Paylaş
TBMM sıralarında bulunan bir kişi olarak, siyasetin ve siyasetçinin düşürüldüğü derekeyi (aşağı derece) görmenin içindeyim. Her şeyi bir tarafa bırakın, insanlığımdan utandım.
Siz, hem milleti temsil makamında olacaksınız hem de temsil ettiğiniz siyasi partinin grup başkanvekilliği makamında bulunacaksınız; yani bir yandan milleti, diğer yandan da siyasi partinizi temsil edeceksiniz.
Dolayısıyla sizin her attığınız adım, sarf ettiniz her söz ve davranışınız dikkatle takip edilmektedir. Zira, temsil ettiğiniz değer ve makamlarla örneksiniz.
Temsil ettiğiniz her değer ve makam, size bir o kadar sorumluluk yükler.
Diğer bir ifadeyle sizin söyledikleriniz, tutum ve davranışlarınız; sizi bağlamaktan öte, temsil ettiğiniz değer ve makamları da bağlar.
Bugüne değin çok potlar kırdınız ve çeşitli skandallara imza attınız. Bunların arasında gazeteci dövdürmek de vardı. Lakin bunların hepsi yanınıza kâr kaldı, yaptıklarınızla kaldınız.
İYİ Parti yönetiminden gerekli cezaya çarptırılmamanız belli ki sizi pervasızlıkta ve rezalet işlemek konusunda daha da yüreklendirdi.
Siz de sıkılmadan, arlanmadan, hayâsızca öyle bir rezilliğe imza attınız ki bu, hepsine tüy dikti!
Gittiğiniz Bingöl ilinde parçalanmış ceset parçaları toplanarak bir torbaya konulmuş halde kendilerine teslim edilen bir şehit yakını size dertleniyor ve hatta sitem ediyor.
Şehit yakını, yaralı olmasına rağmen, size hitap ve hatta sitem ederken terbiyesini takınıyor ve edep çizgisinden dışarı çıkmıyor.
Siz, milletvekili olarak milletin sesi olmak zorundasınız. Siz ise milletin sesini kısmak için ağzını kapattınız.
Küstahça olan bu tavrınız yetmezmiş gibi, bir de sokak serserilerinin bile ağızlarına almaktan sakındığı o küfrü ettiniz. Şehit yakınının bacısını ‘sin-kaf’ ettiniz.
Yani sözün bittiği yerde, cibilliyetinizi sergilediniz.
Yetmedi, şehit ailesinden ve tüm şehit aileleri başta olmak üzere herkesten özür ve af dileyeceğinize, işlediğiniz iğrenç suçu önce inkâr ettiniz, ardından da şehit yakınına ‘provokatör’ diyerek iftira attınız.
Allah’tan tüm bu iğrençlikleri belgeleyen kaset var.
Yoksa zeytinyağı misali yine üste çıkacaktınız.
İstifa edip özür dilemediniz. Yalnızca parti yönetiminiz, sizi grup başkanvekilliği görevinden aldığını açıkladı. Kesin ihraç talebi ile Parti Disiplin Kurulu’na vermedi.
İYİ Parti, şehit yakınının bacısına söven bir kişiyi, milletin vekili olarak içine sindirebilecek mi? Sindirebilecekse aynı suça ortak olmayacak mı?
İYİ Parti ve sahip olduğu tüm milletvekilleri, tüm şehitler sayesinde o koltuklarda oturmaktalar. Yoksa, HDP’lilerin sizlerin gözlerinin içine bakarak iddia ettikleri gibi HDP’nin sayesin de mi o koltuklarda oturuyorsunuz?
Terör örgütünün uzantısı HDP’ye olan borcunuzu, şehit yakınlarına küfrederek mi ödüyorsunuz?
Benim bildiğim ve tanıdığım Sayın Meral Akşener, bunu Lütfü Türkkan’ın yanına bırakmaz ve gereğini yapar.
Aynı görev TBMM’ye de düşüyor.
O çatının altı, milletvekillerinin barınağıdır; millete sövenlerin orada yeri yoktur.
Milletçe kimlerin ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.
Paylaş