Avrupa Birliği’nin sosyal demokrat ve sosyalist partileri önümüzdeki Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Parlamentoda en büyük grubu oluşturmak için harekete geçtiler.
Avrupa Sosyalistlerinin Partisi PES, Madrid’de 1 Aralık’taki toplantılarında "Önce insan: Avrupa için yeni bir yön" başlıklı bir manifesto benimsediler.
Avrupa’da Sosyalist partiler, uzun yıllardan beri ilk kez yükselişe geçiyor.
Geleneksel sol partilerin yanı sıra, daha genç yeni sosyalist partiler de siyaset sahnesine çıkıyor birer ikişer.
Üstelik, Avrupa solunun benimsediği genel liberal yaklaşımların aksine devletleştirmeleri yeniden gündeme taşıyarak, kamu sektörünün daha fazla liberalleştirilmesine karşı çıkarak, refahın radikal biçimde yeniden dağılımının düzenlenmesini savunarak geliyor, sosyal devletten söz ediyor ve savaşa karşı çıkıyorlar. Hatta birçok Avrupa ülkesinde radikal sol partiler varlık göstermeye başlıyor.
Solun en fazla yükseldiği Avrupa ülkesi, Almanya.
Bir buçuk yıl önce kurulan Die Linke (Sol) adlı parti Doğu Almanya’da Hıristiyan Demokratların karşısındaki ana muhalefet partisi durumunda.
Hollanda Sosyalist Partisi de geçen yıl yerel seçimlerde beklenmedik iyi sonuçlar aldı.
Yunanistan’da radikal sol koalisyon SYRİZA geçen yıl parlamentoya girdi. Kamuoyu yoklamalarında sosyalist PASOK’u zaman zaman geçiyor.
İspanya ve Norveç’te, koalisyon ortağı olsa da, sosyalist partiler iktidarda. .
ABD Başkanı Bush’un yenilgisi, neo liberal siyaset ve ekonomi politikaların yenilgisiyle özdeşleştiğinden sol, bir alternatif haline geliyor.
MUHAFAZAKáRLARIN HESAP SAATİ YAKLAŞIYOR
AVRUPA Sosyalistlerinin Partisi PES’in , 60 maddelik manifestosunun öncelikleri arasında 2020’ye kadar 10 milyon kişiye yeni iş sahası yaratmak amacıyla Avrupa için çevre dostu kalkınma stratejisi oluşturmak, yeni ekonomik regülasyonları devreye sokmak gibi ekonomik önlemlerin yanı sıra kadın erkek eşitliği hedefleri, daha fazla demokrasi vurgusu da de var.
Sosyalist partilerinin ve çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımı ile oluşturulan hedeflerle ilgili olarak PES Başkanı Danimarka’nın eski Başbakanı Poul Nyrup Rasmussen, son dört yıldır muhafazakarların Avrupa’da çoğunluğa sahip olduklarını ama çalışan insanları tamamen unuttuklarını söylüyor.
"Bizim manifestomuz, muhaliflerimizle Avrupa Sosyalistleri arasındaki farkı ortaya koyuyor" diyor"Biz, bütün Avrupa ülkelerinin ekonomik ve iklim krizini Avrupa halklarının çıkarına uygun bir biçimde çözmek için birlikte çalıştıkları ilerici bir Avrupa istiyoruz. Muhafazakarların Avrupa’sı ise geleceğimizi piyasanın eline bırakan Avrupa’dır"
İsveç muhalefet lideri Mona Sahlin ise Avrupa solunun yeni sloganlarını şöyle özetliyor:
"Otomobili seviyoruz ama petrolü değil, enerjiyi seviyoruz ama yenilenebilir olanını, değişimi seviyoruz ama önce insan diyenini."
AVRUPA SOLUNDA CHP’NİN DE YERİ OLMALI
MADRİD’deki toplantı ile bilgi veren bir arkadaşım, toplantıda CHP’nin de temsilcisinin bulunduğunu ve Avrupalı Sosyalistlerden ilgi gördüğünü söyledi. Sosyalistler genelde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine yeşil ışık yakıyorlar. CHP, gündemini ve söylemini Avrupa solu ile birleştirebilir ve Türkiye’nin ilerici Avrupa’da yerini alması için çaba harcayabilirse so günlerde izlemekte olduğumuz "açılım" girişimleri gerçek bir değişimin başlangıcı olabilir.
Bundan parti, ama en fazla da Türkiye yarar sağlar.