NAMUS cinayetleri gerçekten "Kürtlerin meselesi" midir?
Kan davaları Kürt aşiretlerinin sorunlarını çözmek için yüz yıllardır uyguladıkları bir yöntem mi? Hadi Uluengin’in açtığı tartışma ile ilgili ben düşünüyorum? Bu konu kadınlar açısından bu kadar önemli olmasa hepsi arkadaşım olan meslektaşlarımın tartışmasına girmeyi düşünmezdim. En baştan söylüyorum. Töre cinayetleri, kan davası, namus cinayetleri Türkiye’de daha çok Güneydoğu’da Kürt kökenli vatandaşlar arasında görülse bile kesinlikle belli bir ırk ya da belli bir dine ait bir özellik olarak yorumlanamazlar. Kesin rakamlara ulaşmak çok zor da olsa Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun 2007 raporuna göre, bütün dünyada namus cinayetlerine kurban giden kadınların sayısı beş bin.Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’na sunulan raporlarda Bangladeş, Mısır, İsrail, Ürdün, Pakistan, Fas, Türkiye, Suriye, Yemen ve Uganda gibi birçok ülkenin adı geçiyor. .Bu listeye İran, Afganistan ve Irak’ı da katmamız gerekiyor. Eğer töre cinayetlerine bir Kürt meselesidir diyorsak, o zaman dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye’de Kürt olmayan tüm kadınlara aile şerefini lekeledikleri gerekçesiyle akrabaları tarafından uygulanan şiddeti nasıl ele alacağız? Mesela bir yıl önce facebook’da bir erkekle konuşarak ailesinin namusunu kirlettiği gerekçesiyle öldürülen Suudi kadının başına gelen nedir? 2006’da Irak’ın güneyinde aile namusunu temizlemek için hayatlarına yine yakınları tarafından son verilen 47 Şii kadın için ne diyeceğiz?*** AMNESTY International’ın 2008 raporunda, "Pakistan’da kadınların yaşam hakları törelere boyun eğmelerine bağlıdır" deniliyor. Raporlara göre 1999-2004 yılları arasında Pakistan’da namus cinayetine kurban giden kadın sayısı 4 bin. Namus cinayetleri Arap toplumlarının da ciddi sorunu. Ortadoğu’da kadınlara oy hakkını ilk tanıyan ülkelerden olan Ürdün’de, Ceza Yasası’na göre namus cinayetleri cezadan muaf. Suriye’de namus cinayetleri ceza indirimine tábi. Fas ceza yasasının da töre cinayetlerine ayrıcalık tanıyor. O zaman buradan nasıl bir sonuç çıkartmalıyız? Töre cinayetleri Kürt meselesi değil ama İslam meselesidir diyebilir miyiz? Eğer bunu kabul edeceksek Brezilya’da 1991’e kadar bir erkeğin karısını öldürmesinin namus cinayeti olarak toplumsal onay aldığını açıklamakta zorlanmaz mıyız? Kolombiya’da namus cinayetlerinin 1980’lere kadar cezasız kaldığını da anlamamız güçleşir. Bu meseleyi kadına yönelik şiddetten çok farklı bir yere oturtursak, terk ettikleri için kadınların kocaları tarafından öldürülmelerini, ailenin istemediği kişiyle evlenmeye kalkışan genç kızlara yönelik şiddeti de çözmekte zorlanırız. Bir emniyet müdürünün katilin anne babasını değil de öldürülen kızın ailesini, "kızlarına sahip çıksalardı" sözleriyle suçlamasını ise hiç anlayamayız. *** NAMUS cinayetlerine töre der, ırksal ya da dini kılıf altında onları "ötekileştir"mek kadınlardan başlayarak toplumda şiddetin her gün yeniden kendisini üretmesine alışmak anlamına gelir. Size bir örnek. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da başka bir erkekle ilişkiye giren evli bir kadın ve onunla birlikte olan erkeğin öldürüldüğü davada Yargıtay, "töreye göre sert tepki verilmesi doğal" yorumuyla cezayı müebbetten beş yıla indirdi. Yargıtay Kürt mü? Hayır. Demek yasanın namus anlayışına göre yorumlanması, törenin eşitliği temel alan hukuk devletinin önüne geçmesi için mutlaka Kürt, mutlaka Müslüman olmak gerekmiyor.