Paylaş
“ABD’nin yeni başkanının ne yapacağı öngörülemiyor. Dikkatli olmak gerekir. Pozisyonumuzu ve ittifaklarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekir.”
Yani?
- Putin’le yaklaşıyor.
- İsrail’e müthiş bir Kudüs desteği veriyor. Bölgede yeni karışıklıklar başlayabilir.
- Çin’e çok sert gidiyor.
- Çok radikal kararlar alabilir. Eleştirilere çok sert tepkiler verebilir.
Niye bu analiz?
Çünkü Trump, ‘altüst edici’ bir söylemle geliyor.
Paralı bir devrimci!!!
Sert bir üslup. İş bitirici bir görüntü.
Dünyanın en büyük askeri gücü.
Dünyanın en etkili ekonomisi.
Ve ‘öngörülemeyen bir başkan’.
Bu ‘öngörülmez durum’ üzerine bazı başkentlerden değişik kararlar geliyor.
Beklenmedik atılımlar.
20’NCİ YÜZYILIN BİTİŞİ
İşte Avrupa’nın devi Almanya...
Yıllarca Rusya’ya karşı en sert politikaları uyguladı.
Ambargonun en büyük destekçisi ve savunucusu oldu.
Ukrayna ve gaz krizi nedeniyle Rusya ile köprüleri attı.
Ama bakın, Trump sonrası Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier ne diyor:
“Trump’ın seçilmesiyle 20’nci yüzyıl geride kaldı. 21. yüzyılda nasıl bir düzenin hâkim olacağı, yarının dünyasının nasıl görüneceği tespit edilmiş değil, tamamen açık.”
“Bu defaki değişiklikle, küresel bozukluk açısından çok daha fazla şey tehlikede.”
ALMANYA’DAN RUSYA’YA
İşte bu ani değerlendirmeler üzerine hareket başlıyor.
Aylardır ambargodan başka bir açıklama yapmayan Berlin’den farklı çıkışlar geliyor.
İşte son haber:
“Rus ve Alman bakanlar, ambargonun kaldırılması halinde ticaretin düzelmesini görüştüler.”
Dahası da var:
“Ortak çabalarla iki ülke arasındaki ikili ticaret rejiminin en kısa zamanda düzelmesini sağlayacak karşılıklı ürün sevkıyatı güvenliğini garanti eden sistemin yenilenmesi planlanıyor.”
Yani... Ambargonun en büyük destekçisi Almanya, Rusya ile yeni bir ittifak arayışında.
PUTİN-TRUMP-ASTANA
Trump’ın Obama yönetiminin aksine Rusya’ya çiçek atması...
Putin’in de bu çiçeği görüp, Astana’daki Suriye zirvesine ABD’yi davet etmesi.
Ve son olarak şu haber:
“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Basın Danışmanı Dmitry Peskov, Putin’in ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.”
Bütün bunları alt alta toplarsak...
Dünyanın etkin başkentleri arasındaki kartlar yeniden dağılıyor.
Belli ki artık, ‘Trump öncesi ve Trump sonrası’ diye bir diplomatik takvim oluşuyor.
Şurası açık...
Dünya artık, ‘keskin ve kararlı liderler’ dönemine girmiştir.
Toleransın azaldığı bir dönemdir bu.
Her söz, her çıkış, her sertlik bir krizin fitili olabilir.
ARABULUCU LİDERLER
Bu durum, yeni tür bir diplomasiyi de getirebilir.
Yani egoların çok yükseldiği bir ortamda, son sözlerin söylenmesi yerine, diplomasinin şartlarına göre, ‘arabulucu liderler’ oluşabilir.
Keskinlik seviyesi yükseldiği için... BM değil, diplomatlar değil...
Doğrudan arabulucu ve güvenilir liderler dönemi gelebilir.
Mesela, Çin’le ABD arasında giderek keskinleşen ortamı yumuşatmak bir başka dünya liderine kalabilir.
Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinin çözümü sırasında nasıl Nazarbayev devreye giren bir lider olduysa.
Ya da ABD ile İran arasında duran Rusya gibi...
21’inci yüzyılın yeni oluşacak düzeninde, ‘arabulucu liderler’in ağırlığı öne çıkabilir.
Önümüzdeki dönem için, ‘öngörülmezlik’ analizini yapan her başkent, geçmiş krizleri geride bırakıp, yeni pozisyonlar ve ittifaklara yönelecektir.
Ankara, Ortadoğu’nun hem tek NATO üyesi...
Hem de bölgenin güçlü ülkesi olarak çok önemli bir pozisyon alabilir.
Paylaş