Fatih Tekeci

Bu yazıyı sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?

Evet.
Burada Okur Yazar’a bu hafta, “Memlekete gittim, gelicem” notu asıp...
Koca bir hafta, “ense yapmak” niyetim vardı.
Bünye pek alışık olmadığından...
Duramadım.
Ama, bir Ankara yazısı da yazamadım.
O yüzden, biz bu haftaya “Burada Okur Bilgilendirilir” diyelim.

Bu fotoğrafı gördüğüm, Anadolu Ajansı’nın servis ettiği haberi okuduğum günden beri...

Bir gazetecilik görevi olduğu inancıyla soruyor, sorguluyorum:
“Salih’in suçu Suriyeli ve fakir olmasıydı.
Peki, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hiç mi suçu yok?”
*
Ağzı (kapağı) açık olduğu için Salih’in düştüğü kanalizasyonun sorumlusu, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), dolayısıyla da Ankara Büyükşehir Belediyesi değil mi?

Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, geçen hafta Hürriyet Ankara’ya “turizm” konusunda önemli açıklamalar yaptı.

 

DEDİ Kİ: “Öncelikli görevlerimizden biri de Ankara Kalesi’ni ve çevresini gerçek anlamda kent turizmine kazandırmak. Sürecin koordinasyonuna talibiz.”
DEDİ Kİ: “Ankara’nın var oluş hikâyesine tanıklık eden ve herkesin bir anısının olduğu Ulus’u, tekrar ismine yakışır hale getirmek hepimizin görevi.”
*
Bu açıklamalar aslında bir nevi, “turizm derbisi”nin başlama düdüğü gibi.
Ankara’da zemin güzel, hava güzel.
Tribünlerde 5.5 milyon kentliye yer ayrılmış.

Okurumuz Mehmet Gürer, “Türkiye’nin başkenti Ankara’da dilencilik artık bir son bulsun” demiş.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, 31 Mart seçimleri öncesinde yaptığı açıklamalardan biri olan “Bizim yönettiğimiz Ankara’da, trafik ışıklarındaki dilencileri göremeyeceksiniz” ifadesini hatırlatan Mehmet Gürer, iletisine şöyle devam etmiş:



TEDBİR ALINSIN, SON BULSUN
Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Göreve yeni geldiniz ancak bu dilenci konusu çok önemli. Hele hele yaşlı teyzelerimizin trafik lambalarında dilenmeleri ve dilendirilmeleri bana dokunuyor. Hepimize dokunması gerekmiyor mu? Ankara Büyükşehir Belediyesi zabıtası ve Ankara Emniyeti’nin alacağı tedbirlerle, trafik lambalarındaki bu dilenciliğe bir son verilebileceği kanaatindeyim. Zabıta ve polisin, resmî kıyafetleriyle devriye atmaları bile caydırıcılık unsuru olacaktır. Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara Emniyeti ve ilçe belediyeleri el ele vermeli, yaşlı ve çocukları dilendiren çetelerle mücadele etmeli.”

GEÇEN HAFTANIN İKİ GÜZEL HAREKETİ

HAREKET-1

Bu bir “ıhlamur ağacı” hikâyesi. Ve bu hikâye, “Bir varmış, bir yokmuş” yerine, “Bir varmış, iyi ki varmış” diye başlarmış.

Ankara Üniversitesi öğrencileri ve çalışanları...
Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nin (İLAUM) önündeki bu ağacı, “ıhlamur haydutları”na karşı koruma altına almışlar.
Ağaca küçük küçük notlar asmışlar:
“Temas yok!”, “Lütfen ıhlamurlara dokunma!”, “Dallarımı kırmayın lütfen!”, “Çiçekler yerlerinde güzeller”, “Bu ağaç güvenlik kamerası ile izlenmektedir. Lütfen yaprakları koparmayın!..”
“Ağacın dili olsa da konuşsa” deriz ya hep.
İşte alın size, konuşan ağaç.
Unutmayın.

Ankara’da motosikletli kuryeler, çoğunluğu Suriyeli olan mülteci kuryelerin “ucuz iş gücü” ile çalıştırıldıklarını... Haliyle, mağdur olduklarını/edildiklerini söylüyor.

Ankara Motosikletli Kuryeler Derneği’nin kurucusu ve eski başkanı Yakup Sağlam, durumu şöyle özetliyor:
“BİZ: Araç muayenemizi yaptırıyoruz, vergimizi veriyoruz, cezamızı yatırıyoruz. Yani devlete gelir sağlıyoruz.
ONLAR: Ehliyetsiz, plakasız ve evraksız motosikletlerle çalışıyorlar. Yani, devleti de zarara uğratıyorlar.
BİZ VE ONLAR: Biz günlük 110-120 TL’den çalışırken, onlar 50-60 TL’den çalışarak, namusuyla bu işi yapan insanlarımızın işsiz kalmalarına neden oluyorlar.
Ankara Motosikletli Kuryeler Derneği olarak ekmeğimizle oynanmasına izin vermek istemiyoruz. Tüm yetkililerden, bu konuda bir an önce adımlar atılmasını talep ediyoruz.”

ASIL ŞİMDİ  ULAŞIM AKIL’LANIYOR

1 Temmuz 2014: Ankara, “ulaşımda akıllı dönem” göbek adlı Ankarakart ile tanıştı.

İsmi bende saklı (gizli kalmasını istemiş) okurumuz, İskitler bölgesi için, “Ankara’nın göbeğindeki bataklık” benzetmesi yapmış.

Haklı da.
Tam bir bataklık.
Ve bu bataklığın, “acilen kurutulması” şart.
Okurumuz, iletisine şöyle devam etmiş:

Geçen pazartesi, şunu demiştim: “Mansur Yavaş, kılı kırk yarmalı ve ‘Ankaralılar öncelikli olarak ne istiyor?’ sorusundan yola çıkıp, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde en azından bir müjde vermeli.”

İlk müjde, salı günü geldi.
Bizim Hürriyet Ankara okurlarının, “Asfalt katılım bedeli işi ne alemde?” sorusu da yanıt bulmuş oldu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “asfalt katılım bedeli tahsilatının durdurulduğunu” ve “tapulara konulan şerhlerin kaldırıldığını” açıkladı. Yavaş, “Haksız yere ödeyenlerle mahsuplaşmaya gideceğiz” diye de ekledi.
*
İkinci müjde, perşembe günü geldi.
Bir Melih Gökçek klasiği, “dini bayramlarda EGO otobüslerinin ücretsiz olması” hususunda yeni bir adım atıldı.
Mansur Yavaş başkanlığındaki Büyükşehir Belediye Meclisi, şu kararı aldı: