Acı çikolata

“ACINIZ, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır. Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi, güneşi görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz.

Acılarınızın çoğu sizin tarafından seçilmiştir. Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır. Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için; çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri “görülmeyen”in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir.
Ve size ilacı sunduğu kadeh dudaklarınızı yaksa da, o’nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış kilden yapılmıştır.”*
Nedenini bilmediğim ama çok acı çektiğini gördüğüm bir arkadaşıma bu cümleleri söylerken bir yandan da “ağlama” diyordum ? ağlayan insanların gözyaşı onların yüzüne değil benim içime akar bilmezler.-
Gözleri acı çikolata renginde olan arkadaşım “Ben ağlamıyorum ki” dedi “bedenim ağlıyor farkında değilim.”

AŞI VAZİFELİ SIKINTILAR

Acı ilk olarak beyinde başlıyor farkında mısınız?
Beyinden boyundaki damarlara oradan nefes borusuna, omurilik, sırt, ciğerler, kalp, mide, böbreklere, kasıklarınıza asit gibi yakan, kavuran bir sıvı tüm organları geziyor, geçtiği yerleri kavuruyorsa acıdır hissettiğiniz...
Her organın yerini çok iyi biliyor, öğreniyorsunuz siz acırken.
Gerçekten iç organlarınız da dahil olmuyorsa acıya gerçek bir acı değildir yaşadığınız, birkaç gün en fazla bir hafta sonra unutursunuz yaşadığınız her neyse. Gerçek acılarla daha kolay başetmek için bir aşı vazifesi görür bu küçük sıkıntılar...
Peki gerçek bir acıysa...
Onu yok saymak, alt etmenin en kolay yolu görünse de nereye gömdüğünüzü hatırlamadığınız bir mayın gibi bir gün karşınıza çıkar ve patlar...

TOPRAĞA KATILMIŞ GÜBRE GİBİ

Acınızı toprağınıza katılmış gübre gibi kullanmaktan başka çareniz yok. Yamaçlarında dev buzulların sarktığı verimli topraklar gibi.
Her acı kötü birşey yaşadığınız anlamına gelmez çünkü. Yaşamanız gerektiği için yaşarsınız birçoğunu.
Daha dürüst olmak için, daha kararlı olmak için, hayatınızı tamamıyla değiştirmek için, hayatın ne kadar değerli bir armağan olduğunu anlamak için, daha fazla hata yapmamak için, kınadığınız insanları, diğerlerini anlamak için, daha iyi bir insan olmak için, bazı erdemleri kazanmak, gelecekte iyi bir anne, baba olmak için yaşarsınız çoğunu...
Schopenhauer’ın Aşkın Metafiziği kitabında; “varlığımızın dolaysız amacı acı çekmek olmasaydı, yeryüzünde bulunuşumuzun hiçbir nedene dayanmadığını kolayca söyleyebilirdik. Çünkü, hayatın derinlerinde yatan ve sefilliğimizden doğarak dünyayı dolduran acıların, gerçek bir amaç değil de rastlantı olduğunu ileri sürmek saçmadır. Tek tek ele alındıklarında, her mutsuzluğun bir kuraldışılık olarak görülmesi kabildir, ama genel olarak ele alındığı zaman, mutsuzluk ve acı, kural dışı değil kuraldır” der.
Siz seçersiniz acıları aslında, çekersiniz.
İhtiyacınız olana ulaşmak için...
*Halil Cibran
Yazarın Tüm Yazıları