Okurlardan 'sosyal' şikayetler

Bi nevi okurlarının sesi oluyor.
Burada Okur Yazar’ı, gazetenin dışında sosyal.hurriyet.com.tr’den takip eden okurlar da var.
Onlar da sorunlar hakkında yorumlarını paylaşıp, şikâyetlerini sıralıyor.
Sosyal Hürriyet’e yapılan yorumlara ve kentle ilgili okurların serzenişine bi bakarsak:

*
* Celal Bayar Bulvarı ile Adnan Saygun Caddesi’nin kesiştiği köprünün altından geçerken, seyir halindeki otomobilinin arka camına koca bir beton parçası düşen okur Mehmet Ener’in iletisini, ‘Köprü altına dikkat! Taş düşebilir’ başlığıyla vermiştim. Bu konunun Sosyal Hürriyet’e yanması şöyle:
zekai toros: Tüm üst geçitlerde kış aylarında sarkıt problemi var ve belediyeler konuya ilgisiz. Oturduğum bölgedeki sokaktan Büyükşehir Belediyesi sorumlu ancak sorunları Mavi Masa’ya ilettiğimizde aylar geçmesine rağmen ne ilgilenen var ne de sorunun çözümü ile ilgili geri dönüş. Maalesef burası Ankara. Ve başkent...
Petek Erol: Taş da düşebülü ayı da çıkabülü! Ve geçmiş olsun, ne yazık en ucuz şey can güzelim ülkemde...
*
* Çayyolu Metrosu’nun hizmete girdiği günden bu yana, Söğütözü istasyonununda yaşanan su sızıntısı konusunu ise okur Ali Gürol’in iletisi üzerine, ‘Metronun gözyaşları’ diye bu köşeye taşıdık. Bu yazının altına, Sosyal Hürriyet’e yapılan bir yorum-öneri de şu yönde:
sedat abi: Eskişehir Yolu’ndan, İstanbul hattına direkt bir metro hattı daha yapılmalı. Ya da Kızılay-Eryaman-Sincan-Fatih hatları tekrar verilmeli. Buralara giden insanlar için bu ‘ring servisi’ dedikleri olay bir çile. Ring, kısa hatlar için, semt içi ulaşım için yapılan hizmettir. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu hat yapılana kadar Kızılay’dan bu semtlere direkt EGO otobüs hizmeti verilmeli.

ACİL DURUMDA AMBULANS GİREMEZ

ismail hakkı kütlü: Sevgili Fatih kardeşim... Nişantaşı Pazarı, Yıldız yaya yolunu gasp ederek kaldırım taşlarını yıktı ve o alanı otopark alanı haline getirdi.Lütfen gündeme getirir misin...
sedat abi: Kocatepe Camii’nde tören olduğu zaman yollar birkaç sokak geriden kapatılmaya başlandı. Ve bu yolların ağzına çekiciler park ediyor, şoförler de başında durmuyor. Bu sokaklarda yaşayan, evine otoparkına giren çıkan, hastası olan var. Acil durumda bir ambulans girmeye kalksa giremez. Hastamızı çıkarmak istesek ayvayı yedik. Çekiciler yerine motorize polisler sokak başında nöbet tutsun. Tören boyunca giren çıkan araçlara yardımcı olsun.
sfyk la: Bir vatandaş Çakırlarda’ki kavşağa sinyalizasyon yapılmasını istemiş. Oysa ki dünyanın hiçbir modern ülkesinde aynı anda hem göbekli dönel kavşak hem de trafik ışığı aynı anda kullanılmaz. Kavşaklara yerleştirilen göbekler trafik ışığı koymaksızın rahat geçişi sağlamak içindir. En fazla kavşağa çıkan ana yollara belli bir mesafe geriden yaya geçişi için ışıklandırma yapılarak bu sayede araçların aynı zamanda kavşağa da belli bir sırayla girmeleri sağlanabilir.

SÖZÜ/ÖZÜ

SAPASAĞLAM TAŞLARI SÖKÜYORLAR

OKUR Metin Altay, Ümitköy Meksika Caddesi’nde Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı kaldırım çalışmasını eleştiren iletisinde, “Nesi var bu kilit taşlı kaldırımın? Sapasağlam taşlar sökülüp, yeniden kaldırım çalışması yapılıyor. Yazık değil mi, kaynak israfı değil mi?” diyor.

ENGELİMİN ENGELLERİ 'SAKSI'MSI MANTARLAR

Kentin cadde ve sokaklarını akülü arabasıyla gezerken karşısına çıkan engelleri fotoğraflayıp, ‘Engelimin engelleri’ başlığıyla Burada Okur Yazar’a gönderen doğuştan spastik engelli Oğuz Mucurluoğlu, Kızılay’a konulan saksılardan yana dertli.
Oğuz Mucurluoğlu, iletisinde şunları kaydediyor:
“Kızılay’ın göbeğine konan onlarca saksı, ne üdüğü belirsiz bir şekilde öylece durmaya devam ediyor. Estetik mi? Estetikten bir haber alan yok. Hatta Kızılay’ı ucubeye çevirdiği bile söylenebilir. Mantar biter gibi kondurdular acayip şeyleri. ‘Saksı’msı mantarlar, durdukları yerde çok başarılı bir şekilde engelliye engel oluyorlar. Biz engellilerin yaşamını kolaylaştırmakla görevli kamu üst düzey yöneticiler, görevlerini neden ters yapıyorlar anlayamıyorum. Zaten böylesi bir hizmet yanlışlığı, suç sayılmıyor mu?
Nasıl bir şehirde yaşıyorum? Nasıl bir ülkede hayatımı sürdürüyorum? Çizgi film komedisi gibi...”