Paylaş
SAĞANAK YAĞIŞLAR DEVAM EDECEK
Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahmini Uzmanı Abdullah Macit, yurdun kuzeybatıdan gelen yağışlı sistemin etkisi altında olduğunu ve yağışlı havanın önümüzdeki hafta da bazı bölgelerde devam edeceğini belirterek, “Yağışlı sistem hafta sonunda yurdun büyük kesimini etkisi altına adı. Pazartesi, salı günü de özellikle Ankara’da yerel, kuvvetli yağışların devam etmesini bekliyoruz. İç bölgelerde ise Karadeniz ve Akdeniz’in iç kesimleri ile İç Ege, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun kuzey ve batı kesimlerinde de benzer şekilde yerel ve çok kuvvetli yağışlar bekliyoruz. 37 kentte verdiğimiz ‘sarı’ alarm devam etmekte. Vatandaşlarımız su basmalarına karşı lütfen dikkatli olsunlar. Uyarılarımızı dikkat alsın, ‘Bir şey olmaz!’ demesinler. Buradaki en büyük sıkıntı yağışların çok kısa sürede fazlaca düşmesinden kaynaklı. 10-15 kilo (az) yağıyor ama o kadar kısa sürede yağıyor. İstanbul’da ise hafta boyu herhangi bir yağış beklentisi yok. Sıcaklıkların ise yurt genelinde mevsim normallerinde, iç kesimlerde ise 4-5 derece mevsim normalleri altında seyretmesini ön görüyoruz” diyor.
YAZ YAĞMURU DEYİP HAFİFE ALMAYIN
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve CNN Türk Meteoroloji Danışmanı Prof. Dr. Orhan Şen de katıldığı yayında İstanbul’daki yağışların etkisini kaybettiğini ancak Ankara’da yağışların salı günü akşam saatlerine kadar devam edeceğini duyurdu ve “Bunlar sistem yağışları. İç Anadolu, Akdeniz’in iç kesimleri ve Doğu Anadolu’nun batısında; Ankara başta Çorum, Tokat, Erzurum, Kars, Niğde, Kayseri’de yağışlar birkaç gün daha devam edecek. İstanbul içinse bir yağış beklentimiz yok. Sıcaklıklar yağmur ile 4-5 derece düşmüştü, mevsim normallerinde seyretmeye devam edecek” dedi.
Prof. Dr. Şen 60 santimetreye ulaşan yağmur suyunun bir aracı, 30 santimetreye ulaşan suyun ise bir insanı kaldırıp sürükleyebileceğine de dikkat çekerek ‘Yaz yağmurudur, geçer’ diye beklenmemesi ve su baskını ihtimali olan yerleri hemen terk etmek gerektiği uyarısı da yaptı.
HAVA YAĞIŞLI AMA ZİHİNLER KURAK
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve afet yönetimi profesörü Mikdat Kadıoğlu, Ankara’da bir kişinin hayatını kaybettiği su baskınlarına aslında ‘baskın’ denemeyeceğini söylüyor. Ne demek bu? Şöyle izah ediyor: “Radardan yağışı görüyorsun, tahmin veriyorsun. Sonra yağmur yağıyor, çıkıp ‘Vay, baskın’ diyorsun. Değil, olamaz. Baskın aniden olur. Buna ‘baskın’ ya da ‘iklim krizi’ demek işin içinden çıkmak için üretilmiş bir bahanedir, topu taca atmaktır olsa olsa” diyor.
ANKARA’DA SEL TARİHÇESİ
Sonbahara kadar özellikle yaz başında buna benzer yağışların, 70 yıldan fazladır, her yıl yaşandığı ve bunun artık literatüre de girdiğine dikkat çekiyor Prof. Dr. Kadıoğlu. Bu kez su baskınları Ankara’da kendini daha fazla hissettirdiği için bu aylarda ‘Daha önce bir benzeri yaşanmış mı?’ diye araştırdım. 9 Temmuz 1950, 12-15 Haziran 1951 (Dikmen ve İncesu dereleri) 20-23 Temmuz 1952, 19 Haziran 1954 ve 18-21 Haziran 1961 (Bayındır Çayı, Esat ve Dikmen Dereleri) tarihleri karşıma çıktı. En acısı ise maalesef 9-11 Eylül 1957’de yaşanmış ve Hatip Çayı havzasından gelen sel Ankara tarihinin en büyük taşkınını meydana getirmiş, yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetmiş.
MAZGAL YOK
Çevre problemlerinin dünyanın her tarafında yaşandığı ancak sadece Türkiye’de çözüme yaklaşımda sorun yaşandığına değinen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Aşırı yağış olduğunda bütün caddeler, sokaklar hemen dere oluyor. Su en çukur yerlerde birikiyor. Sokaklarda mazgal yok! Bir de üstüne yol kenarına bodur taş döşemişler. E, nereye kaçacak bu kadar su? Tabii ki gidiyor alt geçitte toplanıyor. ‘Yağmur suyunu caddelere vermeyin’ diye binlerce kez söyledik, çatıdan gelen su kanalizasyon yerine bizde direkt sokağa veriliyor. Ayrıca mazgalların çoğu geçtiğimiz yılların yağışına göre inşa edilmiş, iklim değişikliği ile artan yağışın şiddetine göre değiştirmemiz lazım. Aynı şeyleri yapmaya devam ederek farklı sonuçlar elde edemezsiniz. Yönetimler değişiyor ama zihniyet değişmiyor çünkü ezberlerinde yok. ‘Kent Selleri Yönetim ve Kontrol Rehberi’ diye kitap yazdım. Sanırım pahalı geldi, alıp okumadılar. PDF haline dönüştürdüm, link koydum, ücretsiz yaptım. Oku! Ama öyle bir arayış yok ki. Günübirlik işlerle uğraşılıyor. Ankara mesela caddeler, sokaklar, yollar... Hiçbiri bilimsel esasa göre yapılmamış. Aynı yağmur aynı zamanlarda seneye de yağacak, ondan sonraki sene de yağacak. Hava hep yağışlı olacak ama bizim zihinlerimiz kurak! Bunu değiştirmemiz şart” uyarısında bulunuyor.
Paylaş