Paylaş
Küresel ekonomik krizi tetikleyen sanal zenginliğin altından çıkan gerçek, 2010’un trendlerinin dinamiği olacak.
Müneccimliğe, 21’inci asrın ilk on yılının son günlerine damgasını vuran Ertuğrul Özkök’ün Genel Yayın Yönetmenliği’ni bırakması olayıyla ile başlarsam, dünyada zaten bir süredir görüldüğü gibi Türkiye’de de konuşulan ve konuşturan genel yayın yönetmeni döneminin kapandığını söyleyebilirim.
Dijital medyanın çeşitliliği böyle bir markalaşmaya olanak tanımayacak artık.
Dijital köylerde dolaşmaya çıktığınızda, her cemaatin belli dönemlerde öne çıkanlarının kısa zamanda yerlerini başkalarına bıraktığını bir süredir zaten izliyoruz.
YouTube ünlülerinden aklınızda kalan var mı? Facebook’çulardan ya da twitter civcivlerinden?
En çok izlediğiniz sayfaların marka yazarları? Yok.
Ben Basri ve Fatoş ile büyüdüm. Onlar sahiciydi. Tekti. Yeni sanal kahramanlar artık sahici değil. Çeşitli kanallardan karşımıza çıkan aynı kahramanın o kadar farklı yorumları var ki. Örümcek Adam’a bakın. İyisi, kötüsü, motosiklete ya da otomobile meraklı olanı gibi binbir çeşidi var.
Çizgi kahramanların maketlerinin, aksesuvarlarının satıldığı koleksiyon dükkânlarını bir ziyaret edin. Çeşitliliği göreceksiniz.
Animasyonun hızla etkinleşmesi her gün yeni bir kahraman çıkartıyor karşımıza. Son günlerin modası Avatar kahramanları mesela. Kahramanlarını hızla arşivlere gönderen bu üretim ve tüketim çarkı karşısında direnmek mümkün değil.
* * *
DÜNYANIN tanınmış trend belirleyicileri, günümüzün kâhinleri bir noktada birleşiyorlar. Artık yerel olan küreseldir.
Müşterileri arasında IBM ve Jaguar’ın da bulunduğu reklam ve danışmanlık şirketi Euro RSCG’nin yöneticilerinden Marian Salzman, 1998’de yaptığı tahminle ismini duyurmuştu. O zaman, daha fazla sayıda erkeğin evden çalışmaya başlayacağını ve ev işleriyle, çocuklarla ilgileneceğini öngörmüştü.
Salzman şimdi, dünya nüfusunun hızla yaşlanması yüzünden önümüzdeki on yıl içinde 40’lı yaşların belirleyici rol oynayacağını söylüyor. “21’den 38’e kadar olgunlaşma dönemi sayılacak” diyor. 60’lı yaşlar için daha şimdiden “new forties-yeni kırklar” denmiyor mu? Daha fazla yeşili olan, trafiği rahat orta ölçekteki yerleşim yerlerinin insanları çekeceğini söyleyen Salzman’a göre yerellik öne çıkacak, yerel politika ve kurumları güçlenecek.
BMW, American Express gibi büyük markalara danışmanlık yapan Brain Reserve’ün kurucusu Faith Popcorn da, yerelden yana ağırlık koyanlardan.
“Önümüzdeki dönemde yerel bankalar öne çıkacak, yerel spor takımları isimlerini duyuracak” diyor.
Londra merkezli Future Laboratory’nin kurucusu Chris Sanderson’a göre, “Önümüzdeki on yıl içinde markalar tüketicinin dikkatini çekmek istiyorsa insani olmaya dikkat etmeli.”
İlham kaynakları arasında İstanbul’u da sayan Füturizm gurusu Li Edelkoort, Wall Street Journal ile yaptığı söyleşide, dünyayı sarsan ekonomik krizinyeni trendleri belirleyeceğini söylüyor.
“Bu krize yanıtımız, gerçek olanın otantikliğini arayış olacak” diyor.
* * *
Bir kehanet daha var sevgili okuyucularım, beni çok ilgilendiriyor.Dünya nüfusunun yaşlandığı, sağlık hizmetlerinin can yakıcı bir konu olarak öne çıktığı bir dönemde yerel yönetimlerin şişmanlık vergisi getirecekleri öngörülüyor. Hatta bazı fütüristler bu konunun ahlaki bir mesele olarak tartışılmaya başlanacağını düşünüyorlar.
Benim için bunu kabul etmek, hele de İstanbul’a en yakın gastronomi cenneti diyebileceğim Dedeağaç’ta yeni yılı karşılarken, kolay olmadıtakdir edersiniz ki.
Ama ne dedik?
Gerçeğin kendisini dayatacağı bir on yıla adım atıyoruz. Yeni yılınız kutlu olsun!
Paylaş