Modifiyeli arabalar kızımı uyutmuyor

Çiğiltepe Askeri Lojmanları’nda oturuyorum. Lojmanlar ile Siteler sınırında kalan Ereğli Cami önündeki yolda, modifiyeli araçlar her gece araba kaydırıyorlar.

Haberin Devamı

Trafikteki araç sürücüleri ile yayaları tehlikeye atan bu kişilerden artık ‘illallah’ dedik. Sağlıklı bir insanın bile dayanamadığı egzoz, motor ve lastik seslerine her gün evde engelli ve epilepsi hastası olan çocuğum da maruz kalıyor. Yüksek sesin verdiği korku, epilepsi rahatsızlığını tetikliyor. Uyuyamıyor, korkuyor. Bu durum da şiddetli şekilde hayati sıkıntılara sebebiyet veriyor. Dışarıdaki sesi duymaması için neredeyse kulağına parmağımızı sokmakta ve çaresiz kalmaktayız.
Konuyla ilgili defalarca emniyeti arayıp, ihbarda bulundum. Ancak kalıcı bir çözüme ulaşamadım. Zaten bu insanların polisten de korktuğu yok. Anlayamadığım ise bizim gibi kurallara uyan insanlara her fırsatta cezalar yağdıran emniyetimizin bu haydutlar karşısında hiçbir şey yapmaması. Çözüm olarak bu araçların trafikten toplatılması, ağır cezalar verilmesi ve araç muayenelerinden geçmelerine imkan verilmemesi gibi tedbirler alınabilir. Sıfır kilometre bir araç ‘far ayarı bozuk’ gerekçeleriyle muayeneden geçemezken, bu araçların trafikte dolaşması, yarışması ise ayrı bir sorundur. Lütfen benim duyuramadığım sesimi, engelli ve epilepsi hastası olan küçük kızım için duyurun.
Ö.D.

Haberin Devamı

Çöp kutusundan koltuk olur mu?

Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ‘ramatoloji’ bölümüne muayene olmak için gittim. Yaklaşık 2 saat süren beklemenin ardından muayene olabildim. Tabii bu 2 saatlik zaman diliminde, ayakta bekledik. Çünkü hastane içinde yeterli koltuk yok. Aslında koltuk konulabilecek uygun yerler var ama konulmamış. Yaşlı ve hafta insanlar saatlerce ayakta bekliyor. Artık ayakta durumayan insanlarda yerlere, çöp kutularının üzerine oturuyor. Haliyle de bu manzara bir hastaneye yakışmıyor.
İ.S.

13 yıl bekledik 1 yıl daha bekleriz

13 yıldır beklediğimiz Batıkent-Sincan metro hattı açıldı. Ancak 3 vagondan oluşan tren setinde rezillik diz boyu. Metro istasyonlarındaki yürüyen merdivenler çalışmıyor. Batıkent’teki ‘aktarma’ konusunda da büyük sıkıntılar var. Saatleri hiç uymuyor. 10-15 dakika aktarma yamkak için beklediğimiz zamanlar oluyor. Hal böyle olunca da, 13 yıldır yolunu gözlediğimiz metronun, zaman açısından otobüsten hiçbir farkı kalmıyor. Sayın Başkanımız Melih Gökçek’ten bir ricam var:
Batıkent-Sincan metro hattını kapatın, tüm aksaklıları giderin. Zaten 13 yıl bekledik, 1 yıl daha bekleriz. En azından rahat ve konforlu yolculuk yapmış oluruz.
Ahmet AÇIKKOL

Haberin Devamı

‘Ben yaptım oldu’ kente zarar veriyor

Ankara ve İstanbul’da belediyeler, teleferik yapma seferberliğine girişti. Teleferik toplu taşıma aracı değil ama öyle sunuyorlar. Başkent’teki teleferik çalışması trafiği alt üst ediyor. Yol ortasında duran çirkin direkler, evlerin önünü kapatıyor. Hangi mühendise danışıldı, hangi şehirciden olur alındı? Halka soruldu mu? Sanmıyoruz... Peki kent içinde havada asılı bu araçları kim denetleyecek? Standartı, güvenlik kriterleri, halka neden açıklanmıyor?
Soruyoruz çünkü, Ankara’nın bir diğer tarihi semti Keçiören’e, seneler önce yapılan turistik amaçlı seyir teleferiğini, bir belediye başkan adayı yıkmak istiyor. Vaatleri arasında bu var. Gerekçesi makul, ‘tehlikeli’ diyor. Hangisine inanalım? Teleferik gibi modern teknoloji gerektiren insan odaklı projeleri, ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla yapmak, kente zarar veriyor.
Metin ALTAY

Haberin Devamı

Başıboş köpekler vatandaşa saldırıyor

Çankaya Hilal Mahallesi Şehit Mustafa Doğan Sokak’taki iş yerimize gidip gelmek, başıboş köpekler nedeniyle neredeyse imkansız hale geldi.
Son 3 yıldır bu dertten muzdaribiz. Binlerce şikayet, yüzlerce saldırı olayı yaşadık. Belediye köpekleri topluyor, 2 gün içinde yeniden sokaklara dönüyorlar. Sözde kısırlaştırma yapıyorlar ama sürekli doğuruyorlar. Zaten birçoğunun kulağında küpe yok. Çankaya Belediyesi ile Büyükşehir topu birbirine atıyor. İlla birinin ölmesi mi lazım? Belediyeler neyi bekliyor anlamak mümkün değil.
Sultan ELDEM

Yazarın Tüm Yazıları