Paylaş
Bakmayın, 10 Nisan’ın Polis Günü olarak anılmasına...
Onlar bugün, her zamankinden daha fazla yorulacak.
Günün anısına çeşitli gösteriler yapacaklar.
Düzenlenen etkinliklerde, yaptıkları işleri hatırlatıp anlatacaklar…
Kutlamaları kabul edecekler.
Sonunda, hafta sonu da olsa, sabahın erken saatinden gecenin bir vaktine kadar ayakta olacaklar.
HER YERDE VARLAR
Polis teşkilatımız gerçekten çok güçlüymüş..
Bunun da tek nedeni, 177 yıl önce kurulmuş olmasıdır.
Düşünüyorum da.
Büyükşehirlerden, şehirlere..
İlçelerden kasabalara kadar sorumluluk alanı olan her yerde varlar.
Sadece terör, terörist, katille, psikopat, arsızla, hırsız, uyuşturucu satıcısı, kullanıcısıyla trafik magandalarıyla uğraşmıyorlar...
İnsanlara, “Ne alaka” dedirten görevleri de yerine getiriyorlar.
Mesela; okullarda öğretmenlere uyuşturucu ile mücadele eğitimi veriyorlar.
Anlayacağınız, okulda öğretmenleri eğitiyorlar.
Pandemi döneminde, sıradan olaylara müdahale ederken, testi pozitif çıkmasına rağmen sokakta gezen kişileri, karantina altında tutulması gereken yere bırakıyorlar..
Koronavirüs olma riskine rağmen.
Ki, oldular da..
Vefa grubunda görev alıp yardım dağıtıyorlar..
Denetime çıkan zabıta memurlarına yapılacak saldırılara karşı, onlara destek oluyorlar.
Para taşıyan banka araçlarının güvenliğini sağlıyorlar..
Ve, gerekirse şehit düşüyorlar.
Geride bırakacakları, eşlerini, çocuklarını ve diğer yakınlarını hiç düşünmeden.
Polislik, böyle kutsal bir meslek..
Üstelik bunları da; toplumun huzur ve güven içersinde yaşaması için, büyük bir fedekarlıkla yapıyorlar.
Haaa, yaparken de, beklenti ve istekleri olmuyor mu?
Tabii ki oluyor.
Amirleri ve müdürleri tarafından, onure edilmek istiyorlar.
Diğer illeri bilmiyorum ama..
Bu konuda Bursa polisi, çok şanslı.
Teşkilatın içinden yetişmiş, meslektaşlarının dertlerini iyi bilen Tacettin Aslan gibi bir İl Emniyet Müdürü ile çalışıyorlar.
Aslan’ın yol arkadaşları olan yardımcıları, şube müdürleri ve ilçe emniyet müdürleri de, iş bilen arkadaşlarının sorunlarıyla ilgilenen kişilerden oluşuyor.
Bunların yanı sıra.
Maaşlarının iyileştirilmesini, sosyal haklarının artırılmasını, ikinci şark görevinin kaldırılmasını, lojman sorunun giderilmesini, emekli olduktan sonra yüzde 30 oranında düşen maaşlarının iyileştirilmesini bekliyorlar.
Sonuçta onlar.
Göreve giderken, sadece suçlu önleyip, suçluları yakalamayı düşünmek istiyorlar.
Banka hesaplarında, eksi bakiyeye düşen maaşlarıyla, çocuklarını okula nasıl gönderip, ay sonunu ne şekilde getireceklerini değil.
Haklılar da.
Fedakarca çalışmanın, karşılığını bekliyorlar.
Onların, bu talepleri, en azından 10 Nisan’da duyulmalı.
Gereği de yapılmalı.
Paylaş