Paylaş
Ağız tadıyla bayram kutlayamadığımız uzun zaman oldu. Zaten son Peygamber Muhammed aleyhisselamdan bin yıl sonrası ‘Ahir zaman’ olarak belirtilmiştir.
Bu zamanda Cenab-ı Hak, daha çok ‘Celal’, ‘Kahhar’, ‘Cebbar’, ‘Mütekebbir’ sıfatlarıyla tecelli edecek ve tüm insanlık sıkıntıya düşecektir.
Zaten bu günlere, yevm-ül beter diye boşuna denilmemiştir. Her gelen yeni gün, geçen günü aratacaktır. Bundan dolayıdır ki, inançlı insanların ağzında; ‘Allah beterinden korusun’ duası eksik olmaz.
Allahü teala kullarını çok sevdiği ve onlara çok acıdığı için, bazı günlere kıymet vermiş ve bu kıymetli zamanları kullarının affedilmesi için vesile kılmıştır. Kullar da, bu günlere değer verir ve günahlarına tövbe ederse (pişman olup bir daha yapmamaya azmederse) affedilirler.
Kullar, ibadetleriyle (her hayırlı iş ibadettir; yeter ki o bilinçle yapılsın) arınır ve Allah’a yaklaşırlar.
Hac ve Kurban ibadetleriyle de Mümin; dünyadan soyutlanır, Arş’ın etrafındaki melekler gibi Rablerini zikreder ve kendilerini, var eden ve her an varlıkta durduran Allah’a adarlar.
Böylece; melekler gibi ve hatta meleklerden daha üstün olarak Cenab-ı Hakk’a yakın olurlar.
Allahü teala, kudsi hadiste (manası Allah’tan, sözleri Peygamberden olan kutsal metin); ‘Gizli bir hazine idim. Bilinmek murat ettim’ buyuruyor. İşte kulluğun nişanesi de, Rabbini bilmesi, tanıması ve O’nun emirlerini üstün bilmesi ve O’nun mahlukatına (yaratılan ne varsa) şefkatli olunmasıdır. Ama görünen o ki, insanlar ve özellikle inançlı olduklarını iddia edenler, yaratılış gayelerini unuttular. Derin bir gaflet içinde, zilleti yaşamaktalar (Dünya üzerindeki Müslüman ülkelere bakınca, ne dediğimiz anlaşılır).
Halbuki insan, eşref-i mahluk olarak yaratıldı (en üstün). Lakin insanoğlu, elleriyle, kendini aşağıların en aşağısı yapmayı becerdi!
Cenab-ı Hak, en üstün mahluk olan insana öylesine değer vermiş ki ona; ‘Kurban kes’, ‘Rabbine yaklaş’, ‘Evimi ziyaret et’, ‘Ben sizden hoşnut olayım, siz de benden hoşnut (razı) olun’ demiştir.
Koronavirüs illeti yüzünden iki senedir; o mukaddes Ev’e, neredeyse ziyaretçi kabul edilmiyor. Bu zillet haline Müslümanlar, kendi işledikleri yüzünden düştü. Koronavirüs, işin bahanesi; Müslümanlar, kendilerine çekidüzen vermezlerse, daha ne koronavirüsler görecekler!
Zira Allahü teala Hac Suresi, 37. ayeti kerimede mealen: ‘Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir...’ buyurmaktadır.
Herkes, muhasebesini bu ayeti kerimeye bakarak yapsın. Yaptıklarımızı (amel ve ibadetlerimizi) ne için yapıyoruz, desinler diye mi, Cenab-ı Hakk’ın rızası için mi?
Korkarım ki tüm bir insanlık, desinler için yaşıyor ve hatta yarışıyor. Dediklerine göre; Allah’tan ne bekleyebiliriz ki? Allah’a ulaşan bir amel ve ibadet yapmadık ki, O’ndan ne bekleyebilelim?
Allah (Celle celalühü) ahir ve akıbetimizi hayreylesin!
Paylaş