Şaşkın muhalefet

DÜZGÜN işleyen demokrasilerin olmazsa olmazı muhalefet partileridir ve en az iktidar kadar önemlidirler.

Haberin Devamı

Ülke olarak şanssızlığımız; CHP gibi ‘kurucu’ olduğunu iddia ettiği devleti, tek başına 27 sene yöneten bir partinin, ilk serbest seçimlerle muhalefete düşmesi ve bu durumu asla hazmedememesidir.

Sittin senedir CHP’nin demokrasiden anladığı şey, halkın kendilerini iktidara getirmek zorunda olmasıdır. İktidara getirmediğinde –ki, hiçbir zaman getirmemiştir- halk ya oyunu nereye kullanacağını bilmeyecek kadar cahildir ya da bilerek getirmemiştir ki bu takdirde de halk cezalandırılmalıdır.

Böylesi bir muhalefet anlayışının en tuhaf yanlarından bir diğeri de, hangi parti olursa olsun, kendileri dışındaki iktidarları meşru görmemeleridir. Diğer bir deyişle iktidar, CHP’lilerin babalarının tapulu malıdır; gelen tüm iktidarlar, sahipli bu mülkte kurulan gecekondudan ibarettir.

Haberin Devamı

Böylesi sakil bir anlayıştan dolayıdır ki bizde iktidara alternatif olabilecek, gerçek manada demokratik bir muhalefet partisi olmamıştır.

İşte bu anlayış yüzünden demokrasimiz gelişemediği gibi, her on yılda bir menhus darbelerle kesintiye uğramıştır.

CHP, bütün bu darbelerin ya içinde olmuş, ya teşvikçisi ya da alkışlayıcısı olmuştur.

Halkın seçtiği siyasi iktidarı meşru görmeyen, göremeyen CHP bu iktidarı zorla devirip yerine geçen darbe hükümetlerini pekâlâ meşru görebilmiştir.

Şu meşum sözler İnönü’ye aittir: “Şartlar tamamlandığında halklar için ihtilal meşru bir haktır. O zaman sizi ben bile kurtaramam.”

Nitekim 60 İhtilali oldu. Darbenin başındaki general İnönü’ye gelip “Sizin emriniz bizim için (haşa) Peygamber buyruğudur” demiştir. Aynı İnönü, Menderes ve arkadaşlarının idamlarını önleyebilecekken, sessiz kalmış ve o uğursuz sözünü (Sizi ben bile kurtaramam) yerine getirmiştir.

CHP’den ne köy ne de kasaba olamayacağını gören İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye’deki ana muhalefet boşluğunu doldurmak için yola çıktı. ‘Başbakan olacağım’ diyerek bu durumu dillendirdi de.

Ama Erdoğan düşmanlığı onun da aklını örttü; CHP’nin yerine oynamak isterken CHP’nin kuyruğuna takılmayı maharet bildi.

Yanlışının farkına varıp masadan ayrıldı. Ayrılıp kendi adaylığını açıklasaydı şansı devam edecekti lakin tükürdüklerini yalayarak masaya dönmesi onu bitirdi.

Haberin Devamı

Bu kez, Kılıçdaroğlu’nun kuyruğuna iki CHP’li belediye başkanıyla birlikte takıldı. Sözüm ona onları cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaktı.

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu.

Başbakanlık da cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları da suya düştü.

Ana muhalefet değil, yavru muhalefeti de kaybetti.

Kendine de partisine de ülkeye de yazık etti.

Yazarın Tüm Yazıları