×
Yüksek tempoda başlayan maçta ne kadar istese de Fenerbahçe ilk 10 hafta ön alanda kurduğu baskıyı başaramadı. Tabii ki bunun sebebi Trabzonspor’un beklenenin dışında bir oyun kurgusu için de maça başlamış olmasıydı. Birinci bölgede hiç kısa paslaşmalar yapmadan uzun oynayarak Fenerbahçe’nin ön alan baskısı işlevinin kırılmasına sebep oldu. Buna artı olarak Fenerbahçe kendi sahasında çıkış pasları yaparken ön alan baskısını uygulayan takım Trabzonspor oldu.
MAKiNE SEKTEYE UĞRADI
Görüldüğü üzere Paul Onuachu’nun olduğu yerde Becao ve Djiku’nun olmayışı, orta sahada Fred’in eksikliği Fenerbahçe için gerçekten işleyen makinenin sekteye uğramasına sebep oldu.
FRED’iN YOKLUĞUNDA iSMAiL DE YOK OLDU
Öyle ki, Fred’in yokluğunda İsmail Yüksek de yok oldu. Mehmet Can’ın kanadını zayıf halka görerek Dusan Tadic ve Ferdi ile bu kanadı kullanmak isteyen Fenerbahçe, bunda ilk yarı başarılı olamadı.
Trabzonspor’da özellikle Onuachu ve Mendy başrol oyuncularıydı. Hem yerden hem uzun toplarda Oosterwolde ve Samet, Onuachu karşısında acizleri oynadı. Bu handikapı ilk 30 dakikada gören İsmail Kartal, Onuachu’ya gelen toplara ilk anda basmamalarını ve uzaktan takip etmelerini söyleyip stoperlerini uyardı.
3-0’DAN SONRA MAÇIN BÜTÜN ÇEHRESi DEĞiŞTi
1860 kişi kapasiteli statta 90 kişilik F.Bahçe deplasman taraftarı...
Acaba İspanya, Almanya, İngiltere, Fransa gibi aralarında kendimizi de sıralamaya soktuğumuz büyük liglerin taraftar kapasitesi bu kadar düşük olan tribünler önünde ve böyle bir statta oynanan maçları var mıdır?
Düşünsenize 2 İstanbul takımı ve milyon dolarların döndüğü organizasyonda zemin, ambiyans, taraftar, yayıncı kuruluşun kamera açıları, çekim alanları...
İşte marka değerimiz. Balkonlara koyulan kamera kale arkası için...
Pilot kameradan 2. yardımcı hakemin önünde ne olduğunu ağır çekimlerde fark edilmesi vs. Cumhuriyetimizin 100. yılında böyle bir ortamda oynanan Süper Lig maçı...
PENDiK iLK YARI TESLiM OLDU
İlk gole kadar Fenerbahçe’nin kurmak istediği öndeki baskıyı Pendik’in uzun toplarla kırmaya çalıştığını gördük. Taa ki ilk defa pas yaparak çıkmaya çalıştığı bir ana kadar. Geçen hafta Hatay maçında olduğu gibi İsmail Yüksek’in araya girerek kaptığı top ile golü buldu Fenerbahçe. 2. gol İrfan Can’ın ceza sahası dışından vuruşu ile geldi Fenerbahçe ilk yarı performans olarak önceki maçlardan uzak bir görüntü çizse de son 15 dakikasında saman alevi gibi parladığı anlarda iki gol bulup devreyi önde kapadı. İlk yarı Pendik’te teslim olan bir oyun vardı. %71’e %29 top ile oynama, 21’e 0 ceza sahasında topla buluşma. 11’e 0 top uzaklaştırma bunun göstergesiydi.
Kâğıt üzerinde ağır basan Galatasaray karşısında Burak Yılmaz, solda Bahtiyar ve orta sahada Tayfur ile maça başladı. Belli ki yerli kuralına takılan bir kadro. Okan Buruk ise Manchester United maçındaki orta saha ikilisi Kaan Ayhan ve Torreira’ya yer verdi. Beşiktaş için ligde şampiyonluk adına devam ya da tamam anlamına gelen derbi aynı zamanda Burak Yılmaz için de fırsat maçıydı.
Maçın 7. dakikasında her iki kalede yaşanan pozisyonlarla birlikte artan bir tempo ve gol pozisyonları izledik. Galatasaray’ın peş peşe kaçırdığı gollere ve Beşiktaş’ın direkten dönen bir topuna şahit olduk. Aynı pozisyon içerisinde Colley inanılmaz iki hatayı üst üste yapınca İcardi affetmedi ve Galatasaray 1-0 öne geçti. Hemen akabinde Amir’in hatalı pasında Amartey’in hatasıyla pekişen pozisyonda İcardi’nin Mert’le karşı karşıya kaldığı an ve Mert’in kırmızı kart görmesi, Beşiktaş için hem maçın hem de şampiyonluk şansının bittiği an oldu.
28’DEN SONRA İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ
Beşiktaş defansında Amartey ve Colley gibi çok hata yapan oyuncular varken, Galatasaray’ın hücum hattında herhangi bir oyuncu oynatmasına gerek dahi yoktu! Hele hele siz bu hataları İcardi gibi bir oyuncu varken yapıyorsanız affedilmez sonuçlar doğrur. 28. dakikadan sonra maç Beşiktaş için işkenceye dönüştü ve tek kaleye döndü.
Tete, Bahtiyar’ın kanadından Zaha da Rosier’in kulvarından istedikleri gibi geldiler. Ve ilk yarının bitmesi için Beşiktaş taraftarları ve futbolcular adeta dua ettiler. İlk yarı itibari ile Galatasaray adına 8’i isabetli 14 şut izlerken, Beşiktaş’ın sadece 1 şutu vardı. Rakip ceza sahasında topla buluşma sayıları ise 20’ye 0’dı. Ki bu rakamlar ilk yarının fotoğrafının en önemli göstergesiydi.
RASHİCA VE GEDSON VERİMSİZDİ
İkinci yarıda oyuna giren Oxlade-Chamberlain Beşiktaş’a biraz hareket getirdi. Bu maç özelinde Rashica ve Gedson çok verimsiz kaldılar. Galatasaray’ın nasıl olsa rahat yeneriz düşüncesi içerisinde olduğu, konsantrasyon kaybının yaşadığı anlarda Rosier’in sağdan getirdiği ve Oxlade-Chamberlain‘e attığı nefis golle Beşiktaş beraberliği yakaladı. Bu dakikadan sonra Galatasaray’ın baskısı arttı.
Maç boyunca her türlü defansif hatayı yapan Beşiktaş’ta, hatalar zincirine Amir de katıldı ve en sonunda topa elle müdahale ederek penaltıya sebep oldu ve bunun devamında da ikinci gol geldi. 10 kişi kalmış bir takım olarak Beşiktaş’ın bu kadar baskı yapan Galatasaray’a karşı ceza sahası içinde geride oyun kurması anlaşılır gibi değildi.
Lugano yenilgisinden sonra Şenol Güneş’in istifası ve seçim kararı alınması Beşiktaş taraftarları için yeterli olmamış gerek ki; maç öncesinde ve sırasında Aboubakar hariç tüm futbolcuları protesto edip yönetimi tekrar istifaya çağırdılar.
Bu tür maçlar kolay değildir. Oynayan her iki takım için de avantaj ve dezavantajlar içerir. İlk yarıya baktığımızda İstanbulspor’un bu durumu avantajı çevirecek gücü yoktu.
GOL SONRASI TARAFTARA MESAJ
Burak Yılmaz ne kadar istese de futbolcuları teknik ve taktik olarak bu maça hazırlamak kolay değildi. Analiz yapılacak bir maç da değil. Bu, futbolcuların reaksiyon göstereceği, karakter koyacağı bir maçtı. Nitekim Aboubakar’ın golden sonra sevinmemesi ve bir araya gelip kenetlenen takımın verdiği fotoğraf bir mesaj niteliğindeydi.
İlk 5 dakika sırtını sahaya dönerek sessiz protesto yapan Beşiktaş taraftarları protestoyu sonlandırıp yüzünü sahaya döner dönmez golü gördü.
Aboubakar ‘stattakiler bu golü görmezse yazık olacak’ dercesine golünü atmak için taraftarların yüzlerini sahaya dönmelerini bekledi.
BEŞiKTAŞ iLK YARI ÇOK ÜSTÜNDÜ
İlk yarıda hem oyun hem de istatiksel anlamda takımlar arasında büyük fark vardı. Beşiktaş bu devreyi adeta tek kale oynadı. Yüzde 70’lik topa sahip olma oranı ve 10 şutun karşılığında İstanbulspor’un şut sayısı sıfırdı.
Fenerbahçe’de 4-0’lık Başakşehir maçında 90 dakika oynayan Oosterwolde’nin yerine Osayi-Samuel’in ilk 11’e girmesi, Ferdi’nin sol bekte başlamasına neden oldu. İlhan Palut yönetimindeki Rizespor tek mağlubiyetini sezonun ilk haftasında 2-1’lik skorla Adana Demirspor’dan almıştı.
Henüz 3. dakikanın başında Szymanski golü atınca Fenerbahçe adeta 1-0 önde başladı maça. Szymanski hem ofansta hem defansta; alıyor, veriyor, basıyor, gerçekten takım için çok önemli bir futbolcu.
Fenerbahçe sanki Başakşehir maçını bitirmemiş gibi devamını oynadı. Oyun anlayışı, azim ve hırs anlamında Başakşehir maçından farkı yoktu ama. Ligde şu ana kadar ön alan baskısını en iyi uygulayan takım Fenerbahçe. Rizespor bu baskıyı riskli paslarla aşmaya çalıştı ama başaramadı.
TEK TARAFLI BOKS MAÇI GiBi
İlk yarı öyle anlar oldu ki, Fenerbahçe rakip ceza sahasına abluka altına aldığında neredeyse ‘şu golü yiyelim de havlu atalım’ dercesine bir görüntü çıktı ortaya. Tek taraflı bir boks maçıydı adeta. Rakibini grogi halden hiç çıkarmadan nakavta kadar gitti.
İlhan Palut ikinci yarıda 3 oyuncu değişikliği yaparak kötü gidişi durdurmaya çalışsa da fayda etmedi. İkinci yarı başlar başlamaz, tıpkı maçın başındaki gibi çok erken bir gol daha buldu Fenerbahçe. Bu kez imza İrfan Can’a aitti.
Dzeko, Fred, İrfan Can ve Szymanski Fenerbahçe’nin en iyileriydi. Üçüncü golün santrası yapılır yapılmaz 4 Fenerbahçeli’nin birden baskı yaparak top kapma arzusu, takımın bu sezonki mantalitesinin özetiydi.
HAKSIZ REKABET Mi VAR?
Çağdaş Atan, belki mecburiytten belki de kendi isteğiyle ileri uçta hareketli ve çabuk oyuncuları tercih etti Burada Fenerbahçe’nin defans zafiyetinden oluşacak arkaya atılacak toplarla sonuca gitmeye hedefledi. Djiku’nun forvetlere nazire yaparcasına attığı golle Fenerbahçe baskısının karşılığını alarak adeta maça 1-0 önde başladı. Atılan ikinci gole dikkat edersek, Livakovic, İsmail, Fred, Szymansky İrfan, Tadic paslaşmaları sonucu adeta yürüyerek atıldı.
LIVAKOVIC'İ İLK KEZ 35'TE GÖRDÜK
Akabinde Başakşehir takımının hatası ile Szymanski’nin klasik gollerinden birini izledik. Çağdaş Atan daha kenardan direktiflerini verirken maç bir anda 3-0 oldu. Bu süreçte Başakşehir bırakın Fenerbahçe ceza sahasına girmeyi, rakip yarı alanı bile 1-2 defa geçebildi. Çağdaş Atan iki oyuncu birden değiştirerek bu gidişatı durdurmaya çalıştı. 33. dakikada Başakşehir ilk defa rakip ceza sahasına girmeye çalıştı, onda da başarısız oldu. Livakovic’i ancak 35. dakikada gördük! 45’te Aleksic ile Başakşehir’in uzak mesafeden ilk şutu geldi. Bu arada da Tadic yüzde yüzlük bir gol atma şansını kaçırdı. Fenerbahçeli futbolcuların gözünü ne bürümüşse artık, ilk yarı bitiyor Fred ve Becao hakem Zorbay Küçük’e bir pozisyonda itiraz ediyorlar. O kadar hırs, o kadar azim. 3-0’dan sonra bile hâlâ pozisyon tartışması yapabiliyorlar.
BAŞAKŞEHİR ÇOK YUMUŞAK KALDI
Sezon başından beri ön alanda baskıyla oynayan Fenerbahçe, ilk yarıyı güle oynaya bitirdi. İlk 45 dakika kimseyi yanıltmasın. Başakşehir çok kötü olduğu için değil, Fenerbahçe çok iyi olduğu için Başakşehir kötü gözüktü. Sarı lacivertliler, top rakibe geçtiğinde ya baskı ile topu 5-6 saniyede kazandı ya da faulle engelledi. Bu kadar sert orta sahaya karşı Başakşehir orta sahası çok yumuşak kaldı. Fenerbahçe’ye temassız oynarsan bu sonuç normal.
İsmail Kartal’lı Fenerbahçe’de, oyuncu değişiyor, mevki değişiyor ama oyun ve mücadele kalıyor. İkinci yarı Başakşehir reaksiyon vermek istese de gücü yetmedi. Oyun olarak baktığımızda ikinci yarı Fenerbahçenin hırsı ve mücadelesi ilk devreden farklı değildi. Dakikalar 86.53’ü gösterirken kulübe önünde dört Fenerbahçeli’nin, Başakşehirli oyuncuya yaptığı baskı anı, maçın resmiydi. Bu arada Başakşehir adına isabetli şut sayısı ‘0’dı.
HAKEM ZORBAY KÜÇÜK ŞANSLIYDI
Bu sezon 3. maçına çıkan Zorbay Küçük’ün FiFA listesine girmesine kesin gözüyle bakılıyor, ki bence de çok normal. Maç içerisinde özellikle ikinci yarıda faul ve sarı kart hataları oldu. Maçın skorunun rahat geçmesi Küçük’ün en büyük şansıydı. 39. dakikada sarı kart gösterdiği İrfan Can’ın ağzından çıkan sözler gözünden kaçtı. 41’de İrfan Can’ın koluna yaptığı temas şekli bir hakemin yapmaması gereken hareketlerden biriydi. 2-3 dakika önce gösterdiği sarı kartın istişaresini yapıyor gibiydi. 50’de Cemali topa vurduktan sonra Becao’nun bir teması var mı yok mu, kamera görüntüsünden belli olmuyor. Penaltıyı gerektirecek bir temas yok.
Arsenal-Tottenham ve Ajax-Feyenoord maçlarının ilk yarılarından sonra Beşiktaş-Kayseri mücadelesinin ilk devresini seyrettim. Futbol adına boşa geçen bir 45 dakika idi. Bir saniyesi bile taraftarı memnun etmedi oyun olarak. Son iki resmi maçındaki performansına benzer esintiler sunan bir Beşiktaş izledik.
Kayseri, klişeleşmiş deplasman oyunu oynadı. Topu Beşiktaş’a verip ani hücumlarla gol aradı. Zaman zaman başarılı da oldu.
Beşiktaş bu orta saha ile ilk yarı Ghezzal’ın eline baktı. Dominant bir oyun oynamaya çalışan Ghezzal’dan Aboubakar ve Cenk’in uzak oynaması olumsuzluk yarattı. İlk yarıda Beşiktaş yüzde 70 oranında topa sahip olsa da, bunun oyuna yansıması sıfırdı. Zevksiz, sıkıcı bir 45 dakikaydı.
ikinci yarı sanki başka oyuncular başka bir sahnede rol aldılar. Çalışılmış bir duran top organizasyonunda Mane’nin attığı golle Kayserispor ikinci devreye adeta 1-0 önde başladı. Beşiktaş da sanki bu golü yemeyi bekliyormuş oyuna ağırlığını koymak için!.. Oxlade-Chamberlain, Cenk, Salih ve Ghezzal biraz kıpırdadı ve oyunu hızlandıran Beşiktaş skoru lehine çevirdi.
Bu maçta görüldü ki Gedson vazgeçilmez bir futbolcu Beşiktaş adına. Şenol Güneş tam oyuncu değişikliği yapacakken maç boyu durağan olan Aboubakar golü buldu.
Beşiktaş beraberliği sağladıktan sonra Salih’in enfes pası ile arkaya sarkan Oxlade-Camberlain’in golü Beşiktaş’ı rahatlattı. Oxlade-Chamberlain Arsenal’de yaptığı klasik koşullarından birini gösterdi.
Beşiktaş iyi miydi? Hayır. Taraftarları yine rahat bir maç izlemedi ve oyun tatmin etmedi.
Bu skor yanıltmasın. Beşiktaş’ın önünde Adana Demirspor ve Konyaspor gibi zorlu rakiplerin olduğu maçlar var. Üstüne üstlük birçok oyuncunun gideceği 4-5 maçlık bir Afrika Kupası süreci olacak ki Beşiktaş için büyük handikap.
İki takımın da hocaları ilk 11’lerde farklı tercihlerde bulunarak maça başladı. Trabzonspor’da Larsen’in yerine Mehmet Can sahaya çıkarken, Beşiktaş’ta Masuaku, Muleka ve Aboubakar’ın yerlerine Rebic-Cenk-Onur tercih edilmişti. Bjelica orta sahayı kalabalık tutsa da Trabzonspor topu 25. dakikaya kadar Beşiktaş’a bırakmayı tercih etti. 14. dakikada maçın ilk tehlikeli pozisyonu Gedson ile geldi ve 25. dakikaya kadar ölü toprağı serilmiş maç bu dakikadan sonra Trabzonspor’un kanat organizasyonlarıyla hareketlendi. Bordo mavililer, devasa fizikli Onuachu’ya topu indirmeyi hedefledi ve bunda da başarılı oldu. İlk gol bu şekilde geldi. Beşiktaş’ta Cenk, sürekli kanatta oynaya oynaya santrfor oynamayı unutmuş!
ONUACHU ADETA AHTAPOT GiBi
Trabzonspor’da eliyle koymuş gibi ortalayan ve Onuachu (2.01 metre), Benkovic (1.94 metre), Baniya (1.94 metre) ve Mendy (1.91 metre) gibi bu ortalara kafayı rahatlıkla vuracak silahlar varken ceza sahasına yapacakları her orta tehlike yaratır. Onuachu indiriyor, saklıyor, tutuyor, adeta bir ahtapot gibi.
41. dakikada Rosier’in gereksiz faulü sonrası kurulan barajın hatalı olması ve Cenk’in yanlış hamlesi, kaleci Mert’in hatasıyla birleşince Trabzonspor 2-0 öne geçti. İlk yarıda Beşiktaş’ta iyi denebilecek bir oyuncu yoktu. Trabzonspor’da ise yeniler Onuachu ve özellikle Mendy çok büyük fark yarattı.
GÜNEŞ iKiNCi YARI AS KADROYA DÖNDÜ
İkinci yarı Şenol Güneş üç oyuncu değişikliği ile as kadroya döndü. Beklendiği üzere Beşiktaş baskı kurup oyunu rakip alanı yıkmak istese de arka alanda verdiği açıklar Trabzonspor adına tehlikeli oldu ve üçüncü gol de bu şekilde geldi. Beşiktaş’ın kaleyi bulan ilk şutunun 72. dakikada gelmesi bu maça ilginç bir not olarak düşüldü. Topla oynama yüzdelerine baktığımızda Beşiktaş yüzde 71’e 29 üstündü. Kısacası Trabzonspor topu verdi maçı aldı.
GOL IPTALI YANLIŞ PENALTIYI ATLADI
Volkan Bayarslan, Trabzon-Beşiktaş maçında teknik ve disiplin cezalarında hatalar yaptı. Geçen sezonki başarılı performansının altında kaldı. Maçtaki tartışmalı pozisyonlara gelince... 23. dakikada duran topta Rebic, Baniya’yı ceza sahası içerisinde itiyor, topa bakmıyor. Hakem penaltı düdüğünü çalsa kimse bir şey diyemez. Belki farklı yorumlar da olabilir fakat Volkan Bayarslan enteresan biçimde Trabzonspor aleyhine faul verdi.