Paylaş
Kuzey Irak'ta Kürt devleti mi kuruluyor? Talabani ile Barzani arasındaki anlaşmayı incelediğinizde, bağımsız bir Kürt devletinden söz edilmiyor. Anlaşmada ‘‘federasyon’’ sözcüğüne de rastlanmıyor. .
Federatif sözcüğü bir kez geçiyor, o da şöyle:
Her iki taraf da, Irak'taki Kürt halkının ve tüm Iraklıların siyasi ve insan haklarını garanti altına alan birleşik, çoğulcu ve demokratik Irak'ı, bütün Irak halkının karar vereceği siyasi bir temel üzerinde yaratmak için çaba gösterecektir.
Her iki taraf da Irak'ın ulusal bütünlük ve toprak birliğini koruyacak federatif temelde reforme edilmesini arzu ederler. ABD'nin böyle bir arzuyu tüm Irak halkı için saygı ile karşıladığını anlıyoruz.
Anlaşma, Türkiye açısından olumlu unsurlar da içeriyor.
Ankara sürecinde varılan mutabakatın konteksti içinde geliştirildiği vurgulanan anlaşmada her iki lider de PKK'yı Kuzey Irak'ta barındırmama konusunda görüş birliğine varıyorlar.
Ankara'da imzalanan metinlerde bile böyle net ifadeler yok PKK ile ilgili olarak.
Ama Ankara'daki metinlerde var olan çok önemli bir şey de yok bu anlaşmada.
İşte bütün mesele de bu noktada düğümleniyor.
Pekiyi bunun sorumluluğunu nerede aramak gerekiyor? Kürtlerde mi, Amerikalılarda mı yoksa Ankara sürecini elinden kaçıran Türk tarafında mı?
* * *
ANKARA süreci Washington'un bölgeden çekildiği bir döneme rastlamış ve Kuzey Irak'ın yeniden biçimlendirilmesinin sorumluluğu herkesin ittifakıyla Ankara'ya bırakılmıştı.
Bu süreçte Ankara'nın ağırlığı hissediliyordu.
Nitekim Kuzey Irak nüfusunun önemli bir unsuru olan Türkmenler, Körfez Savaşı'ndan sonra Kuzey Iraklı Kürt liderler arasında yapılan görüşmelere ilk kez Ankara süreciyle katıldılar.
İşte Washington anlaşması ile Ankara mutabakatı arasındaki temel farklılık da bu noktada.
Ankara mutabakatında, bölgesel yönetimin Türkmenler, Asuriler de dahil olmak üzere tüm etnik grupların eşit temel üzerinde katılımları sonucu kurulması öngörülüyordu.
Washington anlaşmasında bu ‘‘eşitlik ilkesi’’ yok.
Kuzey Irak'ta yaşayanların ‘‘ oy oranlarına’’ göre meclis ve hükümette temsil edilecekleri vurgulanıyor.
Türkmenler, Asuriler ve bölgede yaşayan diğer grupların azınlık statüsü içinde değerlendirildiğinde de kurulacak olan yeni hükümet Kuzey Irak Kürt Hükümeti sıfatını taşıyor doğal olarak.
* * *
GÜNEYDOĞU'yu olduğu gibi Kuzey Irak'ı da sadece askeri politikalara terkedip sivil siyasetler üretilmemesinden rahatsız olmayanlar şimdi ‘‘Kürt federasyonu kuruluyor’’ diye feryat ediyorlar.
Daha iki ay önce Barzani, bir Lübnan gazetesine Irak ile federasyondan söz etmişti.
Nasıl bir federasyon? Tabii ki Kuzey'den başlayan.
O zaman neden kimse ses çıkartmadı?
Neden Türkmenlerin parti binaları Barzani peşmergeleri tarafından basıldığında ‘‘münferit olay’’ açıklamasıyla yetinildi?
Neden Ankara anlaşmasında yer alan eşitlik ilkesinin takipçisi olunmadı?
Artık siyaset üretme zamanı.
Her Kürt lafı duyduğumuzda düğmesine basıldığında ağlayan bebekler gibi bağırmayı bırakıp, Kuzey Irak konusunda net ve bölge halkının yaralarını saracak yapıcı çözüm önerileri yok mu Türkiye'nin?
Paylaş