KÜTAHYA’nın Simav ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki deprem ile ilgili;
Edirne valisi Gökhan Sözer, “Edirne’de endişe edilecek bir durum yok.” Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik “Allah tekrarını yaşatmasın.” Ahmet Hakan (Gazeteci) “Tüh! Resmen depremi kaçırdım.” Nazlı Ilıcak (Gazeteci) “Aslıcığım, demek hissetmedin depremi, biz de hissetmedik.” İstanbul’da yaşayan herhangi bir vatandaş “İstanbul depremini tetikler mi.” Bir başka vatandaş “19 Mayıs’ı kutlayanlar uyarılıyor.” Çok daha başka bir vatandaş “19 Mayıs’ı kutlamayanlar uyarılıyor.” Bir haber kanalı “Simav depremi, İstanbul depreminin habercisi mi? Şimdilik İstanbul’dan hissedilmedi ama... Şu anda İstanbul, sallanıyor muy........” Bir sosyal medya kullanıcısı olay anında “ deprem oluyor, eşhedü en la.” ¡¡¡ Deprem sonrası bilgilerin çoğunu medya ya da iletişim araçlarından değil sosyal medyadan, internetten edindim. Herkes bulunduğu yeri, ne kadar sallandığını anlatıyor, yakınlarına bu yolla ulaşmaya çalışanlara moral veriyordu iyi haberlerle. Tam da o anda bilimsel ve doğru açıklamaları alabileceğimiz tek yer olan Kandilli’nin sitesine girilemiyordu. (Aşırı yüklenme bir gerekçe olabilir mi, elbette herkes deprem anında yüklenecek.) Tüm haber kanalları şaşkın, kesin ve net bilgi için, bir yerlere, bir şekilde ulaşmaya çalışıyor ama hiçbir yere ulaşamıyorlardı. Türkiye’yi İstanbul’dan ibaret sananlar, depremin İstanbul merkezli olmadığını anlayınca çoktan uykuya dalmışlardı zaten. İnsanların öldüğü, yaralandığı, binaların, sonuçlarını çok yakında göreceğimiz şekilde ağır hasar aldığı bir büyük deprem öncesi demosunu yaşadık hep birlikte. Yani neredeyse Türkiye’nin yarısı aynı anda sallandı. Yani bir ön sınav. Ne dersiniz sizce bu basit sınavda kaldık mı yoksa alnımızın akıyla çıktık mı? Depremin kapıda olduğunu hala hissetmeyen ve deprem hazırlığı “Allahlık” olarak özetlenecek bir Türkiye’de söylenebilecek tek söz kalıyor “İyi uykular Türkiye.”
SAKINCALI PARAGRAF
Ankara’da bindiğim on taksiden dokuzu, sigara içilmesine izin verildiği için tahammül edilemez derecede kötü kokuyor. Kurala neden uyulmadığını sorduğumda aldığım cevap “Sigara içilmesine izin vermediğimde müşteri kaybediyorum. Kaldı ki ne denetim var ne ceza. Memlekette tek saf ben miyim?” Sahi bir sigara yasağı vardı ama bunun uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden bir mercii var mı? Yoksa kuralın uygulanacağını sanan tek saf ben miyim?