Paylaş
Ne ABD’nin ve ne de AB’nin derdi demokrasi değildir. İslam ülkeleri veya haklarının çoğunluğu Müslüman olan ülkeler, en totaliter, en baskıcı ve en zalim rejimlerle bile idare edilebilirler; yeter ki bu ülkelerin ipleri kendi ellerinde olsun. Onları diledikleri gibi sömürdükten sonra, rejimlerinin gayriinsani olmasının hiçbir kıymeti yoktur. Zira onların gözünde, bu ülkelerdekiler insan bile değildir.
Batı’nın İslam ülkeleri için prensibi şudur: Bu ülkelerdeki halklar, kendi idarecilerinin (kral, başkan, sultan, şah vb.) elinde tutsak, bütün bu zalim yöneticiler de kendilerinin elinde tutsaktır.
Böyle olmalıdır; böyleyse, rejimlerinin gayriinsani olmasının hiçbir sakıncası yoktur.
Tunus’taki darbe adeta bağırarak geldi. Batı ile müşterek hareket eden Suudi Arabistan, Mısır, BAE bu darbenin mimarlarıdır ve tamamen Libya’ya ve daha doğrusu Türkiye’ye dönük bir darbedir.
Dünya üzerinde Çin ile ABD’nin başını çektiği kıyasıya bir ekonomik savaş var.
Malum 2. Büyük Savaş’tan sonraki taksimin miadı sona erdi; dünya yeni bir taksimin eşiğinde.
Pandemi bile bu savaşı durduramadı; tüm sömürgeci güçler, nüfuz alanlarını genişletmek için çalışıyorlar.
Bu arada yükselen ve bölgesel güç haline gelen Türkiye’yi de kendi saflarına çekmek için adeta çırpınıyorlar. ABD, Türkiye’nin kolunu kanadını kırarak NATO’ya mahkûm hale getirmek istiyor. Türkiye’nin NATO’dan bağımsız hareket etmesi ABD’yi çıldırtıyor.
Tunus’taki bu darbe; ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ yani Türkiye anlasın kabilindendir.
Bakınız; peş peşe gerçekleşen bu orman yangınlarının hiçbirisi tesadüf değildir. Ayrıca zamanlamasına dikkat ediyor musunuz? Türkiye, Karadeniz doğalgazını ateşlediği an, birileri Türkiye’nin ormanlarını ateşliyor!
Ne hazindir ki içimizdeki en demokrat geçinen yarı aydınlar, mahut darbeleri alkışladılar ve alkışlamaya devam ediyorlar. Bunlara göre Erdoğan gitsin de, Stalin gelse de olur.
Dikkat ediyor musunuz; Batı’yla bu ülkelerdeki yarı aydınlar aynı frekanstalar. Tıpkı dün, ülkemizde yaptıkları gibi; ‘Bizim çocuklar başardı’ diyenlerin sevinçlerine iştirak eden, içeride tonla mankurtlaşmış yandaşları var.
Tunus’ta da durum bizdekinden farklı değil; orada da darbeyi yapan Cumhurbaşkanı (Kays Said) ile darbe severler sokaklarda birlikte eğleniyorlar.
Kutladıkları şey; En-Nahda hareketinin hükümetten uzaklaştırılması.
Bizde de darbe severler Adnan Menderes’i idam ettikleri günün gecesinde, köylere varıncaya değin fener alayları düzenleyip düğün bayram etmişlerdi.
Tunus Meclis Başkanı ve En-Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi, Türkiye’yi örnek göstererek, Tunus halkını sokağa davet etmek istedi lakin sahibinin sesi medya bu çağrıyı duyurmadı.
Bilakis ülkede her şey sütliman diye manşet attılar.
Orada da fonlanan basın, hem darbe öncesi ve hem de darbeden sonra; darbecileri kışkırtarak ve alkışlayarak görevini eksiksiz yerine getirdi ve getiriyor.
Neyse ki, biz Türkiye olarak bu filmi çok gördük.
Türk demokrasisi envaıçeşit darbelerle yenile yenile yenmesini öğrendi ve 15 Temmuz’da rüştünü ispat etti.
Birazcık aklı olan, darbeyi aklından bile geçirmemeli.
Zira 15 Temmuz’a kadar onlar aportta bekliyordu; bundan böyle millet onları bekliyor!
Paylaş