Nereden nereye!

Gençler hatırlayamaz ama biz yaşlılar sağlıkta nereden nereye geldiğimizi çok iyi biliyoruz. Malum, devletler dört ana sütun üzerine yükselir: Adalet, güvenlik, eğitim ve sağlık.

Haberin Devamı

Sağlıkta tek kelime ile perişan bir halimiz vardı. Hastanelerimize gitmeyen bir, giden bin pişmandı. Ertesi günkü muayene için geceden kuyruğa girilir, alınan numaraya sıra gelmeden dönülürdü.

Hasbelkader bir reçete yazdırabilirseniz bile bu kez eczanelerde ilaç kuyruğu çilesi başlardı. Öyle şimdiki gibi herkes her eczaneden ilaç alamazdı; hastaneler gibi eczaneler de ayrılmıştı. SSK’lıysanız belli eczanelerden ilaç alabilirdiniz, kuyrukta saatlerce bekledikten sonra reçetenizdeki ilaçlardan bir kısmının olmadığını öğrenir, eliniz boş dönerdiniz. Yatan hasta iseniz para ödenmeden taburcu edilmezdiniz, paranız yoksa rehin kalırdınız.

Tuzu kurular Avrupa’ya, ABD’ye gidip tedavi olurlardı.

Hastaneler bile ayrılmıştı; askeri hastaneler, Emekli Sandığı’na tabi olan memurların gidebileceği devlet hastaneleri, işçilerin gidebileceği SSK hastaneleri ve Bağ-Kur’luların gidebileceği hastane... İstanbul’da bir tane esnaf hastanesi... İstanbul’un dışında esnafın hastaneleri olmadığına göre onların hasta olmak gibi bir lüksleri yoktu!

Haberin Devamı

Sosyal güvenceniz yoksa, yani bir yerde çalışmıyorsanız hastane ve doktor yüzü görmeden ölmeye mahkûmdunuz.

Sağlık sistemimiz tek kelime ile felçti.

Çok açık söylüyorum, bu koronavirüs salgını şayet bizi eski sağlık sistemimizle yakalamış olsaydı bugünkü ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve İran’ın perişan hallerine bile gıpta ederdik.

Toplu ölümlerin önünün alamaz ve ülke olarak cehennemi yaşardık.

Oysa bugün geldiğimiz noktaya bakın: Ülkemiz genelinde 1518 hastane var. 166 bin doktor, 262 bin hemşire ve ebe çalışanımızla bir milyon yüz bin kişilik bir sağlık ordusuna sahibiz.

240 bin yatağımız var, bunlardan 40 bini yoğun bakım yatağı. Ayrıca tek kişilik bin hasta odamız var, bunlar yoğun bakım yatağı olabilecek donanıma sahipler.

Ayrıca toplam 40 bin yatak kapasiteli 18 şehir hastanesi planlandı. Bunlardan 12’si hizmete açıldı, kalan sekiz tanesi de yıl sonuna kadar hizmete hazır hale getirilecek.

Bu hastaneler planlandığında ve hatta bir kısmı bitirilip hizmete açılığında bile uğursuz ağızlar yeri göğü inletip “Bunlara ne lüzum var, israf değil mi, bu kadar hastayı nerede bulacaksınız, yandaş müteahhitlerinize iş bulmak için bunları yapıyorsunuz” diyorlardı.

Haberin Devamı

Bugünkü salgında dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile kitlesel ölümlerin önüne geçemez ve hatta cesetlerini muhafaza edecek morg bulamazken, Türkiye sağlık altyapısıyla destan yazıyor.

Anayasamıza ‘sosyal devlet’ ilkesini yazmışız ama bunu bir türlü kuvveden fiile çıkaramadık. Hep altta kalanın canı çıktı, üsttekiler ve devlet seyretmekle yetindi.

İdris Küçükömer’in dediği gibi, “Türkiye’de sol sağdır, sağ ise soldur.” Nitekim bugünkü iktidar muhafazakâr olmasına karşın hep sosyal politika üretti ve sürekli fakir fukaranın, garip gurabanın yanında oldu.

Kimsesiz yaşlıları ve özürlüleri maaşa bağladı ve onlara bakıcı tuttu, ayrıca periyodik olarak evlerini temizledi. Sağlık hizmetlerini bedelsiz karşıladı.

Haberin Devamı

Sosyal devletimiz en güzel sınavını bugün korona salgınında veriyor. Herkese doktor, ilaç ve hastane ücretsiz. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, vatandaşlarını alıp ülkeye getiriyor. Sözde gelişmiş ülkeler gibi vatandaşlarına içeride ve dışarıda nerede ölürseniz ölün demiyor.

Geçen hafta İsveç’te yaşanan olay gerçekten ibretlikti. Onca zenginliğine ve hatta siyasal ve sosyal konumuyla dünyaya örnek gösterilmesine rağmen İsveç de bu salgında sınıfta kaldı.

Virüse yakalanan bir Türk’ü hastaneye bile kabul etmedi, evinde ölüme terk etti.

Ama Türkiye öyle yapmadı, insanlığın ve gerçek büyüklüğün ne demek olduğunu gösterdi, ambulans uçak göndererek hastayı Türkiye’ye getirdi.

Haberin Devamı

Bu doğru tespitleri yapmak asla iktidar borazanlığı değildir, bir hakkın teslimidir.

Bunları yazmamak nankörlük olur.

Başarı takdir görsün ki daha büyük başarılara imza atılabilsin.

 

Yazarın Tüm Yazıları