Paylaş
İçeriden ve dışarıdan Türkiye’yi, Suriye gibi bir içsavaşa sürükleme gayretleri çok açık görülüyor.
Üç yönden gelen terör saldırıları, terör örgütlerine verilen dış silahlı ve siyasi destek, sınırlarımızda beliren tehditler, Türkiye’nin aynı anda birçok cephede ve çok dikkatli bir mücadele yürütmesini gerektiriyor.
İçinden geçtiğimiz süreçte Türkiye’nin en fazla ihtiyacı olan sağduyudur.
Bir kaos, içsavaş ortamına sürüklenmemek için yönetimin ortak akılla, halkın sağduyuyla hareket etmesine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Terörle mücadelenin, demokrasi ve hukuk kurallarından sapmadan güvenlik güçleri tarafından yürütülmesi, tahriklere gelinmemesi yaşamsal önemde.
Terör örgütlerinin amaçlarına hizmet etmemek için, sokak çatışması çağrılarına, teşviklere karşı durulması ve sağduyunun elden bırakılmaması gerekiyor.
Türkiye’yi Suriye’ye çevirmek isteyenlerin oyununun bozulması için herkese, her kuruma soğukkanlı ve sağduyulu davranma görevi düşüyor.
Türkiye çok yönlü saldırı altında kaldığı bu süreci ancak demokratik sabır, olgunluk, hukukun üstünlüğü ve sağduyulu davranışla aşabilir.
Teröristle mücadele güvenlik güçlerine, suç-ceza süreci yargı erkine ait bir görevdir.
Bugüne kadar Türkiye’nin en büyük kazancı, terör örgütlerinin her türlü tehdidine karşın, sosyolojik yapıya, günlük yaşamına nüfuz etmesine, içsavaşa dönüşmesine izin vermemiş, sağduyuyu elden bırakmamış olmasıdır.
Bugün ve bugünden sonra da bu tutumunu sürdürmeli, provokatörlerin oyununa gelmemelidir.
GEÇMİŞTEN DERS ALMAK
Türkiye terörden en çok çekmiş ülkelerin başında gelir.
1970-1980 döneminde, ideolojik kamplara ayrılan gençlerin eline silah tutuşturanlar, onları sokaklarda, üniversitelerde birbirlerine kırdırdılar. 1975-1980 arasında soldan ve sağdan 5 bin genç yaşamını yitirdi, ailelerinin yaşamları karardı.
Türkiye demokrasiden, insan haklarından, hukuktan, eğitimden, bilimden, ekonomiden, refahtan çok şey kaybetti.
Türkiye geçmiş deneyimlerinden mutlaka ders çıkarmalı; gençler aynı oyuna bir daha gelmemeli; etnik, mezhebi kamplaşmayla izin vermemeli, eline silah almamalıdır. Siyasete demokratik kanallardan dahil olmalıdır.
TERÖR VE SİYASET
Terör bir insanlık suçudur.
Hiçbir gerekçe terörü haklı ve meşru kılmaz.
Terörü siyaset aracı olarak kullanmak kabul edilemez.
Siyaset demokratik araçlarla ve demokratik kurallar içinde yapılmalıdır.
Hiçbir siyasi parti, fikirlerini silahla savunamaz, terör örgütüne dayanarak “Demokratik siyaset yapıyorum” diyemez.
HDP’nin temel sorunu budur.
Paylaş