Paylaş
Baykal, Türkiye'nin gündemindeki en önemli yapısal reformların hayata geçirilmesi için Hükümet'e destek vaadettiği zaman hep beraber bir ‘‘oh’’ çekmiş işimize koyulmuştuk.
Borsa tırmanmış, böyle giderse ekonomik istikrarı belki de yakalayabiliriz diye düşünmeye başlamıştık.
Sürekli kriz ortamının baskısı üzerimizden kalkar gibi olmuştu.
Ama Baykal rahat durmadı.
Yılmaz'la ilgili soruşturma önergesi oylanırken manevrasını yaptı, muhalefetle birlikte oy kullanarak Başbakan Yılmaz'ı iğne üzerine oturttu. Sonra da karşısına geçip erken seçim pazarlığı yaptı.
Neden?
* * *
CUMA günü Çorlu'da düzenlenen Kadın Kurultay'ından sonra Baykal ile Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan'ın kır evinde yemekteydik.
Rumeli Köftecisi'nin leziz köftelerini atıştırırken konumuz seçimlerdi.
Baykal, bu kararı alırken ne tabanına ne de parti grubuna danışmıştı ama baş kurmayı olduğu anlaşılan Bülent Tanla'nın estirdiği rüzgardan etkilendiği aşikârdı.
Baykal, kamuoyu yoklamalarında puanı artan tek partinin CHP olduğunu söylüyordu.
Hesabına göre, seçim sonuçlarını kararsız oylar belirliyordu. Oylar yükselen değere kayıyordu Türkiye'de.
‘‘Denenmemiş tek siyaset sosyal demokrasidir, denenmesi gereken tek parti de CHP'dir. 99 seçimlerinde CHP çekim merkezi olabilir’’ diyordu Baykal. Yükselen değer, laikliğin güvencesi olan CHP'ydi.
CHP liderinin seçim hesabını ihtimale dayandırması, hele de Türkiye'nin içinde bulunduğu böylesine kritik bir ortamda, ciddiyetle pek bağdaşmıyordu.
Üstelik Baykal, seçim sistemi, siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklik konularındaki sorularımıza da beklediğimiz yanıtı vermiyordu. Bu konuda Meclis'te uzlaşma sağlamanın zorluğunu hatırlatıyordu.
* * *
BAYKAL ile sohbetimizde Mesut Yılmaz'ı soruyoruz. ‘‘Hükümetin yerine getirmesi gereken ağır bir gündem var önünde. Bunun baskısı hissediliyor muydu?’’
‘‘Yılmaz'ı çok rahat gördüm. Çok rahat’’ diyor Baykal. Erken seçimin onu da rahatlattığı iması anlaşılıyor mimiklerinden.
Her ne kadar seçim ekonomisi uygulanmayacak deniyorsa da Türkiye bir seçim ortamına giriyor. Orası kesin. Baykal muhalefeti tırmandıracak mı?
CHP lideri, ‘‘Kimse esip savurmamalı. Mahviyetkar (alçakgönüllü) olmalıyız. Belli bir tevazu ve alçakgönüllülüğe hepimizin ihtiyacı var. Önemli olan totalitarizme yol açmadan Türkiye'yi düzlüğe çıkartmak’’ cevabını veriyor. Sivri dilli bir muhalefet yerine Baykal, yeni projelerle partiyi kitlelere taşımayı amaçlıyor.
Siirt'te başlayan, Denizli ve Çorlu'da devam eden kadın kurultayları CHP'nin sesini duyuran yeni bir hava estiriyor. Burada Kadın Kolları Başkanı Güldal Okuducu ve ona omuz veren CHP'li kadınların emeklerinin altını çizmeden geçemeyeceğim.
Baykal, şimdi de ‘‘Genç buluşma’’ adı altında Türkiye'nin her köşesinden gençleri buluşturmayı amaçlayan yeni projeleri hayata geçireceklerini söylüyor.
* * *
BU projeler çok güzel ama Türkiye'nin sorunlarına ilişkin net ve herkesin anlayabileceği ( çok soyut bulduğum artı-eşit işaretleriyle dile getirilen slogana benzemeyen) çözüm mesajlarını henüz üretmemiş görünen CHP'yi çekim merkezi yapmaya yetecek mi? Sadece laiklik vaadi, kararsız oyları CHP'ye çekecek mi?
Baykal'a karşı dün partinin dört ağır topundan yükselen tepki çok önemli bir unsuru yeniden hatırlatıyor. Parti içi demokrasi.
Parti içi demokrasi işletilmeden, kitlelerin acil taleplerinin parti politikalarına yansıması mümkün görünmüyor.
Kapalı kapılar ardında alınan erken seçim kararı da zaten, sorunlarına çözüm bekleyen Türkiye insanının acil talebini oluşturmuyor.
Paylaş