Atasözünü geçersiz kılan gerçek

Zoraki çalışıp, mazeretlere sığınanlara da mesafeli kalmışımdır.
Her zaman söylemişimdir.
İster bakan olun, ister sıradan bir memur.
Büyük holdinglerde CEO’da olabilirsiniz, çalışan işçi de; hiç fark etmez.
Önemli olan sizin iş ahlakınız.
Ya, verilen görevi en güzel şekilde yapacaksınız ya da, “Ben çalışmak istemiyorum” diyerek kenara çekileceksiniz.
Tercih sizin....
****
Hafta içinde, ‘görevini kusursuz yapma” konusunda ilginç bir olaya tanık oldum.
Futbolseverler, Bahaddin Güneş’i tanır.
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’in kardeşi olan Bahattin Güneş, Trabzon’da başladığı futbolculuk hayatında, şampiyonluklar da yaşadı, kupalar da kaldırdı.
Trabzonspor’un yanı sıra, Konyaspor, MKE Ankaragücü ve İstanbul Başakşehir gibi birçok takımda top koşturup, 21 Yaş Altı Milli Takım ile A Milli Takımda forma giydi...
Başarılı performansıyla, spor basınında çok konuşulup yazıldı.
****
Bahaddin Güneş, jübilesini yaptıktan sonra da futboldan kopmayıp, antrenörlük ve teknik direktörlük yapmaya başladı.
Görev aldığı, Başakşehir, Pendikspor, Trabzonspor, Gaziantepspor, Çaykur Rizespor, Ankara Demirspor, Afjet Afyonspor, Hekimoğlu Trabzonspor gibi birçok takımda, güzel işler başardı.
Türk futboluna, Galatasaray’ın “altın çocuğu” Barış Alper Yılmaz gibi başarılı futbolular kazandırdı.

Bahaddin Güneş’in son durağı İnegölspor oldu.
TFF 2. Lig’de alt sıralardan kurtulmak isteyen İnegölspor Başkanı Kani Ademoğlu, “Bizi kâbustan ancak Bahaddin Hoca çıkartır” diyerek, geçtiğimiz ocak ayında, Güneş ile konuşup anlaştı.
Sözleşmenin imzalanmasının ardından Bahaddin Hoca yöneticilere, ev veya otelde değil, tesislerde yatıp kalkacağını söyledi.
Öyle de oldu...
Günün tamamını İnegölspor’un tesislerinde geçiren Bahaddin Güneş, idmanların tümüne katılıp, hata yapan futbolcularını uyardı, başarılı olanları alkışladı.
İdman olmadığı saatlerde, futbolcularla yaptığı özel görüşmelerde, onların sorunlarını ve beklentilerini dinleyip kendilerini motive etti.
Akşamları da tesiste, gecenin ilerleyen saatlerine kadar, maç oynayacakları rakiplerini analiz etti.
****
Sorumluluğun getirdiği stres, Bahaddin Güneş’in rahatsızlanmasına neden oldu.
Hafta içinde rahatsızlanan Bahaddin Hoca’ya, gittiği hastanede kalp krizi geçirdiği söylendi.
Bursa’ya sevk edilen Güneş, özel bir hastanede başarılı geçen anjiyo sonrası serviste müşâhede altına alındı.
Sağlık durumu bayağı iyi.
Buraya kadar normal.
****
Şimdi gelelim ana konuya.
Yani, Bahattin Güneş’in iş anlayışına.
Trabzon’dan tanıdığım Bahaddin Güneş’e ‘geçmiş olsun” demek için çocukluk arkadaşı olan Hürriyet Bursa Yazarı Dr. Hüseyin Hüsnü Serdar ile hastanede ziyaretine gittik.
Üzerinde, İnegölspor’un amblemi bulunan eşofman giyen Bahaddin Güneş, yaşadığı rahatsızlığı kısa sürede anlattıktan sonra, takımımın kendisine ihtiyacı olduğunu bu nedenle, Düzcespor deplasmanına mutlaka gitmesi gerektiğini söyledi.
Onun, mümkün olmayan bu isteği sadece beni değil, Bursa’da uzun yıllar Sağlık Müdürlüğü yapan Dr. Hüseyin Hüsnü Serdar’ı da şaşırttı.
Kendisine, bu konuda kesin kararı doktorunun vereceğini söyleyerek, konuyu değiştirdik...
****
Ziyareti de kısa tutup, yanından ayrıldık..
Daha sonra da, doktorunun “Henüz erken” dediğini öğrendik.
Kalp krizi geçiren bir kişinin, yatarak tedavi gördüğü hastanede, sağlığına kavuşup taburcu olacağı günü değil, teknik direktörlüğünü üstlendiği futbol takımının başarısını düşünmesi gerçekten çok ilginç.
Kendisi hayata, atasözümüz olan “Önce can sonra canan” gözüyle bakmıyor.
O, “Önce canan, -yani sorumluluğunu aldığım İnegölspor- sonra da “can” diyor.
Anlayacağınız, işini yaşamından daha fazla önemsiyor.
Haa, bu doğru mu?
Tabii ki, değil.
Onun çalışma anlayışı böyle.
Saygı duymak gerekiyor.
Böyle bir teknik direktörü olan İneglöspor’lu futbolculara da, alacakları başarılı sonuçlarla ligde kalmak yakışıyor.