Paylaş
Yani demek istiyorlar ki, AK Parti iktidarlarından önceki yıllarda Türkiye’nin ekseni sağlamdı, güvenlikliydi; AK Parti’nin politikaları yüzünden ülkemiz eksenini kaybetti ve dolayısıyla güvensiz bir ülke halini geldi.
Bir kere; AK Parti iktidarlarından önce Türkiye’nin kendi ekseni yoktu; zira ABD eksenli bir dünyanın ‘zoraki’ uydusu yapılmıştı. Bu durum, 1945 yılından beri devam etmekteydi.
Gelip geçen onca sivil ve askeri yönetimlerin hiç birisi, bu sargıdan çıkmadı/çıkamadı.
Adnan Menderes, Türkiye’yi ‘Küçük Amerika’ yapacaktı, çok geçmeden kazın ayağının öyle olmadığını gördü. ABD’den istediği krediyi alamayınca Sovyet Rusya’ya yöneldi. Ve tabiatıyla son gidişi oldu; iktidarı başına yıkıldı ve dar ağacında sallandırıldı.
Suçu, ABD yörüngesinden, bir anlığına çıkmaya teşebbüs etmekti.
Menderes’le başlayan bu trajik serüven, gelip geçen tüm başbakanlar boyunca devam etmiştir. İnönü, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal, Çiller ve Erdoğan ABD’ye rağmen yapmak istedikleri karşısında bedel ödemek zorunda kalmış ve hemen hepsi iktidardan uzaklaştırılmışlardır.
ABD’ye göre Türkiye’nin en güzel yönetimi, kendilerinin ‘Bizim çocuklar başardı’ dedikleri askeri darbe yönetimleridir. Zira bir tek General Kenan Evren’le, tüm bir ülke, bütün kurum ve kuruluşlarıyla sütliman bir şekilde idare edilmektedir.
Tüm bu başbakanlar arasında, en çetin ceviz çıkan ve en uzun süre ABD’ye direnebilen başbakan/cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Erdoğan’a karşı da onca darbe teşebbüsü yapıldı ve sayısız suikastlar düzenlendi.
Sayın Erdoğan, kendini ve ülkesini bu sargıdan nasıl kurtardı biliyor musunuz?
Allah’ın yardımı ve milletin desteği yanında, Türkiye’ye kendi eksenini kurdurarak. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’yi ‘uydu’ olmaktan çıkarıp, ‘Tam bağımsız ülke’ haline getirmesiyle.
Bunun da gerek şartı, güçlenerek, ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulmasıdır.
Muhalefet bilmese de ve hatta anlamasa da ABD, Rusya, AB ve hatta Ermenistan çok iyi biliyor ve anlıyor!
Muhalefet anlamamakta ısrar edecek ama biz yine de şu kadarcık bir kopya vermekle yetinelim.
Vesayet dönemindeki MİT Müsteşarı kendini, ‘CIA’nin istasyon şefi’ olarak görürken; bugünkü MİT, İsrail’in MOSSAD’ının düzinelerle ajanını yakalayıp sigaya çekebiliyor.
Ve bir türlü anlayamadıkları Erdoğan ise, ‘Bu daha başlangıç!’ diyebiliyor.
Neyin mi başlangıcı?
Hâlâ mı anlamadınız?
Türkiye ekseni!
Paylaş