21. yüzyıl

Geçen asrın başlarında yapılan büyük savaşla dünyanın dengesi altüst oldu. Zira meydan yeri, tamamen emperyalist güçlere kaldı.

Haberin Devamı

Onlar da savaşın galipleri olarak, kendi aralarında anlaşıp dünyayı taksim ettiler.

Bu kurt taksiminin özeti, benimki benim, seninki de benim anlayışıdır. Dolayısıyla dünya üzerinde hiçbir devlet kendi haline bırakılmadı; hemen hepsi bir yere (emperyalist devlete) payanda yapıldı.

Cihan imparatorluğumuzun yıkılmasıyla birlikte biz Türkler, bu taksimde kaybeden taraf olduk. Zaten büyük savaşın asıl amacı, Türk’ün gücünü tarih sahnesinden silmekti.

Sonuçta bizi öldü diye bıraktılar. Zira alınan onca yaralardan sonra, onlara göre kurtuluşun ve yeniden dirilişin imkân ve ihtimali yoktu.

Geçen bu yüz sene esnasında beyin zarımızda sülük emzirdiler, biz kıvrandıkça onlar üzerimizde horon teptiler. Bizi insan saymadılar (şimdi yaptıkları gibi) ve şeytan azapta gerek dediler!

Haberin Devamı

Bize kerhen lütfettikleri karakuşi demokrasiyi bile hazmedemediler. Her on yılda bir darbe yaptırarak, bizi adeta ‘tımarhanelikler’ gibi, meşguliyetle tedaviye tabi tuttular.

Bir adım ileri atmak istediğimizde, beş adım geri düşürdüler.

Envaı çeşit terör örgütlerini üzerimize salıp mevcut olan kıt imkânlarımızı da heder ettirdiler.

Sergiledikleri onca zulüm sarhoşluğu içinde, bir şeyi bilmeden ihmal ettiler. Yayı fazla gerdiler ve kırdılar. Zira haddinden aşırı şiddetle amaçlarını hikmetsiz bıraktılar. Halbuki amaçları, ne oldurup ne öldürmekti.

Süründürmeyi yeğlediler lakin ölmüş diye bıraktıkları bu devin bir gün dirileceğini düşünemediler.

Zulüm asla payidar olamazdı ve hep olduğu gibi, ip (zulüm) en kalın yerinden kopmaya mahkûmdu.

Tarih sahnesinden silinmek istenen biz Türkler, tıpkı istiridyenin bağrında sakladığı inci misali, için için oluştuk. Yenile yenile yenmesini de öğrendik; yeniden dirildik.

Son ölümcül darbeyi kılcallarımıza nüfuz ederek içeriden ve üstelik en acımasız şekilde, alçakça indirmek istediler. İçimizden mankurtlaştırıp devşirdikleri bu ülkenin evlatlarına, kendi halkına silah çektirdiler.

Yedi düvel olarak bir araya gelip başaramadıklarını, Türk’ü Türk’e kırdırarak yapmaya çalıştılar.

Otuz iki dişini sıkarak tam bir asır bekleyen Türk’ün sabır taşı çatlamıştı. Genciyle, yaşlısıyla sağına soluna bakmadan meydan yerine koştu ve haykırdı: Savulun! Biz geldik, bu meydan bizim!

Haberin Devamı

Kahpelere, kalleşlere, hainlere, dost görünen hasımlara bu meydanda yer yok! Zira er meydanına sahibi geldi.

Bir asırlık suskunluktan sonra, artık o konuşacak, herkes susacak ve sadece dinleyeceklerdi.

Onun mahallesinde salyangoz satanlar, bundan böyle tezgâhlarını toplayıp başka kapıya gidecekti.

Bulunan doğalgaz rezervleri de Akdeniz’deki dalgalanmalar da Suriye ve Libya’daki şahlanışlar da Karabağ’daki zafer de aynı gerçeği haykırıyor.

21. asır, Türk asrı olacaktır.

 

Yazarın Tüm Yazıları