aylığına taşınması demek. Ancak kiralık ev ve taşınma maliyetlerinin yüksekliği ekonomik sıkıntı yaşayan birçok aileyi yaşadığı eve adeta ‘mahkûm’ ediyor. İşte bu döngüyü kırmak ve içinde yaşayan varken de bina güçlendirmenin mümkün olduğunu ispat etmek isteyen ODTÜ ekibi çeliğe göre çok daha güçlü, 0.1 milimlik karbon lifli polimerler ile güçlendirme yapılabileceğini keşfediyor. Projenin başındaki Prof. Dr. Güney Özcebe bu keşif için bir yandan finansman bulmaya çalışırken, altındaki ekip de gece gündüz çalışıyor.
NE KADAR SÜRÜYOR
Ve 2008 Ekim ayında bu yeni yöntem A-2 Blok’ta karbon fiber malzemenin evlerin iç duvarlarına çaprazlama monte edilmesiyle hayata geçiriliyor. Prof. Dr. Özcebe, “Dışarıdan betonarme payandalarla, içeriden karbon fiberle dolgu duvarların güçlendirilmesi yöntemiyle yaptık. 5-6 ayda güçlendirildi” diyor. Dairelerde yaşayanlar da bu süreçte evlerinden taşınmamış, güçlendirme yapılırken oturmaya devam etmişler.
MALİYETİ NE KADAR
O dönem, 2008’de aileler ekstra masraflar için daire başı 6 bin TL’ye yakın bir para ödemişler. Peki, işin bugünkü maliyeti nedir? Prof. Dr. Özcebe 2008’de bu işin 50-60 bin dolara mal olduğunu söylüyor, bugün de 9 katlı bir bina için rakamın hemen hemen aynı seviyelerde olacağına dikkat çekiyor.
HER BİNAYA UYGULANMAZ
* Güney Hocam, güçlendirdiğiniz bina sallanmadı ama siz o proje ile Türkiye’yi salladınız. Ne yaptınız binaya?
Bırakın depremi, durduğu yerde bile çökebilirdi. Biz bu binayı karbon fiber ile güçlendirdik. Tek yaptığımız bu. Bizim binanın ayakta kalması, güçlendirmenin ne kadar önemli ve yapılabilir olduğunu ortaya koymuş oldu.
* Haklısınız. Çoğumuz, ‘Yıkılsın, yeniden yapılsın’ istiyoruz. Tek çözüm bu gibi geliyor.
Oysa değil. Diyelim araban ile kaza yaptın. Tamponu ezilmiş, kasada da hasar var. Satıp yenisini mi alırsın? Hayır, tamir ettirirsin. Ama arabanın beyni gittiyse... Yenisini alırsın. Bu da aynı.
* Peki, hangi binanın yıkılıp hangi binanın güçlendirilmesi gerektiğini nereden bileceğiz?
Hastalıklar üzerinden örnekleyeyim. Şu an bazı hastalarımız kanser bazısı zatürre bazısı grip. Yani kimi ilk depremde yıkılacak, kimi orta hasarlı kimi de hafif bir tedavi ile iyileşebilecek ölçüde. Öncelikle hangi binanın ne olduğu belirlenecek. Teşhis koyacağız.
Bir: Yeni yapılması, 3-4 yıllık olmasına rağmen ağır hasarlı olduğu tespit edilmiş bir bina varsa hemen yıkılıp yeniden yapılmalı. Çünkü bu binaların güçlendirilmesi, yıkıp yeniden yapma maliyetine denk gelir, değmez.
İki: Eğer deprem riski yüksek zemin üzerine yapılmış ağır hasarlı bir bina ise burada da acilen kentsel dönüşüm uygulanmalı.
Üç: Bir binanın ömrünün aşağı yukarı 50-60 yıl olduğu düşünülürse, ekonomik ömrü olan ama ağır-orta-hafif hasarlı binalarda ise deprem şartnamelerindeki kurallar uygulanmalı. Yeniden yapılma maliyeti, güçlendirme maliyetinin yüzde 35-40’ını geçiyorsa kentsel dönüşüme girmelidir. Bunlar dışındakiler milli servettir, kaybedilmemeli, güçlendirilmelidir.
* Şehir hastaneleri ile sizin binanın ayakta kalması ilgiyi sismik izolatör ve karbon fibere yöneltti. Yanılıyor muyum?
Yani sorma, bana da ‘Hocam sismik izolatör ya da karbon fiber nereden satın alırız?’ soruları geliyor. Yahu yüzük değil ki bu satın alasın. Proje lazım. Mesela sismik izolatör, hassas bir cihazdır. Hastane gibi okul gibi depremde ayakta kalması elzem binalara yapılmalı. Tek tedavi tüm hastalıklara iyi gelmez. Önce binanın epikriz raporu çıkarılacak. Ne eksik, bakılacak.
DOLANDIRICILARA DİKKAT
* Bölgeden elinde karbon fiberle dolanan, ‘Binanızı güçlendirelim’ diyen şahıslar olduğu bilgileri geliyor. Size de geldi mi?
Geldi maalesef. Ayrıca İnşaat Mühendisleri Oda’mıza, “Abi, karbon fiberi nereden alırız?” mesajları yağıyor. Lütfen büyük harflerle yaz: AYNI DENETİMSİZLİKLE, BAZI MÜNFERİT KİŞİ YA DA KURUMLAR, ‘KARBON FİBER CAN KURTARIYOR’ MANTIĞI İLE KARBON FİBER SATMAYA KALKARSA O ZAMAN YANDIK İŞTE. BİR BAŞKA FELAKET DAHA BİZİ BEKLİYOR DİYEBİLİRİZ. Geliştirdiğimiz teknik; bir katın, bir kolonunun iki kat karbon fiberle sarılıp yalap şap yapıştırılmasından ibaret değil. Arkasında ciddi bir mühendislik projesi, ciddi hesaplamalar var. Ben kimseye karbon fiber üreten firma ya da uygulayan şirket adı veremem. Çünkü bu firma ya da şirketlerin para kazanma saiki ile hareket edip etmediğini bilemem. Bu vebalin altına giremem. Ama şunu söyleyebilirim, çiz bunun da altını: Lütfen, amaç kâr yapmak değil hayat kurtarmak olsun.
Paylaş