Paylaş
Koronavirüs salgını, en güçlü ekonomileri bile derinden sarstı, üstelik bu sarsıntı, şiddetlenerek daha da devam edeceğe benziyor.
Başta ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere, en gelişmiş ülkelerde bile sağlık sistemleri alarm veriyor.
Hem işverenin ve hem de çalışanın yüksek prim ödediği ABD’de, herhangi bir sigortalı acile gittiğinde, saatlerce bekletilmesinin yanında, yüksek faturayla karşılaşıyor.
İngiltere’de ise hastaların fizik tedavileri için bir yıla yakın sıra beklemeleri gerekiyor. Aile hekimlerinden randevu talep edebilmek için bile saatlerce bekliyorsunuz, muayene ise ancak günler sonra. Buradaki acillerde de saatlerce sıra beklemeniz gerekiyor.
Sağlık konusunda Batı insanının geldiği duruma bakar mısınız: Kendimize iyi bakıp, hasta olmamak için dua etmekten başka çaremiz yok diyorlar.
Sağlık çalışanlarımızın çok üstün gayretleriyle hemen her gün destan yazdıkları Türkiye’miz ise sağlık altyapısı ve verilmekte olan hizmetler yönüyle gıpta edilecek konumda.
Çok değil, daha yirmi sene öncesine kadar, bizler Batı’ya imrenirdik; oralarda tedavi olabilmenin çarelerini arardık. Açık kalp ameliyatı için bile ABD’nin yolunu tutardık.
Sadece yirmi sene içerisinde Türkiye’de nelerin değiştiğini görmemek için gerçekten kör olmak lazım. Zerre miktarı vicdan sahibi olanlar, bu hakkı teslim ederler ve bunu gerçekleştirenleri tebrik ederler.
Ama içimizde öyle bir kesim var ki, bunlar, devletin sağladığı onca sosyal yardım ve sağlık hizmetlerinden faydalanmalarına rağmen, nankörlük etmeyi ve yöneticileri karalamayı maharet bilirler.
Milyonluk ilacı bedava alır, bunun teşekkürünü etmez; 500 lira tutarındaki ilaçlara vereceği 5-10 liranın lafını eder.
Şükürsüzlük böyle bir şey olsa gerektir, zira kula teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmez.
Bakınız, asgari ücret 4.253 lira olarak açıklandı, üstelik bu ücretten, işveren üzerindeki gelir vergisi ile damga vergileri kaldırıldı. Böylesine bir artış ve vergi kesintisi, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez gerçekleşiyor.
Ki adı üzerinde, asgari ücrettir bu. Bu demektir ki, çalışana bu rakamdan daha az bir ücret ödenemez. Bu veya bundan yüksekte olan bir maaşla insanları çalıştırabilirsiniz.
Biz yazarlar dahil hemen herkes, yıllar yılı asgari ücretten vergi kesilmesin diye yeri göğü inlettik.
Devleti yönetenler, bu denli haklı talebe ilk kez olumlu baktı ve özveride bulundu. Yani kendi hakkından vazgeçti; işvereni bu yükten kurtardı.
Bundan böyle, başta dar gelirlilerimiz olmak üzere tüm halkımızın beklentisi çarşı pazardaki yangının söndürülmesidir. Üstelik bu yangına körükle giden, açgözlü ve art niyetli bir kısım esnafımız da var. Bunlar fırsatı ganimet bilip, her mala zam yapmayı yeğliyorlar.
Ve bunu, sabah ayrı, akşam ayrı yapıyorlar!
Buna ise ne asgari ve ne de azami ücret dayanabilir!
Paylaş