Paylaş
Müslümanların ibadetlerinin ne kıratta olduğunu görmek için onların idarecilerine bakmak kâfidir. Zira Hz. Peygamber, “Amelleriniz yöneticilerinizdir, onlar sizlerin eseridir. Siz nasıl olursanız, yöneticileriniz de öyle olur!” buyurmuştur.
Yani, “Siz nasıl iseniz (neye layıksanız) öyle idare edilirsiniz!”
Bugün İslam ülkelerini yönetenlerin çoğu, yalnızca Müslümanlığın değil, tüm insanlığın yüz karasıdır. Zira bu ülkelerin halkları, yöneticilerinin elinde esir, mahut yöneticiler de kendilerini o makamlara getiren ağababalarının elinde esirdir.
İslam’ın en mukaddes beldelerini elinde bulunduran Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin, vatandaşı olan bir gazeteciyi, İstanbul konsolosluklarında nasıl vahşice katlettirdiğini dünya âlem gördü.
Aynı Prens, BAE prensi ile ABD’nin kucağına oturup İsrail’in borusunu öttürüyorlar, hem de Filistin’e karşı!
Dinlerine ve kendi halklarına ihanet içinde olan bu türedi liderler yüzünden bugün tüm İslam âlemi bir uçtan öbür uca kan revan içindedir. Ya birbirleriyle savaş halinde ya da sürekli terörle boğuşmaktadırlar. Ve yine halklarına ihanet içinde olan bu liderler yüzünden, İslam ülkelerindeki tüm zenginlikler (yeraltı ve yerüstü kaynakları) Batılı sömürgeci ülkelere peşkeş çekilmektedir.
İslam âlemi, inandıklarını iddia ettikleri din (İslamiyet) ne diyorsa onun tersini yapmakta yarış halindeler. Dinleri birlik olun diyor, onlar bin bir parçaya bölünmekle övünüyor. Dinleri barış içinde yaşayın diyor, onlar savaşın her çeşidi ile kan dökmeyi maharet biliyor. Dinleri adil olun diyor, onlar zulmün daniskasını yapıyor.
Allah da buyuruyor ki: “Onlar kendi nefislerindeki hali değiştirmedikçe, Allah bir kavmi değiştirmez” ve “Hani Rabbiniz size, and olsun ki nimetlerime şükrederseniz arttırırım ve and olsun ki nankörlük ederseniz şüphe yok ki azabım pek çetindir” diye hükmünü bildirmişti.
O halde, başa gelen tüm bu musibetlere şaşırmamak lazım, nimetlere yapılan nankörlüğün cezası çekilmekte.
Demek ki, şeklen kutlamakta olduğumuz bayramların gerçeğine kavuşabilmemiz için kendimizi değiştireceğiz, verilen onca nimete nankörlük etmeyeceğiz.
Günümüz Müslümanlığının ne kıratta olduğunun bir diğer göstergesi de dünya üzerinde bu kadar aç ve açıkta insan (ve hatta kardeş konumundaki Müslüman) varken, kendilerinin obez olmalarıdır.
Sadece obezlikten kurtulmak için harcanan para ihtiyaç sahiplerine aktarılsa dünyada fakir fukara kalmaz.
Müslüman kardeşleri sefalet ve açlıkla boğuşurken, zekâtını vermeyip debdebe ve şaşaa içinde, 10’uncu veya 15’inci haccı veya umreyi yapmakla övünmek ve gösteriş yapmak Müslümanlık değildir.
Bayram hiç değildir.
Paylaş