Paylaş
Washington Ankara sürecinin bir devamı olduğunu söylese de, Kuzey Iraklı Kürt liderlerin dört yıl aradan sonra el sıkışarak imzaladıkları anlaşma aslında farklı bir sürecin kapısını aralıyor.
ABD'nin inisyatifindeki bu süreçte Türkiye ve İngiltere'nin rolü gözlemciliktir.
Her ne kadar Washington ve Iraklı Kürt liderler yaptıkları açıklamalarda Türkiye'nin kaygılarının da gözönüne alındığını söyleseler de Ankara sürecinin en önemli özelliği bölgedeki Türkmenlerin de görüşmelere katılmalarındaydı.
Şimdi Türkmen meselesi, Talabani'nin bir gazetecinin sorusuna verdiği cevapla açıklamaların kenarına ilişiyor.
‘‘Kuzey Irak'ta önce nüfus sayımı yapılacak, sonra oranlarına göre Türkmenlere de hükümette yer verilecek.’’
Yaptığım görüşmelerden Türkmenlerin, Washington sürecini endişeyle izledikleri sonucunu çıkarıyorum.
Endişeli olan sadece onlar değil. Kuzey Iraklı Asuriler de durumdan memnun değiller.
Asuri Hareketi Lideri Ninos, ‘‘Bölgeyle ilgili gelişmelerde bizim de görüşümüz alınmalıydı’’ diyor.
Kürt parlamentosunda azınlık temsilcileri olarak yer almak işlerine gelmiyor.
Kuzey Irak'ın bir bütün olduğunu ve bölgenin geleceğinin, orada yaşayan herkesin ortak kararı ile belirlenmesi gerektiğini söylüyorlar.
***
ABD bölgede bir Kürt devleti mi kurduruyor?
Bu soru bugün herkesin kafasını kurcalıyor. Ne zaman Talabani ile Barzani arasında bir anlaşma olsa Kürt devleti korkusu ortalığı kaplıyor.
Orada zaten iki ayrı Kürt Yönetimi var.
Bana sorarsanız esas ABD korkmalı Kürt Devleti'nden.
Kürt devletinin tanınması halinde Irak'ın toprak bütünlüğü ortadan kalkacak. Irak'ın parçalanması güneydeki Şii bölgesinin İran etkisine girmesi ile sonuçlanacak. Bu gelişmenin ABD çıkarlarına aykırı olduğu defalarca tekrarlandı.
Bu işte başka bir hata var.
***
WASHİNGTON 96'da ayrıldığı Kuzey Irak'a, bölgeyi Saddam karşıtı muhalefetin üssü haline getirmek amacıyla dönerken, muhalefeti Kürt şemsiyesi altında toplamaya çalışıyor.
Barzani ve Talabani'nin iktidarı paylaştığı bir şemsiye ile muhalefeti güçlendirmek mümkün değil.
Daha dört ay önce bir Lübnan gazetesine verdiği demeçte, Saddam'a karşı muhalefet yapmayacağını açıkça dile getiren Barzani'nin Bağdat Yönetimi ile yakın ilişkileri olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Saddam'ın tankları 96'da Erbil'e girerken amacı muhalefeti bastırmaktı. Sonra Saddam Erbil'i kime teslim etti? Barzani'ye.
Körfez Savaşı sonrasında, Saddam'ın Sarayı'ndaki meşhur öpüşme fotoğrafları da hâlâ hafızalarda.
Talabani ve Barzani'nin buluşmaları, Habur gelirleri gibi çok hayati bir konuda tam da anlaşamamalarına rağmen olumlu bir gelişme.
Ama eğer gerçekten amaç Irak'ta Saddam'a karşı bir muhalefet hareketini güçlendirmekse, o zaman kurulacak olan hükümete tüm unsurların eşit statüde katılmaları ve ortak yönetim oluşturmaları gerekiyor.
Kuzey Irak'ta istikrarı sağlayacak sağlam bir yönetim için kurulacak şeyin adı kadar içeriği de çok önem taşıyor.
Paylaş