Paylaş
Bilindik siyasetçiler gibi lafını eğip bükmeden, en yalın haliyle muhatabının yüzüne söyleyen bir kişilik Trump.
ABD’nin kadim bir devlet geleneği yok, bununla birlikte derin devlet yapısıyla lobilerin ağırlıkta olduğu bir ülke. En etkili lobilerin başında da Yahudi lobisi ve silah sanayi lobileri gelmektedir.
Mahut lobiler, ABD’deki başkan seçimlerinde ve seçildikten sonraki dönemde başkanların üzerinde son derece etkilidirler.
Bu hallerin tipik yansımalarını Trump’ın icraatlarında görmek mümkün. Bu cümleden olarak uluslararası tüm
hukuk kurallarını göz ardı ederek, Suriye’nin toprağı olan Golan Tepeleri’ni İsrail’e bağladığını ve Kudüs’ü İsrail başkenti ilan edip resmen tanıdığını duyurdu.
Önümüzdeki kasım ayında ABD’de başkanlık seçimleri var. Trump, yine aday lakin koronavirüs tahribatından dolayı işi zor. Bu kez sadece lobilerin gönlünü hoş etmekle iş bitmeyecek gibi görünüyor.
Seçim çalışmaları kapsamında çıktığı bir televizyon programında, Suriye sorunu konusunda sorulan soruya aynen şu karşılığı verdi: “Öldürsünler birbirlerini, bize ne ki?”
İşte ABD’nin dünyaya bakışı: ÖLDÜRSÜNLER BİRBİRLERİNİ, BİZE NE Kİ?
İkiz Kuleler’in vurulmasından sonra, dönemin Başkanı Bush da “Haçlı seferlerini başlattıklarını” duyurmuştu.
Ama gelin görün ki İslam âleminin üzerine ölü toprağı serpilmiş olduğundan, bu yakıcı cümleleri anlayan ve ona göre önlem alabilen sadece Türkiye oldu.
Halbuki ABD’nin başlatmış olduğu Haçlı seferlerinin yegâne muhatabı kendileri ve ülkeleri olacaktı. Nitekim bugün dünyanın çeşitli yerlerinde, yalnızca İslam devletleri cayır cayır yanıyor.
Yanan yerlerin başında Ortadoğu gelmektedir. Irak ve Suriye ile başlatılan yakıp yıkma ve parçalama sürecinin asıl hedefinde, bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye var.
Zira ABD’nin bölgedeki amaçlarının başında İsrail’in güvenliğinin sağlanıp ‘arz-ı mevud’a kavuşturulması gelmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için de bölgedeki ülkeleri parçalayıp küçük lokmalar halinde İsrail’in önüne sürmektir.
ABD işe İsrail’in düşmanlarını bertaraf ederek başladı. Suudi Arabistan’ı, Mısır’ı, BAE’nin liderlerini kendine bağlayarak İsrail’in emrine verdi. Böylece İsrail, gökte aradığını yerde buldu.
Şimdi de İsrail, ABD’den aldığı güçle Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yerleriyle Ürdün vadisini işgale hazırlanıyor. Böylece iki devletli plan rafa kaldırılacak ve İsrail tek devlet olarak dayatılacak.
Kendi sivil halkına karşı zulüm yapmaktan gayri gücü bulunmayan Suriye rejimi, Rusya ile İran’ın güdümüne girmek zorunda kaldı. Zira karşısında Özgür Suriye Ordusu’nun yanı sıra, ABD’nin ve Batılı ülkelerin kurup, donatıp ve eğittikleri onlarca terör örgütü mevcuttu.
Yürütülmekte olan bu vekâlet savaşlarında ölenler de öldürenler de sözde ‘Allahu ekber’ diyerek birbirini öldürüyor. Bu trajikomik hal bile Müslümanların akıllarını başlarına devşirmeye yetmiyor.
Suriye rejimi kendi halkını öldürüp sürgüne gönderirken, aklı sıra mıntıka temizliği yapıyor. ABD güdümündeki Kürtler, ülkenin kuzeyinde etnik temizlik yaparak kendilerine alan açarken, rejim güçleri de Sünnileri yok edip kalan Nusayrilerle devletlerine devam etmek istiyor.
Kuklaları oynatan ABD ile Rusya gizli bir ittifakın ortakları gibi hareket ediyor. ABD bir yandan Suriye’nin petrolüne çökerken, diğer yandan insansızlaştırılan Suriye ile İsrail’e alan açıyor.
Türkiye’ye de kurtlarla dans etmek kalıyor!
Paylaş