Paylaş
Zira hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin (güçlüler) hukuku caridir. Bu da yine halkın ifadesiyle altta kalanın canı çıksın demektir.
Böyle bir dünyada hangi nizamdan, hangi insan hakkından ve hangi adaletten bahsedilebilir?
Evvelemirde emperyalistlerin niyetleri bozuktur, onların aleme nizam vermek diye bir dertleri yoktur ve olamaz. Onların tek amacı vardır; o da kan emerek sömürmek olup, onun icabına bakmak ve onun zeminini hazırlamaktır.
Bu aşağılık ve iğrenç anlayışın icabı ise ‘böl-yönet’ taktiğidir. Yani kontrollü kaostur.
Dikkat edin; geçen asrın başlarında bizim coğrafyamızı paramparça ettiklerinde bir şeye özellikle özen gösterdiler. İrili-ufaklı parçalara böldükleri devletçiklerin sınırlarını belirlerken adeta cetvel kullandılar. Her bir çizginin yanı başında bir veya birkaç çıban başı bıraktılar.
Zamanı geldikçe bu çıbanları patlatır ve gerekli tedaviye (!) yine kendileri koyulurlar!
Emperyalistlerin tedavi metotları ise bu ülkelerde erken kalkanın ihtilal yapması, bizim gibi ülkelerde de her on yılda bir askeri darbeyle yönetimin hizaya sokulması şeklinde olmuştur.
Türk’ün sahneden çekilmesinden sonra meydanın kendilerine kaldığını gören emperyalistler, sınırlarını cetvelle çizdikleri ve yönetimlerini kendilerinin kurguladığı ülkelerle kedinin fareyle oynaması gibi oynadılar ve oynamaya devam ediyorlar.
Bakınız; İsrail, bu ülkelerin harimi ismetlerine girdi ve girmeye devam ediyor; kimsenin sesi çıkmıyor, çıkamıyor.
Ses çıkaramazlar, çıkarırlarsa taçlarının ve tahtlarının başlarına yıkılacağını çok iyi bilirler.
Bundan dolayıdır ki, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ modundalar.
Gaflet ve hatta ihanet içindeki bu ülkelerin yöneticileri, sıranın kendilerine gelmekte olduğunu göremeyecek kadar da kör ve sağırdırlar.
Onursuz yaşamayı şiar edinmiş bu pespaye takımı; Filistinliler gibi bir kere ve mertçe ölmek yerine, her gün, adice ve şerefsizce onlarca ölmeyi cana minnet bilmektedir.
Bütün bunlardan dolayıdır ki, iş başa düşmektedir ve Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur!
Türk, silkinip ayağa kalkacak ki, âlem yeniden nizam bulsun.
Türk güçlü olacak ki, mazlumlara kol-kanat gersin ve zalimlere hadlerini bildirsin!
Bunun işaretlerini, özellikle savunma sanayisindeki göz kamaştırıcı hamlelerde görmekte ve umudumuz her geçen gün artmaktadır.
Sadece bizim değil zulüm altında inleyen dünyanın tüm halkları Türk’ün yükselişini sabırsızlıkla bekliyor.
Zira bizim gibi onlar da çok iyi biliyor ki, Türk yükselince, dünya-âlem nizam bulur ve dünyanın en yüksek burcunda ‘ADALET’ bayrağı dalgalanır.
Paylaş