Paylaş
270 bin hektar mera ve çayırıyla Ardahan, Hollanda’yı andırıyor. Hollanda’da tarım ve hayvancılığa yapılan yatırımın yüzde 1’i Ardahan’a yapılmış olsa ülkemizin et ve et ürünleri gereksinimi karşılanır.
Hayvan 3-4 ay merada otlayabiliyor. Ağır ve uzun kış şartları yüzünden hayvanın, 8-9 ay içeride bakılması zorunluluğu var. Bunun için de yem gerekli. Yem fiyatları çok pahalı olduğundan, çiftçi, hayvanını, randımanlı hale getiremeden elinden çıkarıyor. Çıkarmak zorunda kalıyor.
Yem fabrikasının ara ürünlerinin yetiştirilebilmesi için de sulu tarıma ihtiyaç var. Su var, un var, şeker var lakin helva yapacak irade, teşvik ve hepsinden önemlisi bütün bunları organize edecek kararlı bir birliktelik ve bu birliği sevk ve idare edecek bir otorite (Birlik, Kooperatif vb.) yok.
‘Saldım çayıra’ metoduyla; 400 bin büyükbaş, 120 bin küçükbaş hayvan sahipliğiyle Ardahan ilimiz, kişi başına en fazla hayvan düşen ilimiz. 15 bin hayvan tesisinin bulunduğu ilimizin en büyük sorunlarından birisi de diğer illerimizdeki gibi çoban yokluğu ve bu işi gören binlerce Afganın sosyal ve siyasal durumu.
Uçsuz bucaksız meralarda otlatılan hayvanlar, ucuza batıya yollanıyor, oralarda kesilip işleniyor ve çeşitli markalar halinde piyasaya sürülüyor. Hayvanın cefasını Ardahanlı çekerken, sefasını diğer iller sürüyor.
Ardahan ve Ardahanlı bu yalnızlıktan, bu sahipsizlikten, bu başıboşluktan derhal kurtarılmalı, devlet ve özel sektör işbirlikleriyle Ardahan’ımız, ‘Küçük Hollanda’ haline getirilmelidir.
Kadim dostum, Ardahan eski Milletvekili Saffet Kaya Bey ve ailesi, Anadolu’muzun eşsiz misafirperverliğini göstererek, bizleri Kars Havalimanı’nda karşıladılar. Hep birlikte Ardahan’a doğru yola koyulduk.
Ardahan ili sınırlarına vardığımızda bizi, kilometrelerce araç kuyruklarının olduğu maşeri kalabalıklar ve adım başı kesilen kurbanlar karşıladı.
Çok sevilen ve ısrarla arzu edilen bir milletvekilinin, yöre halkı tarafından hasret ve muhabbetle bağırlarına basıldığına tanık oldum. Ve; ‘İşte seven, sevilen ve arzu edilen milletvekili böyle olmalı!’ dedim.
23. Dönem’de, Saffet Kaya ile Meclis’te beraber çalıştık. Her zaman pozitif enerji veren, çabuk iletişim kuran, güleç ve babacan tavırlı gerçek bir dosttur Saffet Kaya.
Ardahan’da halkın arasındaki tavırları ve kendisine olan teveccühleri görünceye kadar, doğrusu onu yeterince tanıyamamış olduğumu anladım.
Etnik kökeni, siyasi görüşü, meşrebi ve mezhebi ne olursa olsun tüm Ardahanlı hemşerileri onu bağırlarına basıyor, o da her birisine aynı sevecen tavrıyla karşılık veriyor.
Herkese ama herkese aynı şekilde güler yüz ve tatlı dille mukabele ediyor, hal hatır soruyor, dertlerini ve taleplerini dinliyor; her birine yardımcı olmak için adeta çırpınıyor.
Bazı insanlar doğuştan meziyet ve meslek sahibidirler. Sayın Saffet Kaya da öyle, doğuştan milletvekilidir. Öyle bildiğimiz anlamda, halka tepeden bakan, halkın dert ve değerlerini paylaşmayan ve onlara çözüm aramayan diğer milletvekilleri gibi değil.
Saffet Kaya, gerçek bir gönül insanı, Ardahan ve Ardahanlı sevdalısı. Nitekim Ardahan’da taş üstüne ne taş konmuşsa hepsinde Saffet Kaya’nın imzası, gayretleri ve talepleri var.
Ardahanlı da bunu bildiğinden, bu iş Saffet Kaya’sız olmaz diyor ve onu yeniden seçebilmek için zorluyor; bir an bile yalnız bırakmıyor, baskı üstüne baskı kuruyor.
Onun da hayır deme lüksü yok, mecburen evet diyor.
Bu durumu yakından gözlemleyen tüm parti liderleri, Saffet Kaya’nın kapısını aşındırıyor. Ama onun gönlünün nerede olduğunu ben çok iyi biliyorum. Zira kendisi, gönül insanlığının yanında aynı oranda hizmet insanıdır.
Onun için milletvekilliği demek halka hizmet etmek ve halkın gönlünde olmaktır.
Onu da ancak iktidar partisinde gerçekleştirebilir.
Paylaş