Paylaş
Sultan Hamid Han, padişahlığının daha ilk yıllarında vuku bulan Osmanlı-Rus Savaşını gerekçe göstererek, Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nı kapattı ve çiçeği burnunda olan anayasayı askıya aldı.
Aklıevvel paşaların yapmış oldukları anayasaya göre teşkil eden Meclis’te azınlıkların sayısı çoğunluktaydı. Türklerin meclisinde, Türkler azınlıkta kalmıştı.
Dizginleri eline alan Sultan, İmparatorluğu, görevde kaldığı müddetçe (33 yıl) yıkılmaktan korumuştur.
Sultan’ın karşısında, tıpkı bugünkü gibi dışarıdaki şer güçler, içerideki aveneleri ile el ele vererek birleşmişlerdi. O gün de bugünkü gibi; dindar görüneni, halkçılık taslayanı, komünisti sözde milliyetçisi-gayri millisi, bölücüsü (PKK, YPG, PYD vb.)-cemaat görünümlü terör örgütü (FETÖ) bir olup emperyalizmin safında yer aldılar.
Evliya ruhlu Sultan Abdülhamid, isyancılara karşı koymadı (kardeş kanı akmasın istedi -ki, bizim kanaatimize göre yanlış yaptı). Sonunda Sultan’ı tahtından indirdiler. O gün de koro halinde; ‘Abdülhamid gitsin de ne olursa olsun!’ diyorlardı.
İşbaşına gelen İttihat Terakki sergerdeleri, yalnızca on yıl içinde, koca İmparatorluğu paramparça ettiler.
Zamanında devlet başa denilmedi, denilemedi ve kuzgun leşe geldi!
Mümin aynı delikten iki kez ısırılmaz. Bu devlet sokakta bulunmadı. Her karış toprağı şehit kanıyla yoğrularak yurt yapıldı.
Malum, kaleler içinden fethedilir. Düşman ne kadar güçlü olursa olsun, içeriden yardımcı bulamazsa, emellerine kavuşamaz. Dün, kendi devletine ve milletine ihanet edenleri buldu ve başardı.
Bugün de tıpkı FETÖ’nün yaptığı ve yapmakta olduğu gibi içimizdeki şaşkınları, çapsızları, gafilleri, ahmakları ve hainleri devşirip ülkemizi bölmek istiyorlar.
Büyük Şeytan (ABD) güneyde, burnumuzun dibinde, yeni bir terör devleti (sözde Kürt devletçiğini, gerçekte ise, 2. İsrail’i) kurmak için yırtınıyor. Her türlü silah ve mühimmatı vererek terör örgütünü kendi bayrağı altında eğitiyor ve savaşa hazırlıyor.
Aynı ABD, Türkiye’deki muhalefeti dizayn ediyor. Ne şekilde dizayn ettiğini görmek için, muhalefet partilerinin milletvekili listelerine bakmak kâfidir.
Kasetle gelen Kılıçdaroğlu, kendisini getirenlere borcunu, bölücülerle ve FETÖ’yle iş tutarak ödüyor.
Dünkü zihniyetin aynısı, bugün de “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diyorlar.
Erdoğan giderse ne olacağını ben size söyleyeyim: Tüm yatırımlar duracak, savunma sanayisinin tüm imalatları (savaş uçağı, yolcu uçakları, helikopterler, tank, top, füze, İHA, SİHA, Kızılelma, denizaltı, SİHA Gemisi), doğalgaz ve petrol arama ve bulunanları işletme, nükleer enerji santralları, Mavi Vatan, Libya’daki kazanımlar, Azerbaycan’daki Dağlık Karabağ kazanımları, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile kurulan ortaklıklar, Suriye’deki sınır güvenliğimiz... Bunların hepsine dur denilecek!
Bağımsızlık yolunda ilerleyen Türkiye’nin önü kesilecek.
Eli kolu bağlı, IMF’e borçlu, dışarıdan emir alan ve yeniden ABD’ye ‘uydu’ haline getirilen bir Türkiye yapılmak isteniyor.
Altını bir kez daha çizip haykıralım ki; kuzgun leşe gelmeden, devlet başa!
Paylaş