Saat 21.00 THY İzmir-İstanbul uçağı... TK2337 Bekliyoruz... Bekliyoruz. Alanda bekliyoruz... Saat 22.00... Bekliyoruz... Az sonra uçaktayız. Kalkış için anonslar başlıyor... Ama kalkamıyoruz... Yine bekliyoruz. Dakikalar geçiyor... Pilot anons ediyor: “Sayın yolcular kaptan konuşuyor...” Ama sonrası yok. Kaptan konuşamıyor. Belli ki kalkış izni yok... Yavaştan yolcular homurdanmaya başlıyor... Fısıltıların şiddeti artıyor. Ve saat 23.00’te tam arkamızdaki kadın yolcunun sesi bir korsan miting tonunda patlıyor: “Neyi bekliyoruz. Niye kimse bir açıklama yapmıyor?” Ve tam kitle psikolojisi... Bir tek ses bütün sesleri ateşliyor... Yolcular ayakta. İsyan var. Hem ayaktayız ve hem de bağırıyoruz... Hosteslerin boynu bükük... Ne yapsınlar, çaresiz bakışlarla cevap vermeye çalışıyorlar. Ama cevap yok... Sonunda yolcular uçağın kapısına dayanıyor. “Açın kapıyı çıkacağız.” Kabin amiri ne yapacağını şaşırıyor. Az sonra kapı açılıyor. THY görevlisi çıkıyor karşımıza. Herkes bağırıyor. Sinirler gergin. Ama o kadar nazik bir THY görevlisi ki... Üzülüyorum onun için. Diyor ki: “Lütfen inmeyin. Eğer inerseniz uçak daha da gecikecek. Lütfen bize 5 dakika verin...” Bazı yolcular buna rağmen iniyor. Arkamdan bir yolcu bağırıyor: “Görün bunları Fatih Bey, görün de yazın. Bakın siz de yaşıyorsunuz bu işkenceyi...” “Haklısınız” diyerek ikna etmeye çalışıyorum: “Bakın 5 dakika bekleyin” diyorlar. “Bekleyelim, olmazsa hep birlikte ineriz...” Yolcular kabul ediyor. Ve tam 5 saat sonra uçak havalanıyor... Aradan birkaç gün geçtikten sonra uçaktaki yolculardan bazıları mesaj gönderiyor: “Neden yazmıyorsunuz?” Evet işte yazıyorum. Ve gerçek şu... Bu 5 saatlik işkencede THY’nin hiçbir hatası yok. THY’nin tek hatası pilotun yolculara açıklama yapmamasıydı. Bütün sıkıntı Atatürk Havalimanı... Çünkü artık yetmiyor... İstanbul gibi müthiş bir hızla büyüyen bu coğrafyaya o alan yetmiyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’na da kaydırılmadığı için tıkanıyoruz. Ve ne yazık ki, bu yaz bu işkence çok daha şiddetle yaşanacak gibi görünüyor. Bir de güney havası eserse, alan tek piste kalacağı için saatlerce uçağın içinde bekleyebiliriz. Çıldırabiliriz.. Ama yapacak bir şey yok. İstanbul dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinden birisi. İşte bu nedenle üçüncü havalimanının bir an önce yapılması gerekiyor. Yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli bir alan düşünün... Böyle bir ekonomi ve böyle bir vizyon... 5 saatlik İzmir-İstanbul işkencesi bir kez daha gösterdi ki... Bu yaz Atatürk Havalimanı’ndan uçan ya da gelenlere Allah sabır versin... Gökyüzünde çok fazla isyan görüyorum...