Yarın Rusya Ankara ile anlaşınca kimler ortada kalacak

Neden ‘bölünme bildirgesi’ diyorum?...

Bir ‘anayasa değişikliği’ gibi gösterilmesine bakmayın siz...
Daha çok ‘tek taraflı bir ilan’dır bu.
Yani geçmişte yaptıkları siyasi temelli ve anayasa değişikliği çerçevesinde bir ‘yerinden yönetim talebi’ değildir.
Memleketin özellikle bir bölgesinden ve bir kongre ile tek taraflı olarak ilan edilmiştir.
Yani öyle Meclis’te bir anayasa değişikliği komisyonu talebi yoktur.
Referandum talebi bile yoktur.
Yalnızca bu açıdan bile usul ve üslup olarak bir ‘bölünme bildirgesi’ dir.

BUNLARI BEN DE TARTIŞMAYI İSTEDİM

Şehirlerin yönetimini orada yaşayanların seçmesini ben de istiyorum.
Daha demokratik bir anayasayı ben de istiyorum.
Şehirleri atanmış valiler değil, seçilmişler yönetsin tartışmasını ben de istiyorum.
Ama bunun konuşulacağı yer bir siyasi parti açısından Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
Etnik kökenli bir bölgesel kongre alanı değildir.
‘Kürdistan’ vurgularının yapıldığı ‘kanton hayalleri’nin kurulduğu bir toplantı değildir.

CELAL DOĞAN VE DENGİRMİR MEHMET FIRAT

Doğrusu merak ediyorum... Türkiye’de ayrımcılığa, ayrışmaya en çok karşı çıkmış iki insan olarak Celal Doğan ve Dengir Mir Mehmet Fırat bu gelişme için ne diyor?
Yakında göreceğiz.

KÜRT İŞADAMLARI DERNEĞİ

Dün yazdım.
Rusya Türk işadamlarına kapıları kapatırken Demirtaş’a Kürt İşadamları Derneği’ni niye açtırır?
Demirtaş HDP irtibat bürosunu Moskova’da niye kurar?
Bu soruların cevapları açısından...
Bugün devam ediyorum ve yazının başlığını aynen burada da yazıyorum:
“Bugün Rusya’nın gazıyla kanton, özerk Kürdistan hayaline kapılanlar, yarın Türkiye ile Rusya anlaştığında açıkta kalırlar.”
Umarım HDP içinde bunu düşünecek aklıselim insanlar vardır.
Eğer bu kısa kriz döneminden bir ‘Kobani’ çıkarma niyeti varsa, bu bölge halkı için de yapılacak en büyük kötülüktür.
Tarih boyunca Türkiye’nin bütünlüğü ile oynamak isteyenler, yabancı güçlerin maşası olarak tutundukları ateşte yanmıştır.
Türkiye Kürtlerini bir kepenk haline getirip kapatamayacaklarına göre...
Arnavutköy’den Cizre’ye kadar uzanan tehlikeli bir hayali kuranlar, umarım bu gerçekleri görüyordur...