Paylaş
Arkadaşlarım yılbaşında San Sebastian’a gidiyor, bir-iki adres istediler. “Yer bulmanız zor ama Zubareo’ya gitmeyi deneyin” dedim. Araştırırken Vedat Milor’un yazısı çıktı. Milor lafı dünyanın ‘en iyi lokantaları’ türü listelere getiriyor ve itibar edilmemesi gerektiğini söylüyor. Lokanta seçerken listelere bakan biri değilim. Damak tadına güvendiğim birkaç yazarın önerisi olup olmadığını araştırır, çoğu zamanda gittiğim yerde saha çalışması yaparım. Ama elime bir liste geçtiğinde de görmezden gelmem.
Vedat Bey’in yazısını okurken televizyonda tam da onun sözünü ettiği listelerden biri üzerine program başlamaz mı? Dünyanın önde gelen gezi dergilerinden biri en şaşaalı 10 yemeği seçmiş. 10. sırayı Şanghay’daki Bund Otel’in kubbealtı lokantasına vermişler. Sadece iki kişilik tek masası olan bu küçük lokantanın mönüsü yokmuş. Şarap kavı Asya’nın en iyilerindenmiş, istediğiniz müziği çalıor ve küçük sürprizler de yapıyor ve karşılığında da 10 bin dolarcık alıyorlarmış. Listeyi yapanlar pahalı dememek için şaşaalı demiş anlaşılan.
Dokuzuncu sırada Kübalı şef Pou Louis var. Şef 10 bin dolar (dikkat, aynı meblağ) karşılığında ekibiyle eve gelip yemek hazırlıyormuş. Eş-dost da gelsin istiyorsanız 10 kişiyi aşmamanız gerekiyormuş. Şef hiç naz etmiyor dünyanın neresinden çağırılırsa oraya gidiyormuş. Fiyata yol parası, konaklama ve içkinin dahil olmadığını öğreniyorum. Sekiz numarayı, Mustik adasındaki afili piknik almış. Maccaroni plajında, palmiye ağaçlarının gölgesinde şampanya, deniz ürünleri ve ıstakozla pikniklemenin bedeli adam başı 2 bin dolarmış. New York’taki Nino’s Pizzacısı’nda yenilen bin dolarlık pizza yedinci sıraya kurulmuş. Pizza, Maine’den günlük getirtilen ıstakoz ve havyarla yapılıyormuş ve bu lezzeti tatmak isteyenler 24 saat önceden sipariş vermek zorundalarmış. Las Vegas’taki Mandalay Oteli’nin Fleur de lys lokantasında yapılan 5 bin dolarlık burger’e vermişler altıncılığı. Kobe bifteği, kaz ciğeri ve siyah trüfle yapılan burger mönüsünün eşlikçisi de bir şişe 1995 Petrus.
BİRİNCİ NEW YORK’TAN ÇIKTI
Beşinci sırayı Singapur’daki Les Amis adlı Fransız lokantası almış. Aaa, onun bu listede ne işi var? Ben de harika bir yemek yemiştim. İddialı bir şarap kavlarının olduğunu ve şef Armid Leitgir’in beyaz trüfle yaptığı tadım mönüsünü gerçekten iyi bulduğumu hatırlıyorum. Şefin yerinde olsam yemez içmez o listede yer almamak için mahkeme kararı çıkartırdım yeminle.
Dördüncülük, Paris’teki Ritz Otel’in Michelin yıldızlı Espladon lokantasının mutfağına gitmiş. Sunucunun şef Michel Roth’u sanatını icra ederken görenlerin hayranlıkları tapınmaya demesiyle bendenizi gülme krizi tutuyor.
Gelelim üçüncüye. Aaaa o da ne? Çırağan Sarayı Tuğra lokantası Efendim Tuğra lokantasının pek meşhur 24 ayar altın varak kaplı bir pastası varmış. Boğaz’a bakıp altın lokmalamanın bedeliyse bin dolarmış. İkinci sırada dünyanın en iyileri arasında gösterilen ve yer bulmak için aylarca beklemek gereken Napa Valley’deki ünlü French Laundry.
Gelelim bir numaraya: New York’taki Daniel. Şef Daniel Bouloud’nun havyar mönüsü ilk sırada. Dünyanın en nadir havyarlarını kullanarak yaptığı yemekleri görmek bile ağız sulandırıyor. Kişi başı 200 dolar. Hamburger’e bin, Osetra havyarına 200 dolar, bu ne iş? Garanti üç sıfır eklemeyi unuttular, derken program bitti.
Paylaş