Paylaş
Bugün de emperyalistlere temenna etmeye giderken, ‘Türkiye, cari açığını uyuşturucu parası ile kapatmaya çalışıyor!’ diyerek ortalığı velveleye verdi.
Bu şahsın dünkü ve bugünkü ifadelerinde en ufak bir devlet terbiyesi görüyor musunuz? Yahu! İnsan, kendi devletine iftira atar mı? Cümle âlemin önünde kendi devletini karalar mı? Hangi yüzle, daha açık ifadesiyle yüzsüzlükle, bu devletin Cumhurbaşkanlığı’na aday olduklarını söyleyebiliyorlar?
Şimdi de kalkmış, güvenliği olmayan, uyuşturucu parasıyla geçinen bir devlet için para aramaya çıktığını iddia ediyor. Yüz milyarlarca dolar bulduğunu da binbir çeşit yalanlarına ekliyor.
Neredeyse İngilizlerin, milyarlarca doları, proje görmeden ve karşılık beklemeden, sırf Kılıçdaroğlu’nun hayali yalanları ve iftiraları uğruna vereceklerini iddia edecekler.
Kambersiz düğün olmaz; emperyalistlerin kucağına oturmak için gittiği İngiltere’de kendisine refakat eden kişiye bakar mısınız? 2000’li yıllarda Türkiye’yi iflas ettiren ve emperyalistlere teslim eden ekipte yer alan kişi, yani Faik Öztrak.
2001 krizinde bankalar hortumlanırken, mahut Faik Öztrak BDDK yönetiminde (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) bulunuyordu. 13 banka batırılırken bu kişi seyretmekle yetindi.
Aynı kişi, ABD’den ithal edilen müstemleke valisi konumundaki Kemal Derviş döneminde Hazine Müsteşarı yapıldı. Birlikte Türkiye’yi IMF’nin vesayetine soktular ve ülkemizin 30 yıllık geleceğini ipotek ettirdiler.
Bu kafa, o vakitler Türkiye’yi dolar bazında yüzde 12 ile borçlandırıyor ve böylece milli gelirin yüzde 20’si faize gidiyordu. Gelirimizin yüzde 72’si borca gidiyor, içeride gecelik faizler yüzde 190’ları buluyordu.
Sizin kapısında el pençe divan durduğunuz ve emirlerini harfiyen yerine getirdiğiniz IMF’yi, beğenmediğiniz bu iktidar kovdu ve bir daha da kapısına gitmedi. Üstelik sizin yaptığınız yüksek faizli borçları da ödedi.
Kendi ülkenize, ‘Kara para kullanıyor’ demekten utanmadan, sözde para bulmak için kara paranın merkezine gidiyorsunuz! Malum dünyanın iki büyük finans merkezinden biri ABD, bir diğeri de İngiltere’dir.
Meşru ve gayri meşru, dünyada, tedavülde dolaşan tüm paralar, bu merkezlerin kontrolündedir.
Ayrıca daha cumhurbaşkanlığına aday bile olmadan, aday olsa bile kazanacağı belli olmadan, bu acullük (acelecilik) nedendir? Ortada fol yok yumurta yokken, emperyalistlerin kapısına gidip, diz çöküp yalvarmak neyin nesidir?
Utanmadan da para bulduklarını söylüyorlar; kat be kat karşılığı garanti altına alınmadan borç para verildiği nerede görülmüştür?
Yoksa vaktiyle yalanını ortaya atıp bir daha asla seslendirmediğiniz; Orta Anadolu’ya kuracağınızı söylediğiniz, sözde ambalaj fabrikası için kredi verebileceklerini mi düşünüyorsunuz?
At bakalım Debreli Hasan, dağlar inlesin!
Öyle ya, yalandan kim ölmüş ki?
Paylaş