CUMA günü, CNN Türk Televizyonu bir haber verdi. Hamas’ın kaçırdığı İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılması için Türkiye devredeymiş.
Haberde, Türkiye’den bir heyetin Şam’da Hamas yetkilileriyle görüşmekte olduğu da belirtiliyordu.
Bu haberi, ekranda yanıp sönen "Son dakika" anonsunun havasına kapılarak izlediğinizde, son bir ayın açtığı yaraları sarmak için Ankara’nın İsrail’e bir jest hazırlığında olduğu yorumunu yapabilirsiniz. "İşte, Türk dış politikasına ince ayar" diyebilirsiniz.
Hatta, bu kuvvetli vurgunun arkasından buram buram yayılan, "Türkiye, kimsenin yapamadığını yapacak, Türkiye’nin Ortadoğu’daki gücü anlaşılacak" havasının etkisinde bile kalabilirsiniz farkında olmadan.
Kabaran koltuk, okşanan gurur, böbürlenen ruh rehavetinden kendimi zar zor kurtarıp araştırdım.
Gilad Şalit, 2006 yılında, sınırda görev yaparken Hamas tarafından kaçırıldı. Serbest bırakılması, Hamas ve İsrail arasında önemli bir pazarlık konusu oldu ve olmaya devam ediyor.
İsrail, Şalit serbest bırakılmazsa Gazze ablukasını kaldırmayacağını söylüyordu.
Hamas ise, Gilad Şalit’i serbest bırakmak için İsrail’in elinde bulunan 1400 Filistinlinin serbest kalmasını istiyordu.
Ama her iki taraf da son günlerde pozisyonlarını yumuşattılar.
***
İSRAİL’de geçen hafta "Gilad Şalit’in iadesi karşılığında Hamas listesinden bir kısım tutuklunun serbest bırakılacağı haberleri gazetelerde yer aldı.
Zaten daha önce 71 kişiyi İsrail’in serbest bırakacağı biliniyordu ama son olarak Kahire’de yapılan ateşkes müzakerelerinde İsrail’in Hamas’ın verdiği 350 kişilik isim listesinden 200 kişiyi bırakabileceği gündeme geldi.
Bu listede Filistin Kurtuluşu İçin Halk Cephesi Lideri Ahmet Sedat ile Filistin direnişinin şu an belki de en popüler lideri Mervan Barghuti de bulunuyor.
Mısırlı yetkililer, "Hamas’ın Şalit’in iadesi ihtimalini artırmak için bu sayıyı yukarı çekmeye çalışıyoruz" dediler perşembe günü.
Cuma günü, Hamas’ın Gazze’deki Sözcüsü Ayman Taha, "İsrail, Şalid’in serbest bırakılması karşılığında Gazze ablukasını kaldırma koşulundan vazgeçti" dedi. İsrail bu açıklamayı yalanlamadı.
Yine cuma günü İsrail’den gelen haberlerde Başbakan Olmert’in yakın çevresine, "seçimlerden önce bu işi bitirmek istiyorum" dediği duyuruldu.
Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile Savunma Bakanı Ehud Barak da, 10 Şubat Salı günü yapılacak seçimlerden önce Şalit’in serbest bırakılmasından yanaydılar.
Şalit’in geri dönüşü, daha sağda olan Netanyahu’ya karşı merkez sağın elini güçlendirebilirdi.
İşte şimdi böyle kritik günlerden geçiyoruz. Her zaman olduğu gibi İsrailli askerin serbest bırakılması yine gündemde ve anahtar konulardan biri.
Ve bu sorunun çözümü için çok kalabalık bir grup devrede.
Fransa da bunlardan biri. Çünkü Şalit, aynı zamanda Fransız vatandaşı.
Ailesi ocak ayında Paris’te Sarkozy’i ziyaret etti. Fransa’da medyatik bir karşılama yaşandı. Orada olduğum için yakından izleme fırsatı buldum. Sarkozy,Şalit’in yaşadığını söyledi ailesine ve serbest bırakılması için Fransa’nın devrede olduğunu duyurdu.
Suriye ile iyi ilişkiler içinde olan Fransız Senatör Phillipe Marini, bu iş için Şam’a gitti. 27 Ocak’ta Şam’dan yaptığı açıklamada, Şalit için Suriye Yönetimi’nden destek istediğini açıkladı, "anlaşma yakın" dedi.
Bu arada Katar ve Türkiye’nin de devrede olduğu duyuruldu uluslar arası haber kaynakları tarafından. Filistinli bir yetkili iki ülkenin de uzun süreden beri çaba sarf ettiklerini açıkladı.
***
UZUN karmaşık bir hikayenin kısa özetini yapmaya çalıştım. Amacım, Şalit serbest bırakıldığında Türkiye’nin rolünün abartılmaması. Pekiyi rolümüzü küçümseyelim mi? Hayır. İç politika malzemesi yapılmasın yeter.