Özeti şuydu:
Bir okurumuz, internetten “fiyatı uygun” diye araç kiraladığını...
Dönüş yolunda çalışmayan araç için kendisine 15 bin TL masraf çıkarıldığını...
Olayı araştırdığında da GPS ile otomobilin motorunun bloke edildiğini öğrendiğini aktarmıştı.
Hürriyet Ankara’nın birinci sayfasında “KİRALIK ARAÇTA GPS OYUNU” başlığıyla manşete çıkan yazım, aynı gün hurriyet.com.tr’de de kendine manşetlerde yer buldu.
Tabii, yankı yaptı.
Hafta boyu “rent a car”cılar, ileti yağmuruna tuttu.
Doğahan Giritlioğlu’nun bu haberinde, Otomobil Kiralamacıları Federasyonu (OKFED) Başkanı Asım Kızmaz, merdiven altı ‘rent a car (oto kiralama)’ yapıldığına dikkat çekmiş...
Ve.
“Ben federasyon başkanı olarak araç kiralamaya korkan bir insanım” diyerek, vatandaşlara bazı uyarılarda bulunmuştu.
*
Bu haberin ardından, “Mağdurlardanım” diyen ve isminin gizli kalmasını isteyen bir okurumuzdan ileti aldım.
Anlattıkları aynen şöyle:
UYGUN FİYATA ALDANDI
“Memleketime gitmem, bu nedenle de acilen araç kiralamam gerekiyordu. İnternette arama yapıp, üst sıralarda çıkan sonuçlardan birine tıkladım. Günlük kiralama bedeli uygun olduğu için fazla araştırma yapmadan sitedeki cep telefonunu aradım ve ‘ortak bir noktada buluşma’ teklifleri üzerine aracı teslim aldım. Bu arada göz ucuyla okuduğum iki günlük sözleşme haricinde prosedür gereği aracın ederi kadar senet imzalattılar.
Diğer bir adıyla, Yahudi Mahallesi.
Fotoğrafları gönderen okurumuz Sema Akçay, meramını da gayet net bir iletiyle anlatmış.
YIKILANIN YERİNE OTOPARK
“Bölgedeki evlerin tümü, Ankara’nın ilk yerleşim döneminden kalma. Bu evlerin bir bölümü yıkılmış, bir bölümü de yıkılmak üzere. Yıkılan binaların yeri anında otoparka dönüşüyor. Buram buram tarih kokan bu bölge, en az Hamamönü evleri kadar güzel ve alımlı. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Altındağ Belediyesi’nin de destekleriyle buraya el atılsa, Ankara’nın en güzel tarihi mekânlarından birisi ortaya çıkar. Bu tarihi kaybetmeden, kazanamaz mıyız?
Bu olayın fikri takibini yapan okurumuz Yağmur Demirkol, gönderdiği iletisinde şunları aktarmış:
HER YER TOZ, TOPRAK, ÇAMUR
“İstinat duvarının çökmesinin üzerinden 13 ay geçmesine rağmen bir çözüm sunulamadı. Aksine, hiçbir alakası olmayan ve yan apartmanda oturan bizler, bu durumdan mağdur olduk. Moloz yığınları bizim apartmanın arkasına atıldı. Her yer toz, toprak, çamur içerisinde. Mamak Belediyesi’nden gelip giden de yok.”
ÇANKAYA BELEDİYESİ'NİN BU ÜCRETTEN HABERİ VAR MI?
Okurumuz M. Fethi Benderli, Çankaya Belediyesi’nin Oran’da açtığı Bülent Ecevit Buz Sporları Salonu’yla ilgili şikâyetini şöyle aktarıyor:
“Ben, Oran’da ikâmet eden bir vatandaşım. Kızım, ‘Çankaya Belediyesi’nin hizmet tesisi’ düşüncesiyle torunumu, Bülent Ecevit Buz Sporları Salonu’na götürdü.
Hatta, sürücülerin kafasını karıştıran durumu/yapısı nedeniyle de Hürriyet Ankara’nın 1. sayfasında bu haber “Labirent gibi” başlığıyla yer almıştı.
*
Bu defa, yüksek mühendis okurumuz Zeki Acar, bir ileti göndermiş.
İletisinde, şunları aktarmış:
ARAÇLAR TERS YÖNDEN SEYREDİYOR
“Atatürk Hastanesi-ODTÜ Teknokent arasındaki köprülü kavşak, eksik ve hatalı yapılmış.
ŞÖYLE Kİ: Eskişehir Yolu yönünden gelip, Beytepe yönüne ya da Beytepe yönünden gelip, Eskişehir Yolu yönüne geçiş yok. Bu nedenle, zaten çok karmaşık olan kavşağı kullanan araçlar ve belediye otobüsleri (girilmez-dönülmez levhaları olmasına rağmen) ters yönlerden seyretmek zorunda kalıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, muhtemel bir kazada suçu sürücülere yüklemeden önce önlem almalı. Kavşağa ‘girilmez’ levhaları
Mevzunun geçtiği yer, yaya ve araç trafiğinin en yoğun olduğu Optimum AVM’nin karşısı.
Okurumuz, “Yayaların can güvenliği tehlikede” uyarısını yapmış ve iletisinde -özetiyle- şunları kaydetmiş:
KALDIRIM ANİDEN BİTİYOR
Hürriyet Ankara Büro’daki panomuzda, büyük puntolarla “KENTİNİ YAŞAYAN GAZETE” yazısı vardır.
Bu yazı aslında bizim kulağımızdaki küpe’dir.
Yaşa ki, sorunları göresin...
Yaşa ki, vatandaşı anlayasın...
Yaşa ki, yetkililere aktarasın...
Bunları hatırlatır.
*
“İnsanlardan alınan kimlikler, alelade bir tahtanın üzerine bırakılıyor. Kimliğinizi verdiğinize dair bir fiş ya da kart filan da verilmiyor. Yani kimliğinizi oraya bıraktığınıza dair hiçbir kanıtınız olmuyor.
SORUYORUM:
* AŞTİ’de taşıma aracı alırken, kimliğimizi rehin olarak neden vermek zorundayız?
* Masanın üzerindeki kimliğim çalınırsa, vatandaş olarak kime/nasıl başvuracağım?
* Bilgilerim kopyalanır ve mağduriyet yaşarsam, bunun sorumlusu kim olacak?
TALEP EDİYORUM:
* Bu kanun dışı uygulama sonlandırılmalı.
ADAYLARA NOTUM VAR