SİNAN’a dedim ki “2010’un en önemli olayı neydi sence?“
Sinan, yaslandığı kayada postallarına hijyenik pedi yerleştirirken durdu birden, düşündü “Basketbolda Amerika’dan sonra ikinci olduk ya oğlum, ölsem gözüm arkada kalmaz” Devam etti Sinan pedi yerleştirmeye, “Ha bir de Kenan Sofuoğlu birinci oldu” Sinan’ın postallara baktım... “Ben bir faydasını göremedim, yine çok terliyor ayağım uğraşma” dedim. “Olsun oğlum, hiç olmazsa daha çok yol yürüyorsun” Diğer pedi aldı eline “Sence ne” dedi “2010’da en önemli şey?“ “Beni boşver de, anama göre Aşk-ı Memnu’nun bitmesi herhalde, bir de Esma’nın mezun olması“ Güldü Sinan, “Haklı kadın, bir an önce işe girmesi lazım kızın... Ama bak İsrail yardım gemilerine saldırdı ya oğlum, neredeyse savaş çıkıyordu, bizi de gönderirlerdi o zaman kesin” Gece 3- 5 nöbetini tutacak bu Sinan. Yaktım kola kutusunda bir sigara... Karanlıkta parlayan yıldızlara baktım, bu mevsimde 2-3 ay kapanan tepelere karşıya... Ya Çerçele ya Leylek Dağı’ndan ya da her ikisinden birden gelirler... - Bu gece gelmesinler, bu gece yeni yıl- Sinan kendi kendine devam etti konuşmaya.. “Fener tarihe geçti, bak unuttum onu. Şampiyonluk kutladılar iki dakikalığına, timsah yürüyüşü falan... Bu 2010’u da aşar, referandum var sonra... Dün gibi kardeşim beee. Zaman su gibi geçiyor... Ama şu Julian var ya, helal olsun diyorum milleti birbirine kattı. Wikileaks diye bir şey çıkardı, sonra buhar oldu ortadan sanki...” Hangi delikten ne çıkacağı belli olmaz tepelere baktım. “Belki burada saklanıyordur” dedim Gülüştük... Nefesimiz havayı ısıttı sanki... “O değil de bu gece burayı basarlarsa 2011’in ilk konuşulanı biz oluruz herhalde” “Basılmazsa “ “Basılmazsa kimsenin aklına gelmeyiz merak etme” Palaskamı kavradım... M2 Browningimi kontrol ettim değişim öncesinde... Kalktım yürümeye başladım, uyuşmuş bacaklarım hareketsiz durmaktan... Sinan kalkmamışım gibi kendi kendine 2010’un olaylarını anlatmaya devam ediyor... Uzaktan geçen kurt sürüsünü fark ediyorum, ışıl ışıl parlıyor gözleri geçerken... Burada öğrendiğim bir şey varsa o da sürekli tetikte olmak... Sürekli... Gözlerim ağırlaşıyor, kapanıyor. Pim- çek- bomba-at diyorum kendi kendime... pim-çek- bomba-at Pim-çek-bom-ba-at Uykum kaçıyor, yürüyorum... Ne kadar zaman geçiyor bilmiyorum... Kurt sürüsü çok daha yakınımdan geçiyor şimdi... Görüyorum. Sinan’ın nöbetinde yaklaşırlar mı yoksa, yanından geçerler mi ? Yanına yürüyorum hızlıca... Gece 3-5 nöbetini tutacak bu Sinan. 2010 çoktan bitti Nöbet değişim saati yaklaşıyor... Yolumu şaşırıyorum karanlıkta... Fenerle arıyorum Sinan’ı, diğer uyuyanlara bakıyorum... Bulamıyorum... Sinan’ın postalları orada öylece duruyor... Kayalıkta O’nu bıraktığım yerde... Boğazım düğümleniyor... Uyuyanların yüzüne tutuyorum feneri... Sinan yok.. “Kusura bakma” diyorum.. “Sinan sandım...” Tek tek geziyorum uyuyanların içinde... Kenarda yatan askere tutuyorum bu kez... Küfrediyor “Senin” diyor... “Gözümün içine soktun ışığı..” Sinan’dan küfür duyduğuma çok memnun oluyorum, çok... ”Sinan be” diyorum.. “Sinan benim için 2011’ in en önemli olayı ne biliyor musun ?” Ters ters bakıyor “Ne ulan?” “Postallarından sonra seni görmüş olmam...”