“Ohhh” çekmiştik.
Ne zaman ki; Kontrollü normalleşme sürecini “kontrolden” çıkartıp, aşı vurulmamaya başladık.
Dengeleri alt üst ettik.
Sıkıntılı günlere, geri döndük.
Salgın ile mücadelede, alınan önlemleri rafa kaldıranlardan daha ziyade, aşı vurulmayanlar ciddi tehlike oluşturuyor.
Bu süreçte aşı çok önemli.
Yapılan bilimsel çalışmalar bu gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Ama, bunu başardılar!
Bursaspor taraftarları, sezon öncesi, başarılı günlerin özlemini duyuyorlar.
“O mutluluğu tekrar yaşayabilir miyiz?” diye soruyorlar.
Sonuçta; futbol şehri olarak bilinen Bursa gibi bir kentin, kulübünden bahsediyoruz.
Tabii ki olabilir...
Geçmişte yapılan hatalarla yüzleşmek koşuluyla...
Peki o hatalar nelerdi?
Nüfusu 3 milyon olan kentte, 86 bin işletmede 850 bin sigortalı işçi çalışıyor....
Bu da, her dört kişilik ailede en az bir kişinin evine ekmek götürdüğü anlamına geliyor...
Durum böyle olunca Bursa, sendika cenneti de oluyor...
Haa, bu sendikalar, işçilerine ve sözleşmelere ne kadar önem veriyorlar...
Bu tartışılır...
Üyelerinin haklarını ne kadar savunuyorlar bilmiyorum; ama, toplu iş sözleşmesinin tarihine, yeterince değer verdiklerini sanmıyorum...
Yokun, yok olduğu bir şehirde yaşıyoruz.
Ve, kıymetini bilmiyoruz.
Günü birlik yaşamaya da devam ediyoruz.
Verimli toprağını ne hale getirdiğimiz ortada.
Beton yığınına dönüştürdük.
Güzelim akarsularını kirletip, çevreyi tehdit eder hale getirdik.
Şimdi de kara kara düşünüyoruz.
Daha doğrusu, iade-i ziyarette bulundum.
Tanıyanlar bilir, Davut Gürkan’ın ilginç bir özelliği vardır.
O da, 2003 yılında partisinin Kestel ilçe yönetiminde görev aldıktan sonra, Ak Parti Bursa İl Başkanlığı’nda iki ayrı dönemde başkan yardımcılıkları yapıp, 5 seçim ile 1 darbe yaşadıktan sonra, il başkanı seçilmesidir.
Bu da iktidar partisinin il başkanı için önemli bir tecrübe.
Neyse...
Kendisiyle, Bursa’yı konuştuk. Gürkan’a göre muhalefet partileri, seviyeli siyaset yapmıyor. “Hoş’ değiller. Yapılan güzel işleri farklı anlatıp kötülüyorlar. Algı oluşturuyorlar. Özellikle gençlere kötü örnek olup, vicdanları rahatsız ediyorlar. Kente yapılacak hizmetlere de zarar veriyorlar…
Nedeni de yaşam kalitesinin yüksek olmasıdır...
Belediyenin, her yaş grubuna hitap eden hizmetler vermesidir...
Çocuklar için oyun alanlarının oluşturulması, gençler için müzik ve kaykay parklarının yapılması, orta yaş ve üzeri insanların, gönül rahatlığıyla yürüyüşlerini yapıp dinleneceği park ve bahçelerin çok sayıda olması gibi...
Nilüfer’i farklı kılan bir diğer özellikte, kültür ve sanat etkinliklerinin önemsenmesi…
Mesela; 2021 yılını, şair ve yazar Gülten Akın’a adadılar...
Bu kapsamda, kentte Gülten Akın etkinlikleri düzenleniyor...
“Yokun”, yok olduğu bir kentte yaşıyoruz.
Maalesef kıymetini bilmiyoruz.
Neyse...
Gerçekçi olmak gerekirse...
Bursa’da, yıkılıp yeniden inşa edilmesi gereken birçok ilçe var. Bunlardan biri de Gürsu.
Geçmiş dönemlerdeki kötü yönetimler, diğer ilçeler gibi Gürsu’ya da ciddi zararlar verdi. Hem de, öyle böyle değil.
Büyükşehirler arasında belki de ilk sırada yer alıyor.
Bundan emin olabilirsiniz.
Haa, istenmeyen bazı olaylar olmuyor mu?
Tabii ki yaşanıyor.
Bunlar; hırsızlık, kavga, yaralama ve cinayetin ötesine geçmiyor.
Terör ve toplumsal olaylar yaşanmıyor.