Güvenlik zaafı

O, bizim apartmanın kapısının önünde duran askeri aracı, karlar arasındaki o siyah lekeyi dün sabah penceremden süzülen karları izlerken yine gördüm.

Haberin Devamı

Aracın içinden çıkan askerler koşuşturarak kapımıza yöneldiler. Sıkı Yönetim ilan edilmiş, Silahlı Kuvvetler, komünist bir ayaklanma tehdidine karşı yönetimi üstlenmişlerdi.

Ayakların altından yükselen şiddet 12 Mart sonrası bütün ülkeye yayıldı.

O gölgeden hâlâ kurtulamadık.

Şimdi yarınlara, her tarafı kaplayan bu bembeyaz karların altından çıkacak, sahip olduğu değeri ortaya koyabilen parlak bir ülke vaat etmek isterken o sesleri yeniden duydum. 

Önceki akşam bir televizyon kanalında, yine bir “el koyma” senaryosunun tartışmaları yayınlandı.

Bir dosyanın arasına, yani normal bir savaş senaryosu dosyasının içine bir darbe planı yerleştirilmiş hissi verdi bana konuşmalar.

Haberin Devamı

“Halkın üzerine çökmek”, “kısa zamanda işi bitirmek” gibi deyimleri kullanarak konuşulduğunu duydum. 

VATANI VATANDAŞTAN KURTARMA SENARYOSU

Hiç yabancısı olmadığımız bir kurtarma psikoloji bu.

Kendin gibi düşünmeyeni, kendinden olmayanı asarak, keserek, kovarak selamete çıkma duygusu.

Kurtuluş çabası.

Türkiye’yi, vatandaşlarının bir kısmından kurtarma saplantısı.

Mümkün mü?

Darbelerle, zorla, şiddetle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini hâlâ öğrenmedik mi?

İnsanların kafası karma karışık. Bir yandan darbe planları, öte yandan artık kaba bir hal alan bilgi karartma, yönlendirme çabaları. Tırmanan siyasi hesaplaşma hepimizi yordu.

Bu cunta zihniyetini kendi saflarından temizlemek öncelikle Silahlı Kuvvetlerin sorumluluğunda.

Çünkü, bu planlar kadar, onların böyle kolayca servis edilir hale gelmesi de başlı başına bir endişe konusu oldu artık.

Bütün bu karmaşaya bir de çok ciddi güvenlik zaafı eklendi.

Bu mücadele döneminin olumlu sonuç verebilmesinin tek şartı var. Demokrasi zemininin korunması. Demokrasinin vazgeçilmez değerleri olan düşünce ve ifade özgürlüklerinin var olduğu bir ortamda bu tartışmalardan uzlaşma noktaları çıkacağına inanıyorum ben.

FRANSA ASKERİ MAHKEMEYİ KALDIRIYOR

Anayasa Mahkemesi’nin askerlerin sivil mahkemelerde yargılanma yolunu kapatması, evet anayasaya uygun. Ama doğru mu? Bu çerçevede önümüzdeki günlerde Anayasa konusu yin e gündeme gelecek.

Haberin Devamı

Biz bu konuyu tartışırken Fransa’dan bir haber geldi.

Fransa, askeri yargının son kalıntısı olan Paris Askeri Mahkemesi’ni de kaldırıyor. Bundan sonra askerler de sıradan vatandaşlar gibi mahkemelerde yargılanacaklar. Adalet ve Savunma Bakanlıklarının ortaklaşa hazırladıkları bu teklifin ilk bahardan önce parlamentoya sunulması bekleniyor. Tasarıya göre askeri konularla Paris Asliye Mahkemesi içindeki bir şubeilgilenecek, bir başka şube de savaş suçları, soykırım gibi insanlık suçlarına bakacak. Tasarıyı savunan bir yetkili, “Artık askerleri sadece askerlerin yargılayabileceği tuhaflığı ortadan kalkacak” diyor.

Ancak, Fransa’da da, Sarkozy yüksek yargıçlar kurulunu iptal ettiği içinyargının siyasallaşmasıyla ilgili bir tartışma var.

Haberin Devamı

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu şeref başkanı avukat Patrick Baudouin, Le Monde Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “özel mahkemenin kalkmasından ancak memnuniyet duyabiliriz, ama soruşturma yetkilerinin tamamen iktidara bağımlı bir zeminde sürdürülmesi ihtimalinin de farkında olalım” uyarısını yapıyor. Bizim de üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gereken bir uyarı bu. 

 

Yazarın Tüm Yazıları