Paylaş
Karşılıklı bakanların mal varlıklarının dondurulmasına kadar ulaştı.
Önce soruları soralım:
- NATO’dan ikili ilişkilere kadar “en kuvvetli müttefik” olarak birbirini gören Türkiye ve ABD arasındaki bu kriz nereye gider?
- Rusya ve Çin Türkiye için ABD’ye karşı alternatif bir rol alır mı?
- Kriz derinleşir ve ipler kopma noktasına gelir mi?
- ABD Türkiye’ye yaptırım uygular mı?
İki gündür çok güvendiğim diplomatlara soruyorum.
Genel kanı şu:
- Evet Trump yönetimi çok sert gidiyor. Türkiye elbette bu kararlara cevap vermek, karşılık vermek durumundadır. Bağımsızlığından ödün verecek değildir.
- Ancak bunca yıllık ittifak bu şekilde son bulamaz.
- ABD’nin bölgedeki çıkarları açısından, dünya dengeleri açısından Türkiye’yi kaybetmesi söz konusu değildir.
- Bu nedenle zaman içinde mutlaka bazı aracılar devreye girecek, diplomasi işleyecektir.
- Bu olayı iki ülke arasında bir bilek güreşi gibi sunmak isteyenler olabilir. Çünkü bu durum onların çıkarınadır.
- İki ülke dışişleri bakanlarının yaptığı son görüşme, iplerin kopmadığına, tam tersine normalleşme için umut ışığı olabilecek bir işarettir.
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Trump oyuna getiriliyor” sözü de aynı zamanda diplomatik açıdan kapıyı açık bırakmak anlamına gelebilir. Yani doğrudan Trump’ın suçlanmaması önemlidir.
EKONOMİK ETKİSİ
Bu krizin elbette ekonomik etkileri oluyor. Doların yükselişi, Türkiye’nin kredi kaynaklarına olan basınç... Yükselen faiz baskısı...
Türkiye bütün bunları atlatabilecek güçtedir elbette.
Ama niye bu çapta bir kaynak ve zaman israfı yaşansın...
Türkiye’nin önünde, 100 günlük program ve projeler vardır.
2023 hedefleri vardır.
Elbette Türkiye bu hedeflere ABD ile zaman ve kaynak israfı yaratacak bir çatışma gündemiyle ulaşmayı tercih etmez.
Ancak başta FETÖ olmak üzere, Halkbank gibi olaylar, Türkiye’nin enerji güvenliği ve nükleer santral tercihleri, S-400, PYD/PKK ile mücadele gibi milli çıkarları açısından yaptığı haklı tercihler söz konusu.
PRATİK ÇÖZÜM
- Peki nasıl bir çözüm olabilir?
Yakın zamanda, ön görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasında baş başa bir görüşme olabilir.
- Bu görüşmenin zamanının çok fazla uzaması krizin derinleşmesine yol açar mı?
Bu da elbette haklı bir soru.
Burada önemli olan Trump’ın, Türkiye’nin samimiyetine inanmasıdır.
Ancak çevresindeki bazı lobiler, bunu zorlaştırmak için çaba gösteriyor.
Görünen odur ki, ne kadar derin olursa olsun Türkiye - ABD ilişkileri bir miktar yara alsa da, kopmaz.
Kriz mutlaka çözülür...
Sonuç olarak devletler arasında arkadaşlık değil ortak menfaatler esastır.
Paylaş