Paylaş
Moda ile ilgili özellikle yurt dışında eğitim almış gençlerin favori mesleklerinden biri, satın almacılık. Ne iş yaparlar? Farklı markalar satan çokkatlı mağazalar için koleksiyonları kurum adına alan kişilerdir, satın almacılar. Bugün konuk edeceğim Eda Kuloğlu, konuyla ilgili adı anılan en başarılı isimlerden biri. Kendisi 12 yıldır Dubai’de yaşıyor. Al Tayer Group başlığı altındaki tüm çokkatlı mağazalar için (Harvey Nichols Dubai, Bloomingdales Middle East, Macys Middle East gibi) sadece hazır giyim değil; ev, mücevher ve online mağaza için de tüm satın alma kararlarını Eda Kuloğlu alıyor. Bir satınalma direktörü olarak bu denli çok markanın sorumluluğunu almadan evvel Türkiye’de Beymen mağazalarında çalışmış. (Burada 12 yıl kadın bölümünün satınalmasından sorumluymuş.)
Şu an mesleğini Dubai’de yapıyor olmaktan çok memnun; Ortadoğu’nun lüks başkenti olan Dubai’nin uluslararası duruşundan sözü açıyor. Dünyanın dört bir yanından profesyonellerin transfer edilmeyi hayal ettiği, bolluk bereket içinde bir şehir, Dubai. Kuloğlu, şehrin dünyanın belli başlı şehirleriyle başa güreşen öneminden bahsediyor. Ayrıca burası satınalma gücünden bahsettiğimizde büyük ağırlığa sahip Katar’a, Kuveyt’e ve Suudi Arabistan’a yakınlığı yüzünden de cazip. “Eskiden Londra ve Paris’e giden Orta Doğu müşterisi şimdi alışverişe Dubai’ye gidiyor”, diyor Kuloğlu.
Pırıltılı ve heyecan verici bu mesleğin gençlerin ilgi odağı olduğu yorumuma O da katılıyor. “Satınalma sahiden çok keyifli bir iş. Ancak büyük özveri gerektiriyor”, diyor Kuloğlu. Bu yorumla kendisinin yılın yarısından çoğunu seyahatle geçirdiğini hatırlıyorum. “Ailenizden, evinizden uzakta, hayatınızı değişik ülkelere seyahatle geçiriyorsunuz. Bu seyahatlerin çoğu da arka arkaya geliyor,” diyor.
Başarı için çok disiplinli olmak gerektiğinin altını çizen Kuloğlu, modayı sevmenin önemli bir şart olduğu konusunda benimle hemfikir. “Ama iyi bir satın almacı analitik düşünce yapısıyla, çalışkan ve çevik olmasıyla esas farkı yaratır” diyor: “Gençlerin bazen zannettiği gibi modayı iyi biliyor olmak ve marka kıyafetler giymek ile sınırlı değil…”
Bu kadar seyahate can mı dayanır diye düşünmeden edemiyorum. Zamana karşı bir yarış, yaptıkları… Özellikle yılda 6 farklı koleksiyonun sunulduğu göz önünde bulundurulursa… Sadece çalışırken değil sağlıklarını korurken dahi disiplinli olunması gerektiği Kuloğlu’nun tavsiyeleri arasında. Başarının bir diğer anahtarı ise gidilen şehirlerde belli bir yaşam düzeni oturtabilmek.
Dünyanın geneline hakim olduğu söylenen ekonomik darboğazın ticaretin döndüğü hiçbir şehri sektirmediği bir gerçek. Kuloğlu, çalıştığı Dubai’nin daha güvenli bir şehir olarak algılandığını,
Emirates’in geniş uçuş ağı sayesinde şehrin dünyanın her yerinden turistleri ağırladığını vurguluyor. Lakin bu durum online satışlara yönelik yatırımlarına engel olmamış. Ayrıca satınalma direktörü olduğu Harvey Nichols ve Bloomingdales mağazalarının yanında orta sınıf müşteri kitlesi için Orta Doğu’nun çeşitli şehirlerinde Macys’ler açma planları da varmış.
Lüks ürün odaklı mağazaları için marka ve ürün portfolyolarını sürekli yenilediklerini anlatan Kuloğlu’ndan lüks müşterisini tanımlamasını istiyorum. Kendi müşterilerinin bilinçli ve bilgili olduğundan bahsediyor: “Diğer uluslararası moda merkezlerinde gördükleri yenilikleri anında Dubai’de görmek istiyorlar. Yeni nesil lüks müşterisi ise mutlaka online servis istiyor. Bu yüzden online ürün yelpazemizi mağazalar kadar geniş tuttuk. Bir de bizim müşterimiz hep exclusive marka ve ürünleri seviyor. Fazla tanınmış lüks markaların değil, benzersiz ve özel markaların peşindeler. Herkeste olan bir ürün onlara cazip gelmiyor. Bu yüzden biz de ekip olarak sürekli yenilik getirmeye çalışıyoruz.”
Sorumluluk alanı hayli geniş olan Eda Kuloğlu’na göre bu mesleğin en keyifli tarafı, çok dinamik olması. “Hiç durmak yok ve her gün başka yerlerde başka insanlarla berabersiniz.” İşte yine bu işi oturduğu yerden ‘sar ordan’ kafasıyla yapabileceğini zanneden hevesli gençlerin üzerinde durup düşünmesi gereken bir konu; bu denli hareketli bir tempoda disiplinini yitirmeden çalışmak, her babayiğidin harcı olmayabilir…
Durduğun yerden çok sevdiğin İstanbul’u nasıl görüyorsun diyerek son sorumu yönettiğimde Kuloğlu’nun yorumu umut dolu; “Istanbul şu anda çok zor bir dönemden geçiyor ama eminim en kısa zamanda toparlanacaktır” diyerek sözlerine son veriyor.
Paylaş