Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden TÜRKKONUT itirazı

Melih Gökçek, Mustafa Tuna ve son olarak da Mansur Yavaş.
Altı yılda, üç Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı gördü.
Hepsine aynı mesafeden baktı.
Çok eleştiri yaptı.
Ama, hiç haksızlık yapmadı.
*
Evet, pazartesi günü Burada Okur Yazar’da “99 BİN AĞAÇ VE BİKTİ GÖZ GÖRE GÖRE KURUYOR” başlığı vardı.
Hürriyet Ankara, 1. sayfadan bu yazıyı, “İLGİSİZLİK KURUTUYOR” diye gördü.
Özet geçersek...
Türkiye S.S. Yapı Kooperatifleri Merkez Birliği (TÜRKKONUT) Genel Başkanı Yılmaz Odabaşı, TÜRKKONUT Çayyolu-2 Uydukent’te 18 yılda dikilen 99 bin adet ağaç ve bitki örtüsünün, mart ayından itibaren kaderine terk edildiğini aktarmış.
Ve...
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda olan bölgeyle ilgili şu
eleştirileri yapmıştı:
* Kuruyan ağaçlar dikkat çekmesin diye diplerinden kesiliyor.
* Firma, ‘Zarar ediyorum” diyor ve bakım yapmıyor.
* ANFA Genel Müdürü Semih Narlıoğlu, ‘Orası bize mi ait?’ diyor.
*
Dün, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yazıyla ilgili “İTİRAZ” açıklaması geldi.
Ve...
Söz şimdi yetkilide.
“Yazıdaki ifadeler gerçekleri yansıtmamaktadır” diye başlayan açıklamanın özeti şöyle:

40 AĞAÇ GEÇMİŞ YILLARDA KURUMUŞ

“Bölgede ağaç kurumalarına örnek olarak gösterilen fotoğraftaki ağaçlar Türkkonut İlköğretim Okulu’na aittir. Okul alanı ağaçlandırılmış ve adı geçen okula ‘sulama ve bakım işlemlerinin okul idaresince yapılması’ koşuluyla teslim edilmiştir. Açıkça görüldüğü üzere Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ihmali sonucu kurumuş olarak gösterilen ağaçlardan okul idaresi sorumludur. Yine yazının başlığında gerçeği yansıtmayan şekilde ‘18 yıl boyunca dikimi yapılan 99 bin ağaç ve bitki kaderine terk edilmiş’ ifadesi de hiçbir şekilde doğru değildir. Teknik olarak bölgedeki 10-15 yıllık ağaçların sulanmadığı için kuruması söz konusu olamaz. Söz konusu alanda bahsedilen şekilde bir kurumanın bulunmadığını her giden şahıs görebilecektir. 2019 yılı içerisinde kuruyan fidan sayısı sadece 2 adettir ve kuruma sebebi de bitki hastalığıdır. Yaklaşık 40 adet ağaç ise geçmiş yıllarda kurumuş, kuru temizliği yapılmamıştır.

AĞAÇLAR ÇOK ÖNCEDEN KESİLMİŞ

Ayrıca haberde yer alan ve tanesi 25 bin TL olarak lanse edilmeye çalışılan herhangi bir fidanın da söz konusu alanda mevcut olmaması ve amaç kurumaları önlemek ve yeşili yaşatmak ise neredeyse kış mevsiminin girdiği şu günlere kadar hiçbir talebin gelmemiş olması da yapıcı bir yaklaşımın olmadığının göstergesidir. Yine kuruduğu için dibinden kesildiği iddia edilen ağaçların çok önceden kesilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taşeron firmanın yüzde 57 kırımla aldığı için ‘zarar ediyorum bahanesiyle yapmadığı’ iddiası da tamamen asılsızdır. Nitekim diğer alanlarda daha yüksek kırım oranları ile ihale alan diğer firmalar dahi bakım alanlarında düzenli çalışmalarına devam etmektedirler. Bölgede, Büyükşehir Belediyemizin sorumluluk alanına giren yerler orta refüjler, köy yolu orta refüjleri ve camii çevresidir. Bu alanda da bakımlar düzenli olarak gerçekleştirilmektedir.”

‘TOPRAK KAYIYOR SULANAMIYOR’

TÜRKKONUT Genel Başkanı Yılmaz Odabaşı, “mesire alanı” konusuna da dikkat çekmiş ve iletisinde, “59 bin ağacın bulunduğu ve 183 bin metrekare büyüklüğündeki mesire alanını, bu yılın başından itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı kapattı. Bu milli servetin korunup kollanması, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin asli görevidir” demişti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden gelen açıklamada, “mesire alanı” meselesi ile ilgili ise -özetiyle- şu ifadelere yer verildi:

VATANDAŞLARIN KULLANIMINA KAPALI

“Bölgedeki mesire alanı toplam 38 bin metrekare ve ağaç sayısı 4 bin 100 adettir. Mesire yerinin bakım ve sulama işlerinin esas yapılamama nedeni, söz konusu alana tekniğine aykırı olarak gereğinden çok fazla hafriyat döküldüğünden uygunsuz bir toprak depolaması yapılmış olması sonucu, kaçınılmaz olan kaymanın meydana gelmesi ile sulama hatları parçalanmış, yollar kaymış, piknik alanları çökmüş (kaymalar hala devam etmektedir) ve ANFA Genel Müdürlüğü’nün jeoloji mühendisi ve ilgili teknik elemanların incelemeleri sonucunda sulama tankeri vb. ağır tonajlı araçların alana girmesi halinde toprak kaymasının daha da hızlanacağı ve tehlike arz edeceğidir. Bu nedenle mesire alanı, sulama çalışmalarına uygun olmayıp, vatandaşların kullanımına da kapalıdır. Zaten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü söz konusu alanı ‘Afet Riski Altındaki Alan’ olarak ilan etmiştir.