Paylaş
Ülke olarak deprem kuşağında yaşamakta olduğumuz ortada olan bir gerçek. Bundan da yakıcı gerçek ise binalarımızı depreme karşı dayanıklı yapmadığımız ve önümüzdeki bir büyük depremi de korkuyla beklediğimizdir.
Uzağa gitmeye gerek yok, daha dün 11 vilayetimizde meydana gelen ve 50 bin insanımızın ölümüyle sonuçlanan iki büyük depremi üst üste yaşadık.
Ölenlerin geri gelmesi mümkün değil, Hazine’nin varını yoğunu harcayarak yıkılmış olan şehirlerimizi ayağa kaldırmak için çırpınıyoruz.
Her zaman tespit ettiğimiz bir gerçeği bir kez daha gördük; deprem değil depreme dayanıksız binalar öldürüyor. Nitekim mevzuata aykırı yapılan binaların dizildiği sokaklar yerle yeksan olurken, TOKİ’nin depreme dayanıklı yaptığı binalar dipdiri ayakta duruyor.
Peki onca çürük binaların yapımından kim sorumludur? Başta zemini balçık olan yerleri imara açan belediye başkanları, belediye imar komisyon üyeleri ve belediye encümenleridir.
Bunun yanında doyumsuz mal sahipleri ile aç gözlü müteahhitlerdir.
Malum merkezi idare ‘kentsel dönüşüm’ diye adeta yırtınıyor. Özellikle Hatay ilimiz başta olmak üzere depremde yıkılan şehirlerimizin birçok noktasında, kentsel dönüşüm kararı alındı.
Aynı şekilde İstanbul’da da birçok ilçe belediyesi kentsel dönüşüm için geliştirilen projeleri uygulamaya başladı. CHP’li büyükşehir belediye başkanları ve onların kışkırttığı bir kısım insanımız kentsel dönüşüme karşı çıktı.
İstanbul’da ilçe belediyelerin başlattığı kentsel dönüşüm projeleri hakkında davalar açıldı.
CHP’li belediyeler, kentsel dönüşüme ‘rantsal dönüşüm’ diyerek karşı çıkıyor ve vatandaşı göz göre göre ölüme mahkûm ediyor.
Bu durumun tipik örneği Hatay ilimiz ile İstanbul’daki Esenler ve Üsküdar belediyelerimizdir.
Hatay’da kentsel dönüşüm için merkezi hükümet karar alıyor, CHP’li ve bölücü parti milletvekilleri ele ele vererek halkı kışkırtıyor; mahkeme kararı alınmasına rağmen iptal ettiriliyor ve sonuçta onca insanın enkaz altında kalmasına sebep olunuyor.
Sorarım size onca insanın katili ya da katilleri kimlerdir?
İki aydan az bir zaman sonra halkımız yerel yöneticilerini seçmek üzere sandık başına gidecek.
Kanaatimizce iki tip belediye başkan adayları yarışacak. Bunlardan birincisi kentsel dönüşüm için çırpınan adaylar, diğeri ise buna karşı çıkan sorumsuz ve halkının can güvenliğini düşünmeyen adaylardır.
Karar milletimizin!
Paylaş