Paylaş
Onun, hekimliğinin yanı sıra sanatçı kişiliği de bulunuyor.
Yazmış olduğu 100’ü aşkın güfte, tanınan ünlü besteciler tarafından bestelendikten sonra, ünlü sanatçıların repertuvarında yer aldı.
Eserleri, aradan onlarca yıl geçmesine rağmen hala söylenip, dinleniyor.
Hüsamettin Olgun, sadece hekimlik ve sanatta değil, edebiyatta da iddialı ve başarılı.
Öyle ki, 1971 yılından itibaren yazdığı çok sayıda şiirler, düşünce, sanat ve eleştiri yazıları Töre, Türk Edebiyatı, Öner Sanat, Yeni Adım, Tarih ve Medeniyet dergileri ile ulusal ve yerel basında geniş şekilde yer aldı.
*
Özellikle şiirleri, İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Makedonca gibi dillere çevrildi.
Bunun yanı sıra, Dünya Kültür Sanat Akademisi üyesi olarak, 1996’da Japonya’nın Maebashi kentinde, 2000 yılında Yunanistan’ın Selanik şehrinde yapılan Dünya Şairler Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etti.
Yunanistan Kongre Jürisi tarafından, Kongre Barış Ödülü’ne değer görüldü.
Son olarak, Unesco projesi için hazırladığı ‘Barış’ temalı “Aynıyız” isimli şiiri tam 40 dile çevrildi.
Şiirinin, 40 dile neden çevrildiğini anlatmak için, Çek’ye çevirisini yapan İsveç’te yaşayan dünyaca ünlü violin virtüözü Jaroslav Sonsky’ün, Norrkoping’te yayınlanan bir gazetenin sanat sayfası için verdiği röportajı okumanın yeterli olacağına inanıyorum.
Sonsky, söyleşisinde o şiiri, “Şimdiye kadar hiç şiir yazmadım. Ama yazabilseydim, bu şiiri yazmak isterdim. Hüsamettin Olgun benim ruh ikizim olmalı” diyerek yorumladı.
Hüsamettin Olgun - Jaroslav Sonsky
Daha sonra da, Hüsamettin Olgun’u, Prag’da yapılan bir klasik müzik konserine özel olarak davet etti.
Dünya sanatçılarından bu gibi davetlerin alınması, gerçekten gurur verici bir olay.
Prag’a giden Olgun, Einstein’in, Mozart’ın, Kafka’nın, Nazım’ın zaman geçirdiği, Lichtenstain Martünü Hool’de yapılan konsere katıldı...
Sanatçı tarafından sahneye davet edilip izleyenlere tanıtıldı.
Ayakta alkışlandı.
Sonsky, konser sonrası evinde misafir ettiği Orkestra Müdürü Fialkova Maritana ve Hüsamettin Olgun ile “Türkiye’de klasik batı müziği, klasik Türk Müziği, Türk ve Çekya şiiri ile şiir ile müziğin evrensel dili olma” konularını konuşup tartıştılar.
Saatlerce süren sohbet sonrası Hüsamettin Olgun, önümüzdeki yıl yapılacak Klasik Batı Müziği Gençlik Festivali için kendisini Türkiye’ye davet etti.
O da çok özel bir durum olmadıktan sonra geleceğini söyledi.
Bu da, Jaroslav Sonsky hayranlarını sevindirecek bir haber.
*
Şimdi gelelim yazının ana konusuna...
Sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin kültür ve sanat elçisi olan Hüsamettin Olgun gibi özel insanlar kolay kolay yetişmiyor.
Bu gerçeği biliyoruz. Onlar bizim gururumuz. Bununun da farkındayız.
Peki; dünyaca ünlü sanatçıların özel olarak davet ettiği, bu değerlerimizin kıymetini ne kadar biliyoruz?
İşte burada düşünmek gerekiyor.
Bence, yeterince bilmiyoruz.
Başarılarıyla gurur duyarken, sahip çıkmıyoruz.
Bu eksikliğimiz ile gençleri cezalandırıp, geleceğin sanatçılarını onların bilgi ve birikimlerinden mahrum ediyoruz.
Anlayacağınız, kendilerine haksızlık ediyoruz.
Kibarlıklarından söylemeseler de, yaşadıkları ilgisizlik nedeniyle canlarını acıtıyoruz.
Paylaş